Balçığa Bulanmış Olanlar…

HAFTAYA BAKIŞ

AI1MET TANER KIŞLALI

Balçığa Bulanmış Olanlar…

İki gün sonra 23 Nisan.

76 yıl önce kurduğu Mecliste Mustafa Kemal’e çelme takmak isteyenler ödü Halkın tek umudu olan bir ulusal kahramanın, milletvekilliğine aday olmasını
Dile yasaklamak için oyunlar düzenleyenler unutuldu gitti.

Ama ruhlarında aynı tohumu taşıyanlar bugün de sahnedeler.

Tarihi ters yüz etme sahtekârlıkları ortaya çıktığı halde… Yalanları birer birer sergilendiği halde… Sırt sıvazlayıcıları olan bir cumhurbaşkanı rahmetli olunca, sudan çıkmış balık gibi çaresiz kaldıkları halde…

Bunlardan birisi bakın ne yazıyor:

“Birinci Cumhuriyet’in amacı, toplumun özgürlüğü ve refahı’ değildi Amaç, halka kışla anlayışıyla ‘ nizam’ vermekti O ruh, toplumu zenginleştirmeye hiç önem vermedi.. Onun yerine savaşla. cinayetle, ölümle toplumu çürütüyor.”

Kim yazıyor bunları?

Bir zamanlar Özal’ın yönettiği açıkoturumlarda yandaşında oturan birisi… SHP ve Baykal CHP’sinin Kültür Bakanı’nın “Başdanışman “ı… Cem Boyner’in koltuğunun altına sığınıp da ilk kaçanlardan… Altıok’lu partiler içindeki “gizli” yandaşlan giderek güçsüzleşenlerden…

TV ekranında. ‘“İstiklâl Mahkemeleri 30 bin kişiyi öldürttü, bu konuda araştırma yapmak bile yasak!” dediğinde: Prof. Ergün Aybars’ ın araştırması bir tokat
gibi yüzüne çarpılan, ama kızarmayanlardan…

Üniversitede girdiği derslerde, Atatürk’e olan kinini kusmayı alışkanlık haline getirenlerden…

Artık ne Özal var arkasında, ne CHP’nin bakanı ne de kendisini ciddiye alan bir kamuoyu.. Ama son seçimlerde halktan yüzde bir destek bile sağlayamayan
bir partinin, varlıklı aile çocuklarının okuduğu bir üniversitedeki bir avuç uzantısı var.

Orada söylediklerini köşesinde gururla yazıyor.

Kemalizm! terk ediş, 1950’lerde başladı. 12 Eylül döneminde “Türk-lslam Sentezi “nin resmi ideoloji olmasıyla noktalandı. Ve Türkiye’nin son yarım yüzyılına,
“Atatürk’e evet, ama Kemalizme hayır!” çizgisi damgasını vurdu.

Bugunkü olumsuzlukların sorumlusu, elbette kı ne Kemalizmdir ne de dinci çizgiyi izleyenlerdir!.

Bugünlerde Ceyhun Atuf Kansu’nun iki kitabını ilgiyle okuyorum: “Atatürkçü Olmak”ve “Söylevi Okumak”… Bir yerinde şu satırlara rastladım:

“Önümüzdeki yıllarda Atatürk’e nasıl ihanet edildiği, tek taraflı ve daha çok yabancı menfaatlara uygun, korkunç propagandalarla halkın nasıl kandırıldığı ve
Abdülhamit’le Meşrutiyet devresindeki komprador siyasetine dönülerek iç ve dış menfaat gruplan tarafından memleketin nasıl ziyan edilmiş olduğu daha çok anlaşılacaktır. Bencil ve bilgisiz demagogların yarattığı bu uğursuz akıma karşı, hasıraltı edilmek istenen Atatürk ilkeleri, genç kuşakların ve dürüst aydınların direnişiyle yeniden günümüzün en olumlu aksiyonu haline gelmeye başlamıştır.”

Kitap bu satırları, 2 Kasım 1964 tarihli Milliyet gazetesinden almış. Altındaki İmza da Çetin Altan’a ait…
Yani yazımın başında sözünü attığım numaracı cumhuriyetçinin babasına!

Acaba Sayın Altan’ın altını çizdiği “bencil ve bilgisiz demagoglar”ın bugünkü uzantıları kimler? Acaba Sayın Altan’ın vurgulamaya özen gösterdiği “uğursuz
akım “ın günümüzdeki adı ne?

★ ★★

Geleceğin “İkinci Cumhuriyet”ihanetini, Atatürk daha cumhuriyeti kurarken öngörmüş gibiydi, “Söylev”deki şu bölüm, çok anlamlı ve düşündürücüdür:

“Gelecek kuşakların, cumhuriyete hiç acımadan saldıranların başında cumhuriyetçiyim diyenlerin yer aldığını gördükten zaman şaşacaklarını hiç sanmayınız! Tersine, Türkiye ‘nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek düşüncelerini irdeleyip saptamakta hiç de zorluk çekmeyeceklerdir.”

Güneş balçıkla sıvanmaz; ama -sıvamak çabası içinde- balçığa bulanmış olanlar da güneşi göremezler’.. Ve göremeyince de yok sanırlar!..