Anasayfa » CHP’ye Sahip Çıkmak!

Yazı Hakkında

Başlık: CHP’ye Sahip Çıkmak!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 11 Eylül 1998, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

CHP’ye Sahip Çıkmak!

Cumhuriyet gazetesi ile CHP arasında üç önemli noktada ortaklık var.

İkisinin adında da “Cumhuriyet” sözcüğü yer alıyor. İkisi de Cumhuriyet ile yaşıt. Ve ikisinin adını da Atatürk koydu.

CHP 9 Eylül de 75 yaşını kutladı.

Kutladığı günlerde de, gazete köşelerinde zaman
zaman CHP ile ilgili haberlere rastlanıyordu.. “CHP
erken seçimi niçin istedi? Acaba barajı geçebilecek
mi?” gibi yorumlarla..

CHP oylarının düşük olduğunu gösteren, bazı kamuoyu yoklamalarına dikkati çeken yorumlarla..

★★★

Atatürk önce Halk Fırkasını kurdu. Cumhuriyet adını ona daha sonra ekledi.

Partisinin, gerçekten de “halkın partisi’ olmasını istiyordu.. Cumhuriyetin temellerini savunacak, halka dayalı bir partiydi kafasındaki.

Partisinin halktan topuk, bürokratik bir yapıya sahip olmaya başladığını gördüğünde üzülmüştü. Yeniden yurt gezilerine başlamak, halkla iletişimi doğrudan kurmak gereğini duymuştu.

En büyük düş kırıklığını ise, CHP heyetinin İtalya gezisi sonrasında yaşadı.

Dünyada faşizm yükseliyordu. Türk aydınları için de de, ırkçılık ve faşizm etkisinde kalanların sayısı az değildi. Ve CHP heyeti içinde yer alanlar da. İtalya dönüşü bu gruba katılmıştı.

Atatürk ‘ün, CHP’yi faşist modele göre yeniden biçimlendirmek amacındaki tüzük taslağına gösterdiği tepki ünlüdür:

“-Bu saçmaları İsmet Paşa okudu mu?.. Kimdir
bu zorbalar kim veriyor onlara bu yetkiyi?”

Kızgın, ama aynı zamanda da üzgündür:

“En yakınlarım bile beni anlamamışlar!”

Kuruluşundaki CHP toplumdaki en ilerici güçlere dayanıyordu. Ama giderek dinamizmini yitirdi kemalizmi, geçmişin bekçiliği biçiminde anlar oldu.

Yükselen yeni güçleri içine alamadı Atatürk’ün
halkçılık ilkesinin temelini oluşturan “üretici” kesime,
yani emekçilere yabancılaştı.

“Ortanın Solu” ile başlayıp, CHP tüzüğünde “Demokratik Sol” olarak yerini alan hareket, bir “yeniden yapılanma” idi.. Kemalizmin doğrultusuna ve “sürekli devrimci”özüne uygun olarak!

Emekçi sınıflar, düzenin dışladıkları, böylece kazanıldı.

Aydın-halk ikilemi aşılır oldu.. CHP yüzde 42’lere ulaştı…

Peki Türkiye’nin en büyük partisinin toplumsal desteği, nasıl oldu da yüzde 10’lara kadar indi?

12 Eylül sonrasındaki bölünmüşlük.. Etnik ve mezhepsel dayanışmanın ve söylemin öne çıkması. İkinci cumhuriyetçilerle girişilen flörtler.. Kemalist kimliğin yitirilmesi.. Hizipçiliğin kurumlaşması.. Seçmen tabanı-ideoloji-örgütsel yapı tutarlılığının kalmaması..İnandırıcılığın kaybolması..

Talihsiz sürecin köşe taşları işte bunlardır!

*★*

Şimdi ne yapmalı?

CHP’ye sahip çıkmalı!

Çünkü ne CHP tarihsel adından vazgeçiyor., ne de
Kemalizme inanmış çok sağlam bir kesim CHP’den
vazgeçiyor.

Üstelik de, Cumhuriyetin temel değerlerine sahip
çıkan ve de seçim şansına iyi kötü sahip, sadece iki parti var: CHP ve DSP.

Ne kadar eleştirsek de, onları elimizin tersi ile itme
lüksümüz yok!

Peki CHP’ye nasıl sahip çıkabiliriz?

Yanlışlarını ve o yanlışları savunanları eleştirerek!..
Doğrularına ve O doğruların arkasında olanlara destek vererek!..

Bu köşede hep aynı şeyi savunduk; “Ya Atıok’lu
bayraktan vazgeçin, ya da o bayrağa ve o isme layık
olun!” diye . Ama CHP ondan vazgeçemiyor: çünkü
vazgeçerse tümden biteceğinin farkında!

Biz de CHP’den vazgeçemiyoruz.. Çünkü o isimden ve bayraktan vazgeçemeyen insanlarımızın, bu toplum için ne ölçüde önem taşıdığının farkındayız!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz