Anasayfa » Ecevit’ten Demirel’e…

Yazı Hakkında

Başlık: Ecevit’ten Demirel’e…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.7)
Tarih:  04 Eylül 1998, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Ecevit’ten Demirel’e…

Ecevit’in son başbakanlığı dönemiydi.
Önemli bir Bakanlar Kurulu toplantısındaydık. Henüz
ortada PKK falan yoktu, ama Güneydoğu’da
sorunlar vardı. Önlemler tartışılıyordu.
Uzun toplantının son konuşmasını Başbakan yaptı.
Önce genel bir değerlendirme.. Ve arkasından,
çoğumuzu şaşkınlık içinde bırakan bir açıklama:
“- Sayın Carter’la baş başa görüşmemizde rica
ettim. CIA’nın ajanlarını Güneydoğu’dan çekmesini
istedim. Konuyu inceleyeceğini söyledi.. Bir süre
sonra da ‘Şu tarihten itibaren Türkiye’nin Güneydoğusu’nda
CIA ajanı bulunmamaktadır’ mesajı geldi…”
Carter zamanın ABD Başkanı’ydı.
Ecevit’in de ona bu isteği götürmesinin herhalde
önemli nedenleri vardı.

★★★

Geniş bir alana yayılmış olan PKK terörü.. Bir zamanlar
Güneydoğu’da devleti güç durumda bırakan
kepenk kapatma eylemleri.. Yakalanan teröristlerde
ele geçirilen, Batı kaynaklı gelişmiş silahlar.. Helikopterlere
karşı ne ölçüde etkili olduğu bilinen,
“sağlanması adeta imkânsız” Stinger füzeleri…
Batı ülkelerinde sık sık rastlanan PKK sempatizanı
gösteriler..
ABD dahil, genellikle hükümette görev almamış
önemli kişilerden PKK’ye verilen destek..
Türkiye’de ve komşu ülkelerde üstlenmiş 5-10
bin dolayında militanı kapsayan “profesyonel” bir
örgüt.. Eğitim kampları.. Haraç ağı.. Büyük bir uyuşturucu
zinciri..
Güvenlik uzmanları soruyorlar:
“- Bütün bunları, kişiliğini artık bütün ayrıntılarıyla
bildiğimiz Abdullah Öcalan mı başardı? O mu
yönetiyor?”
Çekiç Güç helikopterlerinin, zor durumda kalmış
PKK militanlarına yardım taşıdığı bilgileri, acaba düş
ürünü müydü? MİT’te yöneticilik de yapmış olan
Orgeneral Recep Ergun, acaba niçin bir tarihte M.
Ali Kışlalı’ya şöyle demişti:
“- Olup bitenleri yakından izlememe rağmen gene
de bazen hayretler içinde kalıyorum.. Güneydoğu’nun
öyle olmayacak yerlerinde yabancı diplomatlara
rastlıyoruz ki!..”
Batılı dostlarımızın Güneydoğu merakı, acaba doğa
ya da tarihsel kalıntı aşkından mı kaynaklanıyor?
Acaba niçin… Bir ABD kuruluşunun “gizli raporu”nda Türkiye’nin parçalanması öngörülüyor? Önce
Kürtlerin kopacağı, ardından bunu başkalarının
izleyeceği tahminleri acaba niçin yapılıyor?

★★★

Cumhurbaşkanı Demirel, geçenlerde Milliyet gazetesini
ziyaretinde ilginç şeyler söylemiş. Hiçbir
yanlış anlamaya meydan bırakmayacak kadar da
açık konuşmuş:
“- Başta Almanya olmak üzere, Avrupa’nın hemen
her ülkesinde, PKK örgütünü koruma eğilimi
var. PKK terörünü, Kürtlerin kurtuluş mücadelesi
olarak görmek eğilimi içindeler.. Sevr ile yapamadıklarını,
PKK ile yapmayı deniyorlar.”
Bu, Sayın Demirel’in, Sevr lafını ağzına ilk alışı değil.
Hatta Batı ile Sevr çağrışımlarını ilk kez yan yana
koyuşu da değil.
Çok uzun yıllar başbakanlık yapmış.. Kaç yıldır da
cumhurbaşkanlığı makamında oturuyor.. Yani son
yarım yüzyılımızın en deneyimli devlet adamımız..
Bunu acaba niçin yapıyor?
Tahminlerden mi yola çıkıyor, yoksa devletin en
gizli ve ayrıntılı bilgilerinden mi?

★★★

Dünün Ecevit’inden, bugünün Demirel’ine uzanan
bir çizgi var önümüzde.. Bir süreci hep birlikte yaşıyoruz.
Ecevit solcu.. Demirel sağcı..
Ama ikisinin de ortak iki önemli yanı bulunuyor:
Devletin gizli bilgilerini bilmek.. ve bu ülkenin ve insanlarının
parçalanmasına karşı olmak!
Bırakın numaracı cumhuriyetçiler “Sevr senaryoları”
diye konuyu sulandırmaya çalışsınlar!.. Bırakın
kitleler üzerindeki “uyarıcı” etkiyi azaltmak için çaba göstersinler!..
Ne Batılı dostlarımız (!) 1920’lerdeki kadar güçlü..
Ne içteki uzantıları 1920’lerdeki kadar etkili.. Ne de
Türkiye 1920’lerin Türkiyesi..
O zaman başaramayanlar şimdi mi başaracaklar?..
Eğer biz gerçeklere gözlerimizi kapatmazsak!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz