Anasayfa » Hainler Nasıl Kahraman Oldu?

Yazı Hakkında

Başlık: Hainler Nasıl Kahraman Oldu?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 09 Haziran 1995, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Hainler Nasıl Kahraman Oldu?

Bir profesör ile özelTV kanatlarından birinin bir program yapımcısı arasında şu telefon konuşması geçiyor:

Çeşitli mesleklerden bir grubun sözcüsü olarak size telefon ediyorum. Atatürk‘ü kötüleyip Vahdettin ’i kahraman yapma amacı taşıyan programınızı kınıyoruz. Tarihsel gerçeklerin tersyüz edilmesindeki amacı anlamakta da zorlanıyoruz. Tek yanlı, sadece bir kesimin savlarını yansıtan bir program, gazetecilik ilkelerine ne ölçüde uyar?

Aynı zamanda, yüksek tirajlı bir gazetenin Ankara temsilcisi olan yapımcı, programını savunuyor ve ekliyor:

İngiltere krallarına sahip çıkmıyor mu? Biz niçin padişahlarımıza sahip çıkmayalım?

Ve sorusuna karşılık olarak gelen bir başka soru karşısında bocalıyor:

-İngiltere’nin sahip çıktığı krallar bir Sevr’i mi imzaladı?

Telefon eden Prof. Erdinç Tokgöz‘dü. Mızrağı çuvala sığdırmaya çalışan da atv’deki “ünlü” programın yapımcısı Fatih Çekirge.

★★★

Yalancıların mumu, gerçekten de ancak yatsıya kadar yandı.

Tıpkı İstiklal Mahkemeleri’nin verdiği ölüm cezası sayısının 60 katına kadar çıkarılmasında ve sayısız benzerlerinde olduğu gibi…

Ama “resmi tarih “in yalanlarla dolu olduğunu kanıtlamak için hazırlanmış bir programı, Bandırma vapurunun boyu üzerine oturtanlardan ne bir ses var ne
bir nefes… Atatürk’ü Samsun’a götüren geminin 236 metre boyunda bir transatlantik değil de 40 küsur metrelik çürük bir gemi olduğu kanıtlandığı halde, ortalıkta en küçük bir “özür” ve “düzeltme” belirtisi yok.

Yalancıların programını tam iki kez ekranlara getirmişlerdi, halkın gözünü açmak için… Ekranda sahte fotoğraflar gösterilmişti. Atatürk’ün ve sahte geminin
resimlerinden oluşan afişler duvarlara yapıştırılmıştı.

Şimdi “yeni bir yalana kadar” suskunlar mı?

Ne gezer… Çoğu, hâlâ Vahdettin’i kahramanlaştırma çabasında.

Bu nedenle de “hain “liğin belgelerini sergilemeyi sürdürmek bir görev oluyor.

★★★

Mustafa Kemal, 1922 yılı şubat ayında. Avrupa’ya bir kurul göndermeye karar verir.

Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk) başkanlığında kurul Roma, Paris ve Londra’ya gidecektir. Amaç, Türk görüşünü anlatmak ve Yunanistan’ın
karşı çabalarını boşa çıkarmaktır.

Kurul yola çıkmadan önce, Vahdettin’in Sadrazamı Tevfik Paşa ve Dışişleri Bakanı Ahmet İzzet Paşa ile de görüşür. Ulusal davanın desteklenmesi gereğini vurgular.

En büyük destek de(!) Vahdettin’den gelir.

Padişahın ajanları, Yusuf Kemal kurulu üyelerinden kâtip Kemal Bey‘in evine gizlice girerler. Bavulundaki gizli belgelerin fotokopilerini çekerler. Ve Vahdettin
bu belgeleri 6 Mart 1922 tarihinde, emektar bir mabeyincisi ile İngiltere Yüksek Komiserliği’ne gönderir.

Gizli belgeler, Sir Horace Rumbold tarafından, hemen ertesi günü İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon‘a ulaştırılır. 14 Mart 1922 günü de bakanlığın Doğu masası yetkililerinden D. G. Osborne, onlara şu notu ekler:

“… Belge B ve C’deki pasajlar ilgi çekicidir. Padişah, Yusuf Kemal’in valizinden çalınan belgelerin suretlerini bize göndermekle, aralarındaki ilişkilerin durumunu en iyi biçimde gösteriyor…”

★★★

İngiliz casusu bir padişah ve onu kahramanlaştırıp Atatürk’ü kötülemek için yırtınan birtakım zavallılar…

Şu satırlar Yüzbaşı Armstrong‘a aittir.

Padişahın lehinde bulunmak bize göre en sağlam siyasetti (…) Her emrimizi yerine getirmeye hazırdı.”

Şu satırlar da Vahdettin’in güdümündeki İslami Yüceltme Derneği’nin bildirilerinde yer almıştır:

Yunan ordusunun halifenin ordusu sayılması gerekir…Asıl kafaları koparılacak mahlukat Ankara’dadır… Kim milliyetçilerle birlikte Yunan’a karşı giderse,şer’an kâfirdir.”

Vahdettin’in Adliye Nazırı Ali Rüştü ise “Yunan ordusunun başarısı için dua edilmesini istemiştir.”

İngiliz casusu, Yunan destekçisi bir padişah…

Niçin? Saltanatını korumak için.

Ve 70 yıl sonra o padişahı kahramanlaştırıp Atatürk’ü kötülemek için yırtınan birtakım zavallılar…

Niçin?

Din devleti kurmak için mi? Türkiye’yi parçalamak için mi? Bazı dış güçlere yaranmak için mi?

Yoksa kesesini doldurmak için mi?

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz