Anasayfa » Mumlar Göz Kamaştırıyor!

Yazı Hakkında

Başlık: Mumlar Göz Kamaştırıyor!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 29 Eylül 1995, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Mumlar Göz Kamaştırıyor!

Bu köşeden, “Bir mum da siz yakın!” diyeli çok olmadı. Ta Japonya’dan bile mumlar yakıldığını duymak ne güzel! Atatürk‘ün öncülüğünde aydınlanan bu toprakların yeniden karanlıklara gömülmesine “hayır” demek ne güzel! Yakılan her mumla, karanlığı biraz daha geriletmek ne güzel!

İnsanlar, yoksul gençleri karanlık güçlere sığınmak zorunluğundan kurtarmak için seferber olmuşlar. Ayda 1.5 milyon lira vererek bir genci kurtarmak için, bazen birkaç kişi bir araya geliyor. Bazen de daha fazlası…

İstanbul Nişantaşı’nda bir ilkokul… 12 sınıf ve her sınıfta 60 öğrenci, bir karar vermişler. Her ay bir “cola” içmeyip, parasını bir araya getiriyorlar. Ve her sınıf, toplanan bu paralarla “bir abi ya da abla” okutuyor.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin inanç dolu gönüllüleri çok mutlu… Türkan Saylan çok mutlu. Abdullah Kehale çok mutlu… Derneğin telefonları hiç susmuyor. (Tel/Fax: 0 212 – 273 16 32 ve 288 54 31).

Ama ben bugün, onlara değil bana gelen bir “mesaj”ı,
sizlerle -gecikerek de olsa- paylaşmak istiyorum…
Mumlarını aylardır sessizce diken bir elin mesajını.

* * *

“Ben Ziraat Bankası’nın emekli müdürelerindenim. Aylar evvel okuduğum bir makalenizden hareketle, her gün 10 Cumhuriyet gazetesi alıyor ve öğleye doğru dağıtmaya başlıyorum. Şöyle ki: Kahvede oturanlara ‘Ben okudum, siz de okumak ister misiniz? Atmayayım’ diyerek; berber dükkânındakilere, ‘Beklemek sıkıcıdır. Ben gazetemi bitirdim, size bırakayım’ diyerek; taksi yazıhanesindekilere ‘Canınız sıkıldıkça bakarsınız’ diyerek dağıtıyorum. İstanbul’da iken otobüs şoförlerine, ‘Biz bedava gidiyoruz, bari gazetemizi bırakalım’ diyerek veriyordum.
Hepsi de memnun, teşekkür ediyorlardı. Ancak bir kişi, Altınoluk’ta, ‘İstemem, geri al!’ dedi. Bir kişi de, burada Abana’da, ‘Sen evine götür!’ diyerek geri çevirirken, yanındaki elinden aldı.
Bu şekil bir mum yakmak, okuyanların aydınlanması gazetenin satılması kadar, bana da, bu korkunç gidişe duyarsız kalmayıp bir şeyler yapmış olmanın tesellisini veriyor.
Dünkü yazınızı okudum. Ancak İstanbul’a dönmem iki ayı bulacağı için, izninizi almadan, adınıza Ziraat Bankası Abana Şubesi’nden havale mektubu ile Cağaloğlu şubemize 5 milyon TL gönderdim. Murat Başağaoğlu adına 5-6 aylık abone parasına yetişir herhalde. İzninizi almadığıma özür diler, teşekkürlerimle
saygılarımı sunarım.”

17.8.1995 İmza: Muhibbe Çaman

* * *

Sayın Çaman’ın satırları beni duygulandırdı… Annemi anımsadım. Çok saygı duyduğum bir kuşağı anımsadım.
Nurlu bir yüz geldi gözümün önüne… Kutsal bir yerde, Tanrı ile başbaşa iken, yaktığı her mumla biraz daha huzura kavuşan, sadece kendisinin bildiği bir gerçekle mutlu olan bir yüz.

Ve aydınlığa olan inancım dana da güçlendi..

Murat Başağaoğlu parasız kaldığı için Cumhuriyet alamayacak duruma gelmiş bir gençti. Binlerce, onbinlerce benzerlerinden sadece birisi… Farkı, adının ve duygularının köşemde yer almış olmasıydı.

Başağaoğlu… Çaman… ÇYDD’nin kampanyası…

Aylar önceki bir yazımda şu sözü anımsatmıştım:
“Karanlıktan yakınacağınıza bir mum yakın!” Saym Saylan ve arkadaşları, şimdi mumlardan bir ordu oluşturuyorlar. Yenilmez bir ordu!

Bir mumu söndürmek olanaklı… Ya binlercesini, yüzbinlercesini söndürebilir misiniz?

* * *

ÇYDD’nin “Bir ışık da sız yakın!” broşürünün arkasında bir öykü var.

Hasan Pulur köşesine almıştı. Sayın Çaman’ın satırlarından sonra ben de almadan edemedim:

Yazılarını yazmak üzere okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı, sahilde dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaştığında, bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını okyunusa atan bir genç olduğunu fark eder. Sorar:

– Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?

– Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler.

Yazar devam eder:

– Kilometrelerce sahil ve birlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?

Genç adam yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır ve yanıtlar:

– Onun için fark etti!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz