Anasayfa » Müslümanlık ve Çağdaşlaşma

Yazı Hakkında

Başlık: Müslümanlık ve Çağdaşlaşma
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 03 Kasım 1999, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI

Müslümanlık ve Çağdaşlaşma

Müslümanlığı yeni kabul ettiği günlerdeydi. Uzun bir görüşme sırasında Roger Garaudy’e sormuştum:

-Önce kiliseye bağlı bir gençlik-örgütünde etkindiniz.
Sonra ünlü bir Marksist düşünür oldunuz. Şimdi de Müslümanlığı kabul ettiniz. Bu çizgide bir çelişki yok mu?

Sorumu biraz gülümseyerek yanıtlamıştı.

Hayır, yok!.. İslam’ın özü ile o öze uygun olarak 1400 yıl öncesinin koşullarına getirilen çözümleri birbirine karıştırmamak gerekir. Ben o “öz”ü benimsediğim için Müslüman oldum. Dönemin sorunlarının çözümü için getirilen kuralları ise “dahiyane” buluyorum. Ama o kuralların buğunun dünyasında da geçerli olması savının İslam’a kötülük olduğu kanısındayım!..

Sayın Garaudy bir yandan bunları söylerken, öte yandan şarabını yudumluyordu. Biraz sonra da, “Türkçe ezan” ve Türkçe ibadeti savunacaktı..

★★★

Cumhuriyet tarihinde yapılan ilk Din Kurultayı olayı üzerinde durmak gerekir. İlhan Selçuk ne güzel yazmış:

“İslam da içtihat kapısı 11’inci yüzyılda kapanmıştı,
ama Atatürk devrimiyle kendiliğinden açıldı: artık ‘içtihat kapısı’ndan geçmek için imamlara gerek yok insanın kendisi, kendisinin imamıdır Çağımızın Müslümanı,
İslam’ı yorumlamak ıçm başkasının aklına gereksinme
duymuyor ‘

Keşke öyle olsaydı!

Öyle olsaydı zaten laikliği korumak gibi bir sorunumuz kalmazdı. O düzeye gelmiş b>r Müslüman için laikliğe karşı çıkmanın bir tutarlılığı olabilir mı?

Dünya nüfusunun yaklaşık beşte biri Müslüman Ama
Müslümanların bilim dünyasına ve teknik gelişmelere
katkısı neredeyse yok düzeyinde Koca Arap aleminin
bilime katkısı ise, küçücük İsrail’in ancak yüzde 4’ü kadar

Bu olumsuz tabloya ters düşen fek Müslüman ülke,
“laik” Türkiye..

★★★

İslam dünyasındaki geriliğin nedeni din mi?

Hayır!

Hıristiyan dünyası ortaçağda “karanlık dönemi” yaşarken İslam dünyasında birçok önemli bilgin yetişiyordu. Çünkü Hıristiyan dünyasındaki bağnazlık? o dönemdeki İslam dünyasında yoktu. Örneğin İbni Haldun, şu
düşünceyi açıktan savunabiliyordu

Bitkilerin en yüksek cinsi, hayvanların aşağı olan
cinsine yakındır. Bu aşağı tabakadan türeyerek hayvanın turu ve cinsi çoğalmış aşamalı bir biçimde düşünce
sahibi olan insanın oluşumuna kadar yükselmiştir..”

Laik Türkiye de bile. Darwin’in okul kitaplarından çıkarılması kavgasını veren “Özal’cı” milli eğitim bakanları gördük Aradan 650 yıl kadar geçtikten sonra, yukarıdaki düşünceleri ‘ korkmadan” savunabilecek bilim
adamları çıkabilir mi, koca İslam dünyasında?..

Geriliğin nedeni din değil, dini baskı aracı yapmanın
nedeni geriliktir!..

★★★

İslam dünyasında bu gerçekleri gören önemli din
adamları hiç mi yok?

Var giderek sayıları da sesleri de yükseliyor.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Said Yazıcıoğlu da
bunlardan birisi:

“Dinde değişmeyen. Kuran da belirtilen genellikle
inançla ilgili temel kavramlardır. Modern hayat karşısında insanlarımızın pek çok problem ve ihtiyaçları söz
konusudur Bunların cevabı, asırlarca önce, o dönemlerin özelliklerine ve şartlarına göre bulunan çözümlerde
aranamaz ”

★★★

Müslümanlığın çağdaşlaşması, bir anlamda öz üne
dönmesine bağlı.

Müslümanlık öncesi Arap ve İran kültürünün mirasından arındırılmasına bağlı Zerdüşt dininin, hatta putperestliğin kalıtlarından kurtarılmasına bağlı…

Türk din adamları, Arap ve İranlı din adamlarının eteklerinden tutarak çağı yakalayamazlar. “Şura kafasını bir yana bırakıp “kurultay”lar düzenleyebilirlerse, tüm İslam dünyasına hizmet etmiş olurlar. Bunun için yeterli “akıl”ları olduğuna eminim. Ama yeterli “yürek”leri var mı, onu bilemem!..

(Cumhuriyet, 14 Kasım 1993)

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz