Anasayfa » Programın İdeolojisi

Yazı Hakkında

Başlık: Programın İdeolojisi
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.6)
Tarih: 03 Temmuz 1993, Cumartesi

Yazı

Cumhuriyet yazarları hükümet programını değerlendirdi.

Programın İdeolojisi

AHMET TANER KIŞLALI

İlk DYP-SHP ortak hükümeti oluştuğunda, SHP’nin bir üst düzey yetkilisi bana şöyle demişti:

“- Artık yeni bir parti programına gereksinimimiz olacak. Çünkü, şimdi programımız hükümet programı oldu!..”

Sonuç?

Son Demirel hükümeti programına giren “sosyal demokrat” öğeler, bir-iki istisna dışında, birer “güzel özlem” olarak “arşiv”lerdeki yerlerini aldılar.

★★★

Çiller Hükümetinin programını değerlendirirken, şu üç sorunun yanıtı önem kazanıyor:

1) Programdaki hangi “dilek”ler, SHP hükümette olmasaydı, o programda yer almazdı? (Dolayısıyla, gerçekleşme şansları azdır!)

2) Hangi “niyet”lerin gerçekleşme şansı daha fazladır? (Yani DYP’nin temel eğilimlerini yansıtmaktadır!)

3) Hangileri, tamamen “teknik düzeltme”lerle ilgilidir? (Yani, her iki partinin toplumsal tabanlarının özellikleri ve dolayısıyla ideolojik tercihleriyle -doğrudan- bir bağlantısı yoktur!)

Aslında, somut çözümleri -doğrudan- ideolojik tercihlere bağlı bulunmayan sorun sayısının fazla olduğu söylenemez:

Bürokrasiyi azaltmak… MİT’i yeniden düzenlemek… Bütçenin yasallaştırma süresini kısaltmak… Kamuda ücret dengesini sağlamak… Bir önceki yıl temel alınarak bütçe hazırlama geleneğini değiştirmek… Ücretlerin belediye giderleri içindeki
payını yüzde 60’lardan yüzde 30‘a düşürmek… Evlat edinmenin yasal işlemlerini kolaylaştırmak… ÖSYM sınavında başarılı olan ilk bin öğrenciyi, her yıl karşılıksız yurtdışına eğitim için yollamak… Hasta göçünü önlemek için, üst uzmanlık dallarını içeren “bölgesel tedavi merkezleri” kurmak…

Belki bunlara, “tarım planlaması” anlamına gelen önlemleri de ekleyebilirsiniz: Dünya fiyatlarının üstünde destekleme fiyatları uygulanan, tütün, fındık ve çaydaki üretim fazlasını
azaltıcı, üretim yetersizliği olan ürünlerde ise, üretimi arttırıcı yönde özendirme politikaları izlemek gibi…

Ama, işçi-işveren ilişkilerinde “istikrar ve uzlaşma”yı hedefleyen “Ekonomik ve Sosyal Konsey” oluşturulmasının bile, ideolojik içerikten yoksun olduğunu söyleyebilir miyiz? Model “akılcı”da, içerdeki işçi-işveren uzman dengesi nasıl olacak?

★★★

“Demokratikleşme” SHP için öncelik taşıyor: Olağanüstü hal uygulamasının kaldırılması, koruculuk sisteminin tasfiyesi, “Atatürk ilkelerine dayalı laik Türkiye”, çağdaş bir anayasa, çağdaş değerlerin önündeki yasa ve engelleri “tek tek ayıklamak”…

“Herkesin kendi anadilini, kültürünü, tarihini, folklorunu ve din inançlarını koruması” hedefinde de -belli ki- SHP’nin etkisi var.

Ama, devletteki laiklik düşmanı kadrolaşmaya ve “eğitimin birliği” ilkesine aykırı durumlara ilişkin, tek satır yok…

“Özelleştirme” ise DYP için öncelik taşıyor: KİT’ler, bağlı ortaklıklar, devlet katılımları, genel bütçeye dahil iktisadi kuruluşlar, “hızla” özelleştirilecek… Sürekli zarar eden ve özelleştirilmeleri olanaksız bulunan kuruluşlar ise “tasfiye” edilecekler…

Yani “kar” edenler satılacak, “zarar” edenler de kapatılacak!

Geçen hükümet programında, SHP’nin, “özelleştirmeden önce
özerkleştirmeyi” denemek koşulu vardı. Bu kez ona da gücü yetmemiş…

SHP eridikçe pazarlık gücü azalıyor, pazarlık gücü azaldıkça da hükümet sağa kayıyor.

Artık bu ortaklık “özelleştirme”ye engel değil; ama korkarım ki, “demokratikleşme” eskisinden de daha zor!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz