Anasayfa » Sağ mı, Yoksa Değişim mi?

Yazı Hakkında

Başlık: Sağ mı, Yoksa Değişim mi?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 01 Aralık 1995 Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Sağ mı, Yoksa Değişim mi?

Hiçbir şey, dışardan görüldüğü kadar yalın değildir. Ortada bir gerçek var: Son genel seçimlerde, ANAP ile DYP oylarının toplamı yüzde 51. Oysa 1994 Martı’nda yapılan yerel seçimlerde, bu oran yüzde 42’ye düşüyor. 1991’de RP ile MHP nin toplam yüzde 17 olan oy oranlan ise üç yıl sonra yüzde 27’yi buluyor. Bu görüntüden nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? RP ve MHP niçin güçleniyor? “Ilımlı sağ “niçin geriliyor? Sol niçin büyüyemiyor? RP’nin niçin taban kazandığı bellidir.Din, hemen her insan için gereksinmedir. (Bilgi ve aklın açıklayamadığı şeyleri “inanç” açıklar.) Ama “bu düzen”den, yani “bu dünya”dan umudunu kesmiş olanlar için, din daha da büyük bir gereksinmedir. Bir yandan, bugün var olmayan umutları yarına taşıdığı için… Öte yandan da, o toplum kesimlerini dışlayan, yabancılaştıran kurum ve kuralları, kendisi de dışlar göründüğü için… Ve haksız ve “ahlaksız” bir düzeni, değiştirme umudu verdiği için… MHP’nin niçin taban kazandığı da bellidir. Her etki, kendi tepkisini yaratır… Kürt şovenizmindeki tırmanışın. Türk şovenizminde bir tırmanışa neden olmaması düşünülemezdi. Bölünmeden korkanlar,en katı birlik anlayışına sarıldılar. Ama olayın bir de “milliyetçilik” yanıyla ilişkisi var. Ulusçuluk ya da ulusalcılık da, hemen herkes için bir gereksinmedir… Her şeyden önce, bir “dayanışma “gereksinmesini karşılar. Ve, “Biz” duygusuna duyulan gereksinme. “Ben”e duyulan güven azaldıkça artar. Hepimizde az ya da çok “milliyetçilik” vardır. Ama toplumun en ezilen, en horlanan, en dışlanmış, en güçsüz kesiminde “daha çok’’ vardır… Tuttuğu takım yenince, kendisi yenmiş gibi olur…
Başı dikleşir… Ezilmişliğini bir an için olsa da unutur. Ilımlı sağ,RP ve MHP’nin değirmenine su taşıdığı için gerilemektedir. Devletin onlar tarafından işgaline ve onlara destek olmasına, yardımcı olduktan için gerilemektedir. RP “katı dinci” görüntüsünü maskelemeye çalışarak, “çağdaş sağcı” bazı isimleri de içine alarak büyüyor… MHP, “şiddet”ten uzaklaştığı “demokrasi”ye yaklaştığı görüntüsünü vererek büyüyor. Ilımlı sağ, RP’lileştiği ve MHP’lileştiği için küçülüyor… RP ve MHP ise, ılımlılaştığı için büyüyor. Ayrıntının ayrımına varamayan kitleler de, benzerler arasında seçim yaparken, “düzene karşı”olanları seçiyor! Bunalım dönemi demek, düzenin çarklarının iyi işleyemediği, beklentileri karşılayamadığı dönem demektir. Düzen gerilerken, “düzen partileri” ilerleyebilir mi? Düzen gerilerken, düzen karşıtlığı umut olur! Öyleyse sol niçin büyüyemiyor? 1970’lerde doruklara taşıdığı “Irakça düzen ” bayrağını, “bozuk düzeni değiştirme’’ bayrağını artık taşıyamadığı için… Ya -SHP ve CHP gibi- tutarlılığını ve dolayısıyla inandırıcılığını yitirdiği için… Ya da -DSP gibi- söylemini yaşama geçirebilecek kadrosu ve gücü olduğu görüntüsünü yaratamadığı için…. DSP, şimdi o “handikap”ını aştığı izlenimini -bir ölçüde de olsa- veriyor. Ve verdikçe de, hem kendisini hem de solu büyütme umudunu yeniden yeşertiyor. Hafta sonunda,ADD’nin Aydın ve Kuşadası’nda düzenlediği canlı, kalabalık toplantılardaydım. Aydın’da Erol Ertuğrul ve Kuşadası’nda Mucize Özünal’ın başkanlığındaki çabalar etkiliydi, başarılıydı. Devletten umudunu kesen insanların, Atatürk’ün hedeflediği “sivil toplum”u yaratma yolunda olduğunu gördüm.. ve umudum güçtendi. “Artık İslami siyasete değil, siyaseti İslama uydurma zamanıdır.’’ diyen Aydın Menderes’in, Aydın’da tükenmiş olduğunu gördüm… ve umudum arttı. Solun yeniden derlenip toparlanmaya, yeniden inandırıcı olmaya başladığını gördüm… ve umudum büyüdü… Türkiye’nin yeniden karanlıklara çekilmesine karşı olanlar, oylarını birleştirmeliler!.. Birleştirmeliler ki:
denize düşenler, kendilerini ANAP ya da DYP yılanına sarılmak zorunda hissetmesinler!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz