Anasayfa » Tercihim ANAYOL!

Yazı Hakkında

Başlık: Tercihim ANAYOL!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 17 Aralık 1995, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Tercihim ANAYOL!

İki partili değil de ‘‘çok partili” olan sistemlerin bir özelliği var: Seçmen oyunu kimin iktidar olacağını düşünerek vermez. Veremez.. Sadece, kendi eğilimlerini en iyi yansıttığını düşündüğü partiyi belirler. Çünkü iktidara kimlerin geleceği, genellikle, kendi partisinin aldığı oy oranına “doğrudan” bağlı değildir. Partiler arasındaki uzlaşma ve ortaklık hesaplarına bağlıdır. İktidar olamayacağını bile bite bir partiye oy verebilirsiniz. İktidar için de kafanızda başka bir “tercih” bulunabilir. Oy vereceğim partiyi daha sonra açıklayacağım. Ama benim iktidar tercihim ’’ANAYOL”dur! Bugün bir DSP-CHP hükümeti olasılığı -ne yazık
ki- yok! Açıklanamayan kamuoyu yoklamalarına göre DSP üçüncü parti konumunda. CHP ise yüzde 10’luk ülke barajı ile boğuşuyor. Bugünkü DYP-CHP ortaklığının sürmesine de olanak yok! İktidar ortaklığı, CHP (daha doğrusu SHP) gibi DYP’yi de eritmiş. Akıtılan sınırsız paralar ve O -paraların sayesinde sağlanmış- bazı gazete ve köşe yazarı desteği, Sayın Tansu Çiller’i kurtarabileceğe benzemiyor. Büyük olasılık gibi görünen bir ANAP-DSP ortaklığının da hayırlı olacağına ben inanmıyorum! Çünkü ANAP, kendi içerisinde, eskisinden de daha sakıncalı bir yapı oluşturdu. Zaten örgütü,RP ile ve RP dışı şeriatçılarla “ittifak “halindeydi. (Laiklik
karşıtı girişimlere,Sayın Mesut Yılmaz bile -hem de TBMM çatısı altında- destek verebiliyordu.) Şimdi buna bir de Büyük Birlik Partisi ile yapılan işbirliği eklendi. BBP, ülkücü hareketin “şeriatçı” kanadıdır! Alparslan Türkeş ve arkadaşları, bugün ANAP’ın kol kola girdiği BBP’den çok daha laik ve demokratik bir çizgidedirler… ANAP ile DSP, dış siyasette anlaşabilirler. Hatta belki, izlenecek ekonomik siyasalarda ve Güneydoğu sorununda da anlaşabilirler. Ama laiklik karşıtı akımlarının tırmanışını engelleyecek önlemlerde anlaşmalarına olanak var mıdır? Cumhuriyetin temelini oluşturan “eğitimin birliği” ilkesini uygulamaya geçirebilecekler midir? ANAP,sekiz yıllık “laik, demokratik” zorunla bir temel eğitimi kabul edecek midir? Bunun sonucu olarak imam okullarının orta kısımları kapatılacak mıdır? Bu temel eğitimden geçmemiş olanlara,Kuran kurslarının kapıları kapatılabilecek midir? İmam okulları dahil, her türlü “meslek liseleri”nin sayısı ve öğrenci kapasitesi, ülkenin gereksinimi ile sınırlı tutulabilecek midir? Milli Eğitim Bakanlığı’nın başına bir DSP’li gelebilecek midir? Gelip de MEB’yi laik demokrasi düşmanlarının elinden kurtarabilecek midir? Ünlü Talim Terbiye Dairesi, “çağdışı” kafalardan soyutlanabilecek midir? Sanmıyorum! DYP ile ortaklık SHP ve CHP’yi nasıl eritti ise ANAP ile ortaklık da DSP’ye bağlanan umutları -büyükolasılıkla- tüketecektir… Üstelik -ödenecek bu pahalı bedele karşılık- laiklik karşıtı tehlikenin büyümesi de önlenemeyecektir. Eğer bugün RP bu kadar büyümüş ise bunda “bozuk düzen”in karşıtlığı bayrağının sol tarafından terk edilmiş oluşunun, ve bu terk edilişte de SHP-CHP çizgisinin Süleyman Demirel ile Çiller’in gölgesinde kayboluşunun etkisi çok büyüktür! Doğal olan, sağın sağ ile solun da sol ile ortaklık kurmasıdır. Bir sağ-sol ortaklığı, ancak-çok önemli bir “rejim sorunu” ya da “ulusal sorun”söz konusu olduğunda- bir “geçiş dönemi” için geçerlidir… Bugün devletin temellerinin laiklik üzerine yeniden oturtulması gibi büyük bir “rejim sorunu” vardır. Ama bu sorunun çözümü üzerinde,ANAP ile DSP arasında hiçbir yakınlık yoktur!

ANAYOL, ülkeyi “kendi içinde tutarlı” bir biçimde yönetmeli… O çizginin olumluluk ve olumsuzlukları açıklıkla ortaya çıkmalı.. RP-MHP o çizginin sağdaki ve DSP-CHP de o çizginin soldaki muhalefetini oluşturmalı… Seçmenin de kafasındaki karışıklık böylece sona ermeli! Ermeli ki meydan Necmettin Erbakan kafasına kalmasın! Ermeli ki sol yeniden ülkenin geleceğine ağırlığını koyabilsin!.. Köklü değişimler yapabilecek gücü halktan alabilsin!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz