Anasayfa » “Üçüncü Dünyacı” Seni!..

Yazı Hakkında

Başlık: “Üçüncü Dünyacı” Seni!..
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 02 Aralık 1994, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

“Üçüncü Dünyacı” Seni!..

Gözünüz aydın!.. “Üçüncü Dünyacı” gitti.

Artık Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği an meselesidir…
Gümrük birliği konusundaki “pürüzlerin lafı bile olmaz;
“şıp” diye çözülür Türkiye üzerindeki “gizli” ambargo da
yarın falan kalkar herhalde.

Artık Amerikalı dostlarımızın “insan hakları” diye kafa şişirmeleri söz konuu bile değil… “Çekiç Güç” helikopterlerinin PKK’ye yardım ettiğini bir daha kimse göremez. PKK’nin Türk askerine karşı kullandığı NATO yapımı silahlar da mutlaka azalacaktır.

Ege’yi bundan böyle bir “barış denizi” olarak bilebilirsiniz.. Yunan donanması çok geçmeden İzmir’e dostluk ziyareti için gelecektir… Yunanistan’daki “solcu” hükümet, iki güne kadar ülkesindeki tüm PKK kamp ve bürolarını da kapatacaktır.

Kıbrıs’taki “yeşil hat “ta. Türk ve Rum kadınlar birlikte piknik düzenleyeceklerdir.

Ve daha neler olacaktır neler!

Özelleştirmenin önündeki “özel” engel de kalktığına göre.. iki haftaya kalmaz, ekonomimiz de özel ve de güzel olacaktır. Enflasyon menflasyon da, işsizlik mişsizlik de kalmayacaktır. İşçiler Türk-İş Genel Başkanı’na taş yerine artık çiçek atacaklardır…

Hatta SHP belki tek başına iktidar bile olacaktır…

★★★

“Üçüncü Dünyacı” Mümtaz Soysal bakanlıktan istifa etti de, onlar da kurtuldu biz de…

Kim mi onlar?

Özal ölünce sarılacak yem etek arayanlar Boyner’i
kendilerine Tanrı’nın yolladığına inananlar… Ve Kıblelerini
-Moskova’dan Vaşington’a taşıdıktan sonra- hiç değiştirmeyenler.

“Tek dünyacı”lar.

“Yeni dünya düzeni”nin kahraman savunucuları…

Yok Irak’a ambargonun kalkması Türkiye’nin yararınaymış… Yok cezalandırılan Saddam değil Irak halkı ve Türkiye oluyormuş. Yok ambargo kalkarsa Güneydoğu Anadolu’nun ekonomisi yeniden canlanırmış. İşsizlik azalıp, bölgeden göç dururmuş…

Yok Türkiye Batı’nın çıkarlarından önce kendi çıkarlarını düşünmeliymiş..

Seni gidi “Üçüncü Dünyacı” seni!

Neymiş de, Çekiç Güç önce Irak’ı, sonra da Türkiye’yi bölmenin bir aracı olarak çalışıyormuş… Neymiş de, bize vize koyana, biz de vize koyarmışız. Neymiş de, her isteyen yabancı “çat kapı” gelip, babasının çiftliğini denetler gibi Türkiye’yi denetleyemezmiş…

Vay “Üçüncü Dünyacı” vay!

Hele hele… Demokratikleşme olmazsa, “şeriatçı terör”
de “terör “sayılmazsa; SHP’nin de hükümette kalmasının
bir anlamı kalmazmış… Yazarların, gazetecilerin, bilim
adamlarının düşüncelerinden dolayı hapislerde çürüdükleri bir ülkenin dışişleri bakanı olmak giderek daha da zorlaşıyormuş…

Hele hele..sol “uydu” değil “ulusal” olmak zorundaymış…

Bak hele bak… Sadece “Üçüncü Dünyacı” olsa neyse; bal gibi “dinozor” bu, hem de ne dinozor!

Üstelik bir de “özelleştirme, 70 yıllık bir özveri ve birikimin yağmalanmasına, bazı iç ve dış çevrelere peşkeş çekilmesine dönüştürülmemeliymiş…”

Üstüne vazife mi? Sen dışişleri bakanı mısın, yoksa ekonomiden sorumlu devlet bakanı mı?

Tutturmuş “En yakın çalışma arkadaşı olan müsteşarını seçme hakkı bakanındır!” diye…

Kendi partinin genel sekreteri bakanken müsteşarını
kendi mi seçti ki sen seçiyorsun?.. Ankara’ya nazır, saray
yavrusu bir “konut”un var. Kırmızı plakalı araban var… Sana mı kalmış, başbakanının istediği kişinin “hükümet komiseri” gibi sağ koluna takılmasına itiraz etmek!

Oh be!.. Gitti de, kurtulduk!..

Huzurumuzu kaçırıyordu.

★★★

Atatürk Batı’ya boyun eğerek değil, Batı’yla savaşarak
Türkiye’ye çağdaşlaşma yolunu açmıştı. Çünkü Batı, Türkiye’nin Batılılaşmasını değil, kendi denetimi altında olmasını istiyordu.

Atatürk, “uydu'”laşarak çağdaşlaşılamayacağını biliyordu… Uydulaşarak Batılılaşılamayacağının bilincindeydi.

Batı özgür ve bağımsızdı… Ama özgür, bağımsız ve güçlü bir Türkiye. Batı’nın çıkarlarına her zaman uymuyordu..

Amerika mandacılığından başka çıkar yol görmeyen “entel”ler kaybetti. “Batı’ya karşın” çağdaş değerleri savunan Atatürk ve “aydın ”lar kazandı…

Amerikan mandacıları şimdi “rövanş”ı almaya çalışıyorlar!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz