Anasayfa » Ya Olsaydı!

Yazı Hakkında

Başlık: Ya Olsaydı!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 12 Aralık 1999, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Ya Olsaydı!

Birazcık düş gücümüzü kullanalım!

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye’de “başkanlık sistemi” olsaydı, acaba ne olurdu?

Atatürk ve İnönü dönemlerinde herhalde bir şey değişmezdi.

Menderes “başkan’ olsaydı, az gelişmiş demokrasimiz on yıl bile dayanamazdı. Diktatörlüğe kayış ve bunun yarattığı patlama çok daha hızlı olurdu.

1960’ların Demirel‘i “başkan” olsaydı…toplumun iki düşman “cephe”ye bölünmesi için 1970’leri beklemeye gerek kalmazdı.

“Tapuyu deldirtmeme”ye kararlı, imam okulu açma şampiyonu, “Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” yaklaşımlı… bir “Morison Süleyman”, ülkeyi 1980’den çok daha önce bir kan gölüne döndürürdü.

Evren zaten “başkan ”dı!

Hiçbir parlamenter, iktidarın yapamadığını yaptı. Atatürk’ün kurumlarını teker teker kapattı. “Türk-islam sentezi”ni resmi ideoloji haline getirdi.

Kemalistler dahil, solun her türünü ve kol ya da kafa emeğine dayalı tüm güçleri ezerek… Türkiye’yi anayasa zoru ile herkese din eğitimi yaptıran tek ülke haline getirerek… geleceğin RP iktidarına giden yola yeşil halılar döşedi.

Ya Özal “başkan” olsaydı?

Bırakın ötesini!.. Türkiye Körfez Savaşı’na girmiş olurdu.

Körfez bunalımının kendisini içine çektiği bataklığa -bugünkü gibi- dizine kadar değil… boğazına kadar gömülmüş olurdu.

Ve belki de PKK, Türk hükümeti ile aynı masaya oturacak kadar güçlenmiş olurdu.

★★★

Parlamenter sistem, sivriliklere kolay kolay izin vermez.

Bir tarafın “tek başına” egemen olması çok zor olduğundan; sivrilikler iyi-kötü törpülenir.

Eğer siz bu adamlarla bir parlamenter sistemi  yürütemiyorsanız; aynı adamlarla bir başkanlık sistemini nasıl yürüteceksiniz?

Başbakanken demokrasinin temellerine dinamit koyanlar, başkan olunca hidayete mi erecekler?

Dünyadaki görünüm ortada!

Başkanlık ya da yan-başkanlık sistemi, hangi ülke ya da ülkelerde sorun yaratmıyor? Gelişmiş, toplumsal  dengeleri oturmuş, demokratik gelenekleri sağlam olan ülkelerde…

ABD’de başkan bir partiden, meclis çoğunluğu başka partiden olabiliyor. Ve bu durumda bile, sistem tıkanmıyor.

Çünkü başkanın getirdiği bir yasa tasarısına, muhalefetler bazı milletvekilleri de destek verebiliyorlar. Ya da başkana, bazen kendi partisinden parlamenterler karşı çıkıp engel olabiliyorlar.

Bir de…

Tüm rezilliklere karşın hâlâ partisinin başında kalabilen sarışın çirkin kadını düşünün!.. “Adam diye bilinen” bazı isimler bile, hâlâ arkasında tek sıra…

Bu partilerle, bu kadrolarla mı yürüteceksiniz başkanlık sistemini?

★ ★★

İnsan mı, sistem mi?
Önce insan!

İnsan malzemeniz iyi ise kötü sistemle de iyi sonuç alabilirsiniz. Ama kötü ise yapabileceğiniz en akıllıca şey, o insanları en iyi sınırlayacak sistemleri bulmaktır.

Yoksa akıllılık, tüm yetkileri kötü malzemenin eline teslim etmek değildir!

Partamenter sistemi düşe kalka uygulamaya başlayalı yüz yılı geçti. Yapılan hatalardan iyi kötü dersler alındı.

Her tökezlemede, “Bu olmadı, başka oyun bulalım” demek, bir çocukluk hastalığıdır. Tanımadığımız bir oyunun acemileri olmaktansa, bildiğimiz bir oyunun aksayan yanlarını düzeltmeye çalışmak daha kolaydır… Daha akılcıdır!

Değiştirin toplumdaki dengeleri çarpıtan seçim sistemini! Değiştirin partilerin antidemokratik yapısını!

Kötü siyasetçinin iyi siyasetçiyi piyasadan kovduğu bozuk düzene son verin!

Ve özellikle de kendi kişisel hatalarınızın günahını sisteme yükleme ucuzluğundan vazgeçin!

(Cumhuriyet, 1 kasım 1997)

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz