Anasayfa » Yedi Başlı Ejderha…

Yazı Hakkında

Başlık: Yedi Başlı Ejderha…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 12 Haziran 1994, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Yedi Başlı Ejderha…

Sıtma ve frengi ile savaş yasası çıkarılıyor. TBMM’de çok hararetli tartışmalar var. Bir grup milletvekili de yasaya karşı.

Şu düşünceyi savunuyorlar:

“Hastalık mikroplar yüzünden bulaşmaz… Allah’ın takdiri ile oluşur!”

Yani Tanrı insanları hastalık aracılığıyla cezalandırır…

Bu olay, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nı da yürütmüş olan Birinci TBMM’de geçmiştir. Tutanaklarda vardır.

Bu düşünceleri savunanlardan bazıları, 1923’te yenilenecek seçimlerde Mustafa Kemal’in aday olmasını engellemek için yasa çıkarmaya çalışmışlardır.. ‘hile-i şeriye’ ile.

‘Misak-ı Milli’ sınırları dışında doğmuş olanlarla, bir yerde sürekli olarak beş yıldan az oturmuş olanların milletvekili seçilemeyeceği hükmünü getirmek istemişlerdir.

Mustafa Kemal, Selanik doğumludur. Ve cepheden cepheye koşmak gibi bir ‘günah’ işlediği için de hiçbir yerde beş yıl oturmasına olanak olmamıştır.

Ortaçağ, Hıristiyan dünyası için ‘karanlık’ bir dönemdi. Dünyanın öküzün boynuzları üzerinde durduğunun öne sürüldüğü, tepsi gibi dümdüz olduğunun ‘kilise’ adına savunulduğu bir dönem…

Kilisenin safsatalarına karşı çıkanlara inanılmaz işkenceler yapılıyordu. ‘İnanmayan’ oldukları için diri diri ateşe atılıyorlardı.

Ama o dönem, İslam dünyası için ‘aydınlık’tı.

Bir İbni Haldun çıkıp siyasal iktidarın dinsel değil toplumsal kökenli olduğunu söyleyebiliyordu. Hatta ‘insanın hayvandan, hayvanın da bitkiden türediğini’ öne sürebiliyordu.

Kimse de çıkıp onu ‘kâfir’ ilan etmiyordu. Hakkında ölüm fermanları çıkarılmıyordu. Tersine, kimse Müslümanlığından kuşku duymuyordu. Ve toplumda saygı görüyordu.

Türkistan da -peygamberden sonra en yüce kişi sayılan- Ahmet Yesevi ‘cennette ve dergâhta kadın ve erkek birlikteliği’ni savunuyordu.

O dönem Hıristiyan dünyasının geri, İslam dünyasının ileri olduğu bir dönemdi..

★★★

Hıristiyan dünyası ‘aydınlanma devrimi’ni yaşarken İslam dünyası karanlığa gömüldü. Hıristiyan dünyası özgürleşirken İslam dünyası köleleşti.

Ve Batı gelişirken Doğu geri kaldı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme döneminde, din işleri ile devlet işleri ‘fiilen’ ayrıydı. Din işlerine ‘şeyhülislam’ devlet işlerine ise ‘sadrazam’ bakardı. Şeyhülislamlar ‘örfi hukuk’ alanına karışmazlardı.

Padişahlar gerçek ‘yasa koyucu’ idiler. ‘Halife’ sanını taşımaya başladıktan sonra bile din işleriyle uğraşamazlardı… Osmanlı padişahları hacca da gitmezdi.

Yavuz Sultan Selim’in bir keresinde Şeyhülislamı susturduğunu, “Bu devlet işidir, bize bırakın” dediğini yazar tarih.

Ve Osmanlı gerilerken şeyhülislamlar güçlendiler.

Gutenberg’den birkaç yıl sonra İstanbul’da kurulan ilk basımevinin, sadece Hıristiyan ve Museviler için kullanılmasına izin verilmesi o dönemdir. Padişahın başçevirmeni Ali Bey, ‘Tevrat ve İncil’i” halk Türkçesi’ne çevirmiş ve basılmıştır. Ama…

Müslüman Türk halkının Kuran’ı kendi dilinden okuyup öğrenebilmesi için laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması gerekmiştir!..

★★★

İstanbul’da Galata’yı İstiklal Caddesi’ne bağlayan kısa metro, dünyanın ilk üç metrosundan biriydi. Ama şeyhülislam “İnsan ölmeden yeraltına giremez” buyurduğu için uzun yıllar sadece hayvan naklinde kullanıldı.

Bu tarihsel olayı son konuşmalarımdan birinde aktardığım zaman; çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu kalabalıktan kahkahalar yükselmişti.

Ama geçenlerde Kıbrıs’ta ilginç bir olay yaşandı.

Magosa Kalesi’nden gelen garip sesleri ünü Türkiye’ye de yayılmış olan bir tarikat şeyhi, yani çok etkili bir din adamı, şöyle açıkladı:

“Sesleri çıkaran yedi baştı bir ejderhadır. Boyu da 127 metredir…”

Ertesi gün itfaiyeciler kaleye tırmandılar. Sesi yankılar yaptığı için büyüyen bir ‘puhukuşu’nu indirdiler..

Ve ‘yedibaşlı ejderha’ da sustu. Tanrı’nın emri ile Kıbrıslıları ve yarı-çıplak turistleri cezalandırmaktan vazgeçti..

Ama insanlar buna gülmediler.

Ve bazıları bir din devleti peşinde koşmaktan vazgeçmediler…

Ozan ne güzel söylemiş: “Eğer ders alınsaydı tarih tekrarlanabilir miydi?”

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz