Anasayfa » ABD Atatürk’e Niçin Karşı?

Yazı Hakkında

Başlık: ABD Atatürk’e Niçin Karşı?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 23 Haziran 1996, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

ABD Atatürk’e Niçin Karşı?

Geçen yazımda bazı somut bilgiler vardı. ABD’li bazı “servis“lerin Türkiye’ye yönelik çabaları ile ilgili bilgilerdi bunlar. Atatürk’ü ve Kemalizm yıkmak için gösterilen çabalar, yan yana geldiğinde, ortaya yadsınamayacak bir tablo çıkıyordu. Ama bu tabloya eklenecek, birkaç fırça darbesi daha kalmıştı. Varan bir:

“CIA İstasyon Şefi” Paul Henze, 1993 yılında bir rapor hazırlıyor: “21. Yüzyıla Doğru Türkiye”… Ve şu “sav”ları savunuyor:

Atatürk ilkeleri soğuk savaş döneminde görevini yapmıştır: ama “yeni dünya düzeni” ile birlikte gerekliliği de kalmamıştır. “Klasik Atatürkçülük” Ölmüştür.. Aydınların imam-hatip okulları konusundaki endişeleri yersizdir. İran ve Arap parası ile desteklenen köktendincilik, Türkiye için ciddi bir tehlike değildir… Atatürk’e “deccal”diyen Said-i Nursi ve Nurcular ilericidir.. Nakşibendiler geriye dönük değillerdir. Orta Asya Türk cumhuriyetleri ile bağlantıyı sağlayabilirler…

Varan iki:

Samuel Huntington gibi “bazı” ABD’li yazarlar, Kemalizme karşı “ılımlı İslam”a sahip çıkıyorlar. Türkiye’nin Batı ile bütünleşmesini istemiyorlar. Türkiye’nin “yeni dünya düzeni” içindeki yerinin “ılımlı İslam” olması gerektiğini düşünüyorlar. Batının çıkarının bunu gerektirdiğini savunuyorlar..

Varan üç:

CIA Türkiye ve Ortadoğu masa şeflerinden Graham Fuller de, üç yıl önce bir Türkiye raporu hazırlıyor… Ve özellikle “Kürt sorunu”na el atıyor:

Irak’ın “üniter” yapısını koruması ABD çıkarlarına uygun değildir. Türkiye Kürtlere özerklik verirse, Kuzey Irak’taki Kürtlerle bir bütünleşme gerçekleşebilir. En kötü şey, Türkiye’nin Irakla yakınlaşmasıdır. Şimdi gelelim sorunun yanıtına: ABD “servis”leri Atatürk’e niçin düşman? Bunun dört temel nedeni var. Birincisi… Laik-demokratik Kemalist model, “ihraç” etmeye elverişli değildir. Türkiye’nin toplumsal kültürel altyapısına sahip bulunmayan İslam ülkeleri bu modeli uygulayamazlar. “Ilımlı İslam” ile bütünleşmiş, yarı çağdaş bir Türkiye, ABD çıkarlarına daha uygundur! Üstelik, petrol zengini Ortadoğu ülkelerindeki çağdışı rejimlerin varlığını koruması açısından, Kemalist model tehlikeli bir örnektir. Bu rejimlerin varlığı, Amerikan çıkarlarının güvencesidir! İkincisi… Kemalizmin temelinde ulusal birlik ve tam bağımsızlık ilkeleri vardır. Bu ise,ABD’nin ve genel olarak Batı’nın çıkarlarına terstir. Türkiye ne yıkılmalı, ama ne de bağımsız hareket edebilecek kadar güçlenmelidir. Türkiye Ortadoğu’da büyük bir güç olmamalıdır! Üçüncüsü… Türkiye’nin Kürtlere özerklik vermesi, giderek federasyonu peşinden getirir. Bir adım sonrası ise, komşu devletlerin de parçalanması ile, “bağımsız’ bir Kürt devletinin oluşturulmasıdır. Her zaman ABD’ye muhtaç böyle bir devlet… Amerikan çıkarları için en iyi çözümdür. Ama bu formülün uygulanabilmesi için ilk koşul, Türkiye’de Atatürk’ün ve ilkelerinin yıkılmasıdır! Dördüncüsü… Yeni dünya düzeninde, uluslararası sermayenin karşısında kalan tek engel “ulusal devlet“tir. Türkiye’de Atatürk yıkılmadan ulusal devletin yıkılamayacağı ise bir gerçektir! 1994 Aralık ayında, YDH kurulurken çıkan bir yazım şöyle noktalanıyordu:

“Özal -12 Eylül sayesinde- boşaltılmış bir meydanda işe başlamıştı… ‘Dört eğilimi’ birleştirip, ABD’nin
çizdiği yolda kararlılıkla yürüdü. Ama bugün artık ne dünya o günün dünyası, ne de Türkiye o günün Türkiyesi… Özal öldü, yaşasın Boyner! Doğru isim,yanlış zaman… Ve tarihi, isimler değil ‘zamanlar’ belirler!..”

Suç, bir buçuk yılda tükenen Boyner’de değil, “zaman”da! Ve zamanlar hep Atatürk’ü haklı çıkarıyor!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz