Atatürkçü Erbakan (!)

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Atatürkçü Erbakan (!)

Başbakan Erbakan, Mısır’da yayımlanan “Al Anbaa” gazetesine bir demeç vermişti. 31 Aralık 1993 tarihinde gazetede yer alan bu demecinde Atatürk’ü övüyordu.

“Atatürk laik rejimi empoze ederek camilerde ibadeti yasakladı. Camilerin bir kısmı atlara yarış sahası haline getirildi. Peçeyi yasakladı. İslam ilmi ile uğraşanları öldürttü…”

Şimdi “Atatürk ilke ve devrimlerine bağlıyız!” derken, içtenliğinden kim kuşku duyabilir?

Başbakan Erbakan, Sivas’ın Sıcak Çermik’inde bir konuşma yapmıştı. Laikliği övüyor, dinin siyasete karıştırılmasına karşı çıkıyordu:

“Refah, İslami Cihat ordusudur… Bir Müslüman zekâtını götürüp fakire vermez. Zekâtını beytul mala, cihat ordusu karargâhına verecektir. Sen Refah Partisi’ne hizmet etmezsen, hiçbir ibadetin kabul olunmaz… Refah demek, Kuran nizamını hâkim kılmak için çalışmak demektir. Sen Refah’tan başkasından oldun mu, yerin cehennemdir!..”

Şimdi “Laikliğe bağlıyız!” derken, içtenliğinden kim kuşku duyabilir?

★★★

Erbakan’ın sağ kolu Şevket Kazan, 37 insanımızın düşüncesinden dolayı, inancından dolayı çıra gibi yakıldığı olaydan sonra açılan davada “bedava” avukatlık üstlenmişti… Yananların mı? Hayır, sanıkların!

Şimdi Adalet Bakanı koltuğunda oturan bu kişinin, “faik demokratik devlet”i koruyacağından kuşkunuz mu var?

Sayın Kazan -RP Meclis Grup Başkanvekili iken “laiklerin öldürülmesi” gerektiğini açıktan savunan İBDA-C’ye başarı ve kutlama mesajı göndermişti. RP’nin bir milletvekili, Atatürkçü ve laiklerin “ellerinin kesilmesi” gerektiğini savunmuştu.

Çok sayın bazı “büyük” işverenlerimiz, “Refah laikliğin güvencesidir’” derken haksızlar mı?

RP’nin yayın organları, her allahın günü “İslam ile laiklik ve demokrasi bağdaşmaz!” diye yazılar yayımlıyor… RP’nin belediye meclislerinde bile, tek bir “kadın” temsilcileri yok.

Laik demokrasi için bundan büyük güvence olur mu?

★★★

DYP’li milletvekilleri ne yapacak?

Kendilerini seçtiren, şimdilik de olsa “erken seçim” olasılığını gündemden kaldırıp “rahat bir nefes” aldırtan Çiller’in eteğine yapışıp sürüklenecekler.

Çiller ne yapacak?

Erbakan’ın önünde “uslu çocuk” rolünü iyi oynayıp, kendini Yüce Divan’dan kurtaracak Ve partisini tümden bitirecek.

Erbakan ve RP ne yapacak?

Köprüyü geçene kadar “ayıya dayı” diyecek!

Sadece devleti “içten ele geçirme”yi hızlandırmayacak; az oy aldığı bir kitleyi ele geçirmeyi de hızlandıracak.

Bir önceki seçimlerde Konya merkezinde aldığı oy yüzde 41.7 iken, Konya köylerinde aldığı oyun sadece yüzde 15.4 olduğunu unutmayacak… Kesenin ağzını açacak, seçim ekonomisi uygulayacak ve yeni seçimlere gidecek…

Ve bu kez “gerçek bir zafer” umacak!..

★★★

Elbette ki DYP’li milletvekilleri -yarın “gönül huzuru” ile- “Atatürkçü Başbakan” Erbakan’a “evet” diyecekler… Elbette ki hakkında tek “şaibe” olmayan, “Dürüst Başbayan”larını, Meclis grubu toplantısına girdiğinde ayakta alkışlarla karşılayacaklar…

Elbette ki, akşam eve gittiklerinde “huzur içinde” uyuyacaklar…

Elbette ki, yolda yürürken “başlarını öne” eğmeyecekler…

Elbette ki, her gittikleri yerde “büyük saygı” görecekler…

Elbette ki, çocuklarının, torunlarının yüzüne “utanmadan” bakacaklar…

Elbette ki, görevlerini yapmış insanların ruh haliyle, “geleceğe güven” duyacaklar…

Ve elbette ki, Çinli bilge kişi Konfiçyüs’ün şu sözlerinin saçma olduğunu hemen anlayacaklar:

“Eğer senin iktidarın saygı görmüyorsa, başka bir iktidar yolda demektir!..”