Yazı Hakkında
Başlık: | Az Demokrasi, Az Baskı… |
Kaynak: | Cumhuriyet Gazetesi (s.3) |
Tarih: | 28 Mayıs 1999, Cuma |
Yazı
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Az Demokrasi, Az Baskı…
Aylar önce Ceviz Kabuğu’nda Kemalizmi tartışıyorduk. Gecenin ilerlemiş bir saatinde Hulki Cevizoğlu son sorusunu sordu:
– 12 Nisan 1992 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, “Ayrılıkçı Düşünce Serbest Olmalı” diye yazı yazmışsınız. Bu, Atatürk ’ün ulusçuluk anlayışı ile
çelişmiyor mu?
Niçin çelişsin ki!
Önemli olan, “ayrılıkçı düşünce”nin serbest olmasını niçin savunduğunuzdur.
Ulusal birliğin bozulmasını kolaylaştırması için mi istiyorsunuz?.. Yoksa tersine, ulusal birliği bozmak isteyenlerin cephesini daraltmak, amaçlarına ulaşmalarını zorlaştırmak için mi?
O yazı şu düşünceyi dile getiriyordu:
“Demokrasimizdeki kısıtlamaları kaldırın. Her
türlü düşünce özgürlüğünü serbest bırakın. İsmail Beşikçi gibi sadece düşüncelerini açıklamış olmaktan başka suçu bulunmayanların cezaevlerinde çürümesinin hiçbir işe yaramadığını kabul edin. İnsanlarda, kendi koşullarını barışçı yollardan değiştirebilecekleri inancını doğurun. Terör
umut ya da öfke boşaltma yolu olmaktan çıkar!.. ”
Ve ekliyordu:
“Ama ‘biraz demokrasi biraz baskı’ derseniz;
ikisinden de beklediğiniz yaran tam sağlayamazsınız.”
Kemalizmi savunan Doğu Perinçek içerde..
Kemalizm düşmanı İsmail Beşikçi içerde. İkisinden de uzakta olan Yalçın Küçük içerde..
Şimdi de sırada Oral Çalışlar ve Muzaffer İlhan Erdost var.
Hepsinin de cezalandırılma nedeni aynı: “Bölücülük propagandası!”
Kafanızın karışmaması olanaklı mı?
Demek ki, birbirlerinin tam tersi siyasal çizgide
olanlar bile, Anadolu’nun paylaşılmasında birleşiyorlar (!).. Bunun usa uygun bir açıklaması var mı?
Sayın Çalışlar’ın cezalandırılmasına neden olan söyleşilerden çok yararlananlar arasında ben de vardım. Hakkındaki karara Yargıç Yarbay D. Ali
Başaran karşı çıkıyor. Yapılan işte ‘bölücülük propagandası kastı bulunmadığını’ söylüyor. Ama bu karşı oy, çalışlar için verilen cezanın ertelenmesini ya da paraya çevrilmesini bile sağlayamıyor.
Eğer ‘kasıt’ önemli değilse, benim yazım da ‘bölücü propagandayı kolaylaştırmak ’ diye yorumlanamaz mıydı?
Sayın Erdost için durum belki daha da ilginç.
Neyi savunuyor cezalandırılmayı hak etmek için?
PKK örgütünün amacının sadece Türkiye’yi bölmek değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek olduğunu.. Yeni Sevr’in gerçek sahibinin emperyalist güçler olduğunu.. ‘Halklara özgürlük’ sloganı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dağıtmaya kalkışanların, aslında emperyalizme, faşizme ve militarizme hizmet ettiklerini…
İşte, Erdost’un yaptığı ‘bölücülük propagandası’ da bu! ‘
★★★
Ecevit eskiden sık sık bir benzetme yapardı:
– Demokratikleşme bir anlamda soğuk denize girmeye benzer. Yarı belinize kadar girerseniz,üşür ve hasta olursunuz. Ama bütün bedeninizi
suya bırakırsanız bir süre sonra alışırsınız…
Sayın Ecevit solcu, insancıl, düşünce özgürlüğünden yana bir siyaset adamı.
Türkiye’yi ‘az gelişmiş bir demokrasi’ olma ayıbından kurtarmak için, hükümet ortaklarını ikna edecek gücü kendisinde bulmasını diliyorum.
‘Haklı dava “yı savunmak her zaman daha kolaydır.
Yorum Yaz