Anasayfa » Batı’nın Neresindeyiz?

Yazı Hakkında

Başlık: Batı’nın Neresindeyiz?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 10 Mart 1995, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Batı’nın Neresindeyiz?

Dönem, faşizmin yükselme dönemi.

Faşizme adını vermiş olan Mussolini, bir konuşmasında bazı ülkeleri tehdit ediyor. Tehdit edilen ülkelerin isimleri yok. Ama yapılan yorumlara göre, kapsamına Türkiye de giriyor.

Mustafa Kemal‘in Türkiyesi bunu sindirebilir mi? Yanıt çok sert oluyor.

Ve ilk resmi kabulde, faşist diktatör Türk büyükelçisini yanına çağırıyor:

Sayın Büyükelçi! Benim konuşmamda kastettiğim ülkeler arasında Türkiye yoktu. Olamazdı. Çünkü ben Avrupalı olmayan bazı ülkelerden söz etmiştim. Türkiye ise bir Avrupa ülkesidir!

Nedir faşizm?

İnsanların da ulusların da eşit olmadıklarını savunan bir
ideolojidir. O inanç sistemine göre; geri kalmış bir ulus,
aşağı” olduğu için geri kalmıştır.

Ve faşizmin babası, bugünün Bangladeş’i düzeylerindeki bir Türkiye’yi Avrupalı sayıyor. Mustafa Kemal’in Türkiyesi’ni…

Kemalizme karşı olan siyasal iktidarların son kırk yılına
damgalarını vurdukları Türkiye ise… Avrupa kapılarında -o olaydan altmış yıl sonra- gözyaşları döküyor. “N olur kabul edin, biz de sizdeniz!” diye.

★★★

Tekelleşmiş, görüntülü ya da yazılı basındaki çığlıklar inanılacak gibi değil:

“Çağ Açan İmza!”

Ve Sezar’ın Roma’ya zaferle dönüşü gibi Ankara’ya giren bir imza sahibi…

Peki, Türkiye’nin Avrupa gümrük birliğine girmesi kötü mü? Hayır!

Ama bunu adeta bir “teslimiyet” havası içinde yapması kötü!.. Ödün-çıkar dengesini kuramayacak kadar güçsüz ve kişiliksiz kalmış olması kötü!.. Olumlu yanları aşırı abartıp, olumsuzlukları gözlerden kaçırmaya çalışması kötü!..

Türkiye’deki 83 bin camiye karşılık, 476 bin 175 çocuğu imam okullarında okuturken… Devletin en önemli işlevlerini, başlarının içinde sarık taşıyanlara terk ederken… Türk Hava Kurumu’nun yasa gereği toplaması gereken kaynakları, Başbakan’ın ağzından dinci kuruluşlara “peşkeş” çekerken.. Ve bakanının ağzından TV’de “Biz dinin emrinde siyaset istiyoruz” derken…

Avrupa’ya dönüp “Bizi kabul etmezseniz köktendinciler gelir!” diye gözyaşı dökmesi kötü!

Atatürk‘ün altmış yıl önce el yazısı ile kaleme aldığı “Medeni Bilgiler’’ kitabındaki özgürlük anlayışının bile gerisindeki bir 12 Eylül Anayasası utancını bunca yıldır değiştirmeyip… Demokratikleşme ile ilgili yasaları önlemeyi “marifet” sanıp…

Sonra tüm bunları Avrupa’nın zoruyla yapıyor olması  kötü!

★ ★★

Mustafa Kemal, Batı’nın “evrensel” değerlerine yönelirken, arkasında Batı’nın desteği yoktu. Tersine, Batı ile savaşarak, Batı’ya karşın yaptı bunu.

Batı, Boğaz’ın “hasta adamı “ndan memnundu.

Ama sonunda bükemediği eli öptü!

Batı, Kemalist Türkiye karşısında bazı çıkarlarından
uzaklaşmak zorunda kalırken, elbette ki memnun değildi.
Ama o Türkiye’ye saygı duyuyordu.

Şimdi -açığa vurmasa da- kendine muhtaç, kolaylıkla
güdümleyebildiği bir Türkiye’den memnun.

Ama saygı duymuyor!

Mustafa Kemal’in amacı Türkiye’yi çağa taşımaktı; bu
nedenle de Batılılaştırmaktı. Yoksa Batı’ya teslim etmek değil!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz