Yazı Hakkında
Başlık: | Bir Mektup ve Bir Yanıt |
Kaynak: | Cumhuriyet Gazetesi (s.3) |
Tarih: | 09 Haziran 1999, Çarşamba |
Yazı
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Bir Mektup ve Bir Yanıt
“Tabuları Yıkmak!” başlıklı yazımla ilgili olarak bir mektup aldım.
Prof. Baskın Oran, genellikle koşut düşündüğümüz ilerici bir aydın. Ama Güneydoğu sorunu konusunda, o da belirli bir yaklaşımı solculuk gereği sayma gibi bir yanlışı paylaşanlar arasında yer alıyor.
Tartışma güncelliğini koruduğu ve kendisi de özellikle öyle istediği için… Sayın Oran’ın mektubunu Cumhuriyet okurlarıyla paylaşmanın ve yanıtlamanın yararlı olacağını düşünüyorum.
★★★
Mektup şu paragrafla başlıyor:
“Anadolu’da barışı sağlamak konusunda seninle en ufak bir farklılığımızın olması mümkün değil. Ama, çok önemli bir bilimsel husus var:
Kürtlerin Türk soyundan olduğunu ileri sürmek için kullandığın olgular doğru değil.”
Mektuptaki ilk büyük yanlış bu!
Ben hiçbir yazımda, hiçbir kitabımda, hiçbir konuşmamda Kürtlerin Türk soyundan geldiklerini öne sürmedim. Ama iç içe geçmişliği kanıtlayan,
özellikle de kültürel etkileşimi vurgulayan olguları saklamayı da hiç düşünmedim.
Benzeri olguları sergiledikten sonra ise, her defasında aynı şeyi yinelemeye özen gösterdim:
– Bunları sadece üzerinde düşünmeye değer bulduğum için sizlerle paylaşıyorum. Yoksa
asıl önemli olan, insanın ne olduğu değil, kendini ne hissettiğidir!
Bu sözler, sevgili Oran’ın değindiği yazımda da aynen yer almıştı.
★★★
Mektup şu satırlarla sürüyor:
“Örneğin dayandığın Ali Tayyar Önder, Yenisey Anıtları’nda ‘Kürt el
kanı Urungu’ yazıyor, diyor. Oysa yaşayan en önemli Türk dilbilimci
Prof. Talat Tekin, bunun doğrusunu okuyor:
‘(Ben) Körtle Han Alp Urungu, altın okluğu bele bağladım. Sekiz dokuz yaşımda.’..”
Yani? Yenisey Anıtları’ndaki bazı sözcükler yanlış okunmuş. Körtle Han
Alp Urungu özel ismi de böylece “Kürt elinin hanı” diye yanlış yorumlanmış.
Olabilir! Peki çeşitli yazılarımda aktarmak gereğini duyduğum başka bilgiler arasında yanlış olan var mı? Örneğin söz konusu yazımda yer alan 532 sözcükle ilgili bilgi yanlış mı doğru mu?
Orhun Anıtları’nda, yani Göktürk – Uygur Türkçesinde var olan bu sözcükler, bugünün
Anadolu Türkçesinde kullanılmıyor. Acaba niçin ve nasıl Anadolu Kırmançcasında ve Zazacasında yaşamlarını sürdürüyorlar?
Eğer bu bilgi doğru ise, anlamı nedir?
★★★
Ve mektubun son satırları şöyle:
“Kürtler Türk soyundan olsalar ne olacak, olmasalar ne olacak; adamlar ‘Biz Kürt’üz’
dedikten sonra? Amaç, onlara gönüllü olarak ‘Üst kimlik olarak da Türkiyeliyiz’ (istersen,
senin dediğin gibi ‘Türk’üz’ dedirtebilmek. Ama onları Türk ilan etme yönteminin bunu
sağlayacağından kuşkuluyum. ”
Mektup söylemediğim, yapmadığım şeyleri bir kez daha bana yüklemek istiyor… Bir üst
kimlik, bir yurttaşlık ve yurtseverlik bağı olarak “Türk’üz” dedirtmeyi önerenin de, ben değil
Atatürk olduğunu unutuyor.
Sayın Baskın Oran ve benzer tutumda olanlar ile temel bir farkımız var. Ben tüm gerçeklerin açıkça yazılmasından, bilinmesinden ve tartışılmasından yanayım. Onlar ise tabular yaratmışlar. O tabularla çelişen olguların sunulmasından ve özellikle de bir
avuç Kürtçünün kızdırılmasından hoşlanmıyorlar.
Ama yolumu çeviren Kürt polis.. ders arasında yanıma gelen Kürt öğrenci.. ve telefonla
arayan Kürt dostlar… Onlar bunların yazılmasından memnunlar.
Çünkü onlar Kürtçü değiller.
Ve onlar çoğunluklar!
Yorum Yaz