Anasayfa » Biz, Apo ve Kürt Aydınları

Yazı Hakkında

Başlık: Biz, Apo ve Kürt Aydınları
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 24 Şubat 1999, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Biz, Apo ve Kürt Aydınları

Ciddi iki yanlış yapılıyor. Birini biz yapıyoruz, ötekim
de Kürt kökenli aydınlarımız.

Şerafettin Elçi, yıllar önceki bir sohbetimizde şöyle demişti:

“- TC şimdi bizi dinlemiyor.. Ancak Apo ve PKK ile silahlı
mücadelenin sonuç vermediğini ve vermeyeceğini görünce, bizi muhatap almak gereğini duyacak.”

Aynı hükümette görev yaptığımız eski dostum tipik bir Kürt aydını.

Sözlerindeki birinci yanılgıyı zaman gösterdi. Diğerini düzeltmesi ise, bundan sonraki yanılgıları önlemenin önkoşulu…

Bir.

Beklediğinin tersi oldu…

Türkiye Cumhuriyeti Apo ve PKK ile silahlı savaşımda çok ciddi sonuçlar aldı. Etnik terörün çıkmaz sokak olduğunu kabul etmek de PKK militanlarına ve de Kürt aydınlanma düştü.

“Terörden bunaları devlet, bizim istemlerimizi kabule hazır hale gelir”
diye düşünmenin yanlışlığı ortaya çıktı…

İki.

Kürt kökenli aydınlarımızın, yanlıştan dönerken ilk yapmaları gereken
şeyin, “Te Ce” yerine “Türkiye Cumhuriyeti” demek olduğu görüldü. PKK
ağzı ve mantığı ile yola çıkmanın, çıkar yol olmadığı anlaşıldı.

Demokrasi eğer uzlaşma rejimi ise…
birbirini anlamanın ve uzlaşmanın ilk
koşulunun da ‘ortak dil’ olduğu anımsandı.

★ ★★

Hataları dışardan görmek, çoğunlukla içenden görmekten daha kolaydır.

Almanya Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Dursun Abigan
uzunca bir mektup göndermiş. Özellikle iki şeye dikkat çekiyor.

Birincisi olumlu.

Avrupa’nın Öcalan konusundaki hukuksal denetim girişimlerine Ecevit kısa ve çok özlü bir yanıt vermişti. Bu yanıtın Alman TV kanallarında
ilk haber olarak yer aldığı ve çok da etkili olduğu anlaşılıyor.

“Eğer bu konularda en son olarak birisine söz düşerse, o da Avrupa’dır!”

Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki PKK saldırılarının sonucunu
da Sayın Atılgan tek cümleyle özetliyor:

“Her ne kadar bazı Alman TV kanalları ve bazı gazeteler Türkiye karşıtı yayınlara yer veriyorlarsa da, Alman kamuoyu artık, PKK’nin azılı ve
kanlı bir terör örgütü olduğuna iyice kanaat getirmiş görünüyor. ”

Dursun Atılgan’ın dikkatten çektiği ikinci nokta ise olumsuz.

Uçaktaki, gemideki, adadaki, Türk bayrağı önündeki Apo görüntülerinin, Avrupalı TV izleyicileri üzerinde çok da iyi bir etki bırakmadığı anlaşılıyor.

Uzun yıllardır Almanya’da yaşayan Sayın Atılgan’ı birçok Alman tanıdığı
aramış.. Akademisyen, mühendis, öğretmen.. Söyledikleri kısaca şu:

“Türkiye büyük bir başarı elde etti. Gücü ortaya koydu… Ama defalarca yayımlanan bu görüntüler Alman halkını duygusallaştırır. Türkiye’nin başarısını gölgeler. Oysa Türkiye böyle yapacağına, teröristin yargılanacağını açıklaması yerinde olurdu ve yeterdi… Bir de yinelenmesi gereken şey. öldürülen öğretmenler, doktorlar, işverenler, ebeler, kadınlar, çocuklar, yaşlılardır. Hatta yakılan işyerleri ve iş makinelerdir…”

Süngüsü düşmüş, ezik Öcalan görüntülerinin, çevrenizdeki kadınlar
üzerinde ne etki yaptığına bakın.. Dost Almanların uyarısının ne ölçüde haklı olduğunu görürsünüz!

Belki çok söylendi ama, yinelemekte yarar var.

Bu ülke hepimizin.. Çoğumuzun da gidecek başka yerimiz yok, öyleyse
geçmiş hatalardan ders almak herkesin çıkarınadır.

Devlet zafer sarhoşluğuna kapılmamalı! Kendi insanlarına öncülük ve
önderlik etme konumundaki Kürt kökenli aydınlanma da, hatadan bir an
önce dönmenin erdemini ve önemini kabul etmeli!

Üzerinde birleşilmesi gereken ortak payda bellidir.

Tek ülke, tek bayrak, tek resmi dil!
Önce bu kabul edilmeli ki; “alt kültürlerin, “alt kimlik “lerin yaşama haklarına biz de gönül huzuru ile sahip çıkabilelim..

Ve “ulusal kimliğin” aslında o çoksayıdaki alt kimliğin bir birleşimi olduğunu… alt kültürler olmadan”’ulusal kültür”ün de olamayacağını., daha
güçlü olarak savunabilelim!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz