Anasayfa » Bu Kaçıncı ‘Bir Kerecik’?

Yazı Hakkında

Başlık: Bu Kaçıncı ‘Bir Kerecik’?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 13 Aralık 1992, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Bu Kacıncı ‘Bir Kerecik’?

Olay önemli, ama çok kişinin gözünden kaçtı.

12 Eylül Anayasası, cumhurbaşkanına birçok önemli konuda ‘tek seçicilik’ görevi veriyor. Rektörlerden Anayasa Mahkemesi üyelerine kadar..

Örneğin önce YÖK’e üyeler atıyor. Sonra o üyelerin önerdiği isimler arasından rektör seçiyor, Anayasa Mahkemesi üyesi seçiyor.

Çankaya’da oturan ‘saygıdeğer kişi’, son olarak YÖK’ün kendisine önerdiği üç isim arasından, Prof. Süleyman Aslan’ı Anayasa Mahkemesi’ne atadı.

Prof. Aslan, 10 Ekim 1979 tarihinde doçent, yani “öğretim üyesi’ olmuş. Oysa gerek anayasanın 146. maddesi gerekse ilgili yasa, Anayasa Mahkemesi’ne üniversitelerden seçilecek üyenin en az 15 yıl öğretim üyeliği yapmış olma koşulunu getirmiş.

YÖK, Prof. Aslan’ı ‘bile bile’ öneriyor. Özal da gene ‘bile bile’ diğerlerini bir kenara bırakıp, onu seçiyor.

Ama Anayasa Mahkemesi, hukuk devleti ile bağdaşmayan bu durumu kabullenmeyip, Prof. Aslan’ı gerisin geriye Konya’ya, Selçuk Üniversitesi’ndeki görevine yolluyor.

* * *

Olayın ‘acıklı’ birçok yanı var.

Bir kere, kendisi de ‘idare hukukçusu’ olan bu sayın profesör, nasıl olur da böyle bir göreve aday olmayı kabul eder?

Anayasanın ve yasanın -bir ilkokul mezununun bile rahatlıkla anlayabileceği kadar açık olan- hükmünün ne anlama geldiğini kavrayamamış ise nasıl üniversitede hukuk dersleri verebiliyor? ‘Bile bile’ göreve istekli olmuş ise hukuka bu ölçüde saygısız bir ismi, YÖK’teki efendiler, nasıl devletin en yüksek hukuk kurumuna üye
olarak önerebiliyorlar?

Bu sayın ‘profesör’ün, yarın karşılarına yeniden çıkmak zorunda kaldığı öğrencilerine ‘hukuka saygı’yı anlatırken yüzü hiç mi kızarmayacak?

Bir öğrencisi kendisine bu konuda soru yöneltse, Çankaya’daki efendisinden aldığı ‘ilham’ ile mi yanıt verecek? “Anayasa bir kez çiğnense ne olur” mu diyecek?

* * *

YÖK, nasıl olup da koşulları uymadığı halde Prof. Aslan’ı Anayasa Mahkemesi üyeliği için Çankaya’ya önerme cüretini kendisinde buldu?

Bu sorunun bazı YÖK üyelerine yöneltildiğini biliyoruz. Ve gene biliyoruz ki, o sayın üyelerin gösterebildikleri çok tutarlı(!) bir gerekçe vardır: Süreleri tamamlanmaktadır ve yeniden o göreve seçilebilmeleri de pek sayın ‘Çankaya sakini’nin elindedir!.. Bu nedenle de Çankaya dan gelen isteğe direnememişlerdir!..

Aslında bu kadar uzağa gitmeye de gerek yok.

Bizzat YÖK’ü kuran kişi, yasaları çiğneye çiğneye basamakları çıkmadı mı? Yasalar çiğnenerek profesör yapılan kişiler, önce rektörlüğe sonra da YÖK üyeliğine getirilmedi mi? Yarısı Türkçe yarısı İngilizce çalıntılardan oluşan 30-35 sayfalık paçavralar ‘profesörlük takdim tezi’ diye kabul edilmedi mi? Fizik profesörü, tıp profesörü, Farsça profesörü eliyle insanlar ‘sosyoloji profesörü’ yapılmadı mı?

YÖK’ün neresi doğru ki bu işi niçin eğri yaptığı araştırılıyor?

* * *

Olayın ‘acıklı’ bir başka yanı da Anayasa Mahkemesi ile ilgili.

Prof. Aslan’ın Anayasa Mahkemesi üyeliğinin reddi kararına, birisi Çankaya’nın seçtiği başkan yardımcısı olmak üzere, dört üye karşı çıkıyor!.. İyi mi?

12 Eylül Anayasası’nın kendisi, bugün Türk siyasal yaşamının istikrara kavuşmasının önündeki belki de en büyük sorundur. Ama o anayasanın ‘marifeti’ ile Çankaya’ya, Anayasa Mahkemesi’ne, YÖK’e tırmananların bile o anayasaya saygıları yok.

12 Eylül artıklarına o saygıyı öğretmeye çalışmak da 12 Eylül Anayasası’nın birçok hükmünün ‘hukuka aykırı’ olduğunu çekinmeden söyleyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Yekta Güngör Özden’e kalıyor Şimdi!..

İşin en acıklı yanı da belki bu.

Özal’ın başındaki ANAP iktidarı, anayasaya aykırılıktan iptal edilen yasa çıkarma rekoru kırmıştı. “Anayasanın bir kez ihlalinden bir şey olmaz” diyen saygıdeğer kişi şimdi de Çankaya’da. Hazır oraya çıkmışken, anayasaya bir kerecik tecavüzlere sesini çıkarmayacak bir Anayasa Mahkemesi oluşturmak istiyor olmalı.

Ama söyler misiniz, bu kaçıncı ‘bir kerecik’?

Sayın Özal’a göre anayasa yapmak, anayasayı ‘o’nun tecavüzlerinden korumaktan galiba daha kolay!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz