Anasayfa » Bugünü Anlamak…

Yazı Hakkında

Başlık: Bugünü Anlamak…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 29 Kasım 1996, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Bugünü Anlamak…

Kore savaşında Çinlilerin esirler üzerinde denediği ünlü bir
yöntem var.

“Beyin yıkama “nın ilk aşaması olarak, esirlerin rütbelerini söküyorlar. Alt rütbelileri ya da rütbesizleri, diğerlerinin başına getiriyorlar.

Ast-üst ilişkisi, emir-komuta zinciri altüst oluyor.

Gerisi kolay!

Çözülmüş, iç denetim süreçleri işlemez bale gelmiş bir esir
topluluğu çıkıyor ortaya. Her türlü telkine, içgüdüsel çıkarcılığa hazır. Dirençsiz.

Ve bu yöntem Amerikalı esirler üzerinde başarılı oluyor.

Ama Türk esirler üzerinde olamıyor. Çünkü kime ne görev verilirse verilsin; ast gene gidip eski üstünden emir almayı sürdürüyor.

Grup dayanışması bozulmuyor. Direnç gücü yok olmuyor.
“Beyin yıkama “ya hazır, çaresiz
ve zayıf bireyler oluşmuyor…

★ ★★

Bugünlerde herkes birbirine
soruyor:

– Ne oldu bize” Devlet nasıl bu kadar yozlaştı? Kurtuluş yok
mu?”

Her çürümüşlük, köklü çözümlere hazır bir ortam demektir. O kadar kötüyü yaşamamış olan bir toplum, “sil baştan” anlamına gelecek adımları kolay kolay kabul edemez.

Ama düzeltmenin önkoşulu, o noktaya nasıl gelindiğine doğru
tanı koymaktır!

Bugunkü kokuşmuşluğa Türkiye üç aşamada ulaştı.

Birinci aşama “komando kampları” ile başladı. Sol akımların tırmanışını önlemekti amaç… Solcu gençleri kırdırmak
için, devlet gözetiminde, sağcı gençler silahlı eğitim gördü.

Sağcı gençler saldırdı, polis
saldıranları korudu.

Bugün Çankaya’da olan büyüğümüz gürledi:

Sana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz!

Ve devlet, “herkesin devleti”
olmaktan çıktı. Taraf oldu…

★ ★★

İkinci aşamaya 12 Eylül döneminde geçildi.

“Türk-islam sentezi” devletin resmi ideolojisi yapıldı. Partisinden, kendi mirası ile desteklediği kurumlarına kadar. Atatürk’ün “çağdaşlığın temeli” saydığı hemen tüm kurumları teker teker kapatıldı.

Atatürk adına oluşturulan kurumlar bile, Atatürk’e inanmayanlara teslim edildi.

Yargı bağımsızlığı çiğnendi.
Üniversite özerkliği çiğnendi.

İşçi, kamu görevlisi, gençlik susturuldu.

Devletteki çözülmeyi, çürümeyi, Kemalist doğrultudan
sapmayı önleyecek direnç noktaları yok edildi.

Ve devlet -“son darbe “yi vurması için- altın bir tabak, içinde
Özal’a sunuldu…

★ + ★

Özal Türk toplumuna ne yaptı?

Çinlilerin deneyip de başaramadığını…

Amerikalıların çok istediği “ikinci cumhuriyet”i kurmak için,
birincisini yıkmak gerektiğini biliyordu. Son direnç noktalarını
da yok etti.

Şeriat için propaganda yapmayı ve örgütlenmeyi serbest bıraktı. Kürtçülüğü özendirdi. Ve buyurdu:

– Atatürk de hatalar yapmıştır…

– Bu ülkede şapka giymediği
için insanlar asılmıştır..

– Federasyon da tartışılmalıdır…

– Anayasayı bir kez delmekle
bir şey olmaz…

– Benim memurum işini bilir
(yani rüşvetin alıp, kendim kurtarır)…

– Verdiğiniz vergileri devlet çarçur ediyor; siz daha iyi değerlendirirsiniz o paraları.

Şortla askeri birlik denetleme dönemi açıldı. Oğlu için “iş bağlama” işini üstlenen cumhurbaşkanları dönemi başladı.

Devletçilik dinozorluktu Köşeyi dönücülük çağdaşlıktı…

Bilgi birikimiymiş, deneyimmiş falan çöpe atıldı. Amerika’dan -bazıları Türkçeyi bile doğru dürüst bilmeyen“prens”ler getirildi. “İşbitiricilik” öne çıkarıldı…

Ve devletin de işi bitti!

* * *

Geleceğin şeriat devletininkadrolarını hazırlamaktan ve yerleştirmekten başka bir şey düşünmeyen bir iktidar…

Yolsuzluklarını örtbas etme uğruna o iktidara payandalık eden, gözü kara, hırsı sonsuz bir bayan… O bayanın eteklerine
yapışmış sürüklenen bir sürü insancık…

Katillerle, mafya ile, aşiret reisleriyle iç içe, yolsuzluk batağında bir devlet…

Nasıl düzeltilir?

Düzeltilemez, ancak yeni baştan kurulur!..

Siyaseti, bir avuç insanın oynadığı anlamsız ve çirkin bir
oyun olmaktan çıkararak.. Partiler demokrasisinin yerini alan
“liderler diktatörlüğü “ne son vererek.. Siyasal partileri, yeniden
halkın partileri konumuna getirerek…

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz