Anasayfa » Cahilin Cesareti…

Yazı Hakkında

Başlık: Cahilin Cesareti…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 07 Eylül 1994, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Cahilin Cesareti…

Kolaycılık “cehaletten gelir!.. Kestirmeci çözümler,
bilgisizliğin ürünüdür.

Bir yolda ilerlerken, önünüze bir engel mi çıktı? İki seçeneğiniz vardır: Ya o yoldan vazgeçip, gerisin geriye dönersiniz. Kavşaktan bir başka yola saparsınız..

Ya da önünüze çıkmış olan engeli aşmanın yollarını ararsınız. Bilirsiniz ki, her yolda birtakım engeller vardır. Üstelik her geri dönüş, her yeniden başlayış da zaman kaybı demektir.. Tanımadığınız, denemediğiniz bir
yolda yeni ve değişik engeller demektir.

Türkiye’de gene bazı “yarı-okumuş “lar, ucuzcu çözümler peşindeler.

Kimisi “Bizi ancak başkanlık sistemi paklar!” diyor.

Kimisi “dar bölge” seçim sisteminin. Türkiye’nin tıkanan demokrasisini açacak “mucize anahtar” olduğu kanısında.

İktidarın “büyük” partisinin pek sayın genel sekreteri de. Anayasa Mahkemesi’nin yerine Senato yu koyunca siyasal yaşamımızda güller açacağına inanıyor…

İşte size “sivil 12 Eylül” kafaları!

★★★

Yıllardır denenmiş kurumlan, o deneyimlerin ışığı altında düzeltmek akılcılıktır. Her şeyi sıfırlayıp yeni baştan kurmaya çalışmak ise, çocukçadır.

Sıfırlamak, ancak “amaç “değiştiğinde geçerli 0lur, zaman söz konusu olan bile, sıfırlamaktan çok, toplumda o ana kadar varolmayan kurumları getirmektir. Çünkü, yeni gereksinmeler yeni kurumlan gerektirir.

Atatürk bunu yapmıştır; çünkü toplumun amacını değiştirmiştir. Geleneksel-baskıcı toplumun yerine “demokratik toplum”amacını koymuştur…

Bugün “dahiyane”formüllerle çözüm aranan sorunlar nelerdir?

Hükümetin etkili ve tutarlı olmayışı. Siyasal yelpazedeki aşırı bölünmüşlük Bazı yasal düzenlemelerin Anayasa Mahkemesinden dönmesi.

“Başkanlık sistemi”, iktidarın etkili ve sürekli olmasını sağlar mı?

Eğer toplumda çok katı bölünmeler yoksa ve de “hoşgörü ve uzlaşma” geleneği oluşmuşsa, sağlayabilir!

Ama Türkiye benzeri toplumlarda siyasal sertleşmeyi arttırır. Hoşgörü ve uzlaşmaya dayalı demokratik kültürün oluşumunu zorlaştırır. Başkanın partisinin Mectis’te azınlıkta kaldığı durumlarda, sistemi kilitler.Sık sık da darbelere ve baskı rejimlerine ortam hazırlar!

“Dar bölge” seçim sistemi, aşırı siyasal bölünmüşlüğü önler mi?

Büyük bir olasılıkla önler!

Ama -gene büyük bir olasılıkla- solu bu kez “tamamen” tasfiye eder Demokrasi dışı arayışlar, giderek kendisine büyük bir toplumsal destek bulur. Liberal sağ ile şeriatçı sağ arasında sıkışan sistem, dışladığı toplumsal dinamiklerin ağırlığına dayanamaz olur.. Ve sonunda çöker!

★★★

Anayasa Mahkemesi’nin yerine, 12 Eylül öncesinin
Senato’sunu geçirmeye gelince..

Turp da yararlıdır, ama şeftalinin yerini tutamaz!

İkinci Meclis “mahkeme” değildir.. Yasaların ya da kararnamelerin iptalini önlemenin yolu da. onların ana-yasaya uygunluğunu denetleme görevini üstlenen kurumu yok etmek değildir..

Çözüm ya anayasayı değiştirmektir, ya da o anayasaya uygun düzenlemeler yapmak konusunda daha duyarlı davranmaktır Hele hele, kendisine bir kararı “tümden” iptal etme yetkisi verdiğiniz bir kurumun elinden, “yürütmeyi durdurma” yetkisini almayı düşünme garabetine hiç mi hiç düşmemektir!.

“Dahiyane”çözümün mucidi gerekçesini şöyle açıklamış: ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararları kendi üyeleri arasında bile tartışılıyor. Biz buna son verilmesi gerektiğini söylüyoruz ”

Demokratik toplumlarda kararların “oy çokluğu” ile
alınması doğaldır. Ama benim iktidarın büyük kanadının sayın genel sekreterine bir önerim olacak: Hükümetin kararları ve uygulamaları da kendi üyeleri ve ortakları arasında bile”, hem de “çok” tartışılıyor. Buna son vermek daha tutarlı ve de köktenci bir çözüm olamaz mı?

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz