Anasayfa » CHP Manzaraları…

Yazı Hakkında

Başlık: CHP Manzaraları…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 06 Kasım 1996, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

CHP Manzaraları…

Olay daha çak yeni.

İstanbul’daki gibi, Ankara’da da kadın kuruluşları güçbirliğne gidiyorlar. Türkiye’nin yeniden karanlıklara gömülmemesi için bir araya geliyorlar.

BİRKAP ilk toplantısını CHP de yapıyor. Ve ANAP’ta yapılan üçüncü toplantıda, ortak bir bildiri yayımlanmasına karar veriliyor. Kıyamet de kopuyor.

CHP Ankara Kadın Komisyonu Başkanı, bildirideki “Türk kadını “ifadesine şiddetle karşı çıkıyor:

– Ben Türk kadını lafına itiraz ediyorum. Kürt kadını ne olacak?

Herkes şaşkın.

Bir bayan anlatmaya çalışıyor:

– Ben de Gürcüyüm. Ama kökenim bir “ait kimlik”tir. Bu. yurttaşlık bağları ile bir “üst kimlik” olarak Türk olmama engel değildir.. Türk kadını dendiğinde, bu söz, bu topraklar üzerinde yaşayan bütün kadınları kapsar. Kökenleri ne Olursa olsun…

Ama CHP temsilcisi çok bilmiş kendinden emin.

– Alt kimlik, üst kimlik falan diye bir şey olmaz.
Nereden çıktı şimdi bu!

ANAP temsilcisi söz alıyor:

– Bizim partiyi Atatürk kurmadı, ama sizinkini
kurdu. “Ey Türk gençliği” diyen de Atatürk değil
miydi?

CHP temsilcisinin gerilemeye niyeti yok!

– O söz o zaman için söylenmiş. Köprülerin altından çok sular aktı . Atatürk’ü artık aşalım!

***

Aslında CHP temsilcisi “farklılığını”ve “Atatürk’ü
aşma “niyetini daha ilk günden ortaya koyuyor(!)..
Derneklerin bu güçbirliğine alınmasına karşı çıkıyor.

Ama son olay, bardağı taşıran bir damla. Ya da sel…

Atatürk’ü, Atatürk’ün partisinin temsilcisine karşı savunmanın sağ partilerin temsilcilerine kalmasından rahatsız olanlar da var. Toplantıya ismen çağrılı olan Demet Işık üyesi olduğu partinin ayıbını örtecek bir konuşma yapıyor.

Toplantıya Atatürkçü Düşünce Derneği adına katılmış olan iki bayan ise konuyu orada bırakmamaya karar veriyorlar. CHP’nin TBMM grup başkanvekillerine gidiyorlar.

Oya Araslı kulaklarına inanamıyor. Kemalist Önder Sav ateş püskürüyor.

Demet Işık, olayı CHP Genel Sekreteri’ne anlatıyor:

– Böyle bir toplantıya partiyi temsilen katılacak kişinin seçimi önemliydi. İl başkanından isim istenseydi daha iyi olmaz mıydı?

Yanıt kısa ve açık:

– İl başkanı o kadından farklı mı ki!

★★★

Daha çok yakınlarda…

CHP’nin başkentteki bir ilçe binasında sabahtan akşama PKK’nın televizyonunun izlendiğini biliyor muydunuz?

CHP’ye çok yakın, saygın bir bilim adamından
duymuştum Bana o kadar ağır gelmişti ki, yazmaya bir türlü içim elvermemişti.

Saklamak neye yarar ki!

Biz gerçeklerin ucundan bir şeyler yazdığımızda
bile bazı CHP’lilerden nazik ama kızgın mektuplar
geliyor “Dost“un acı söylediği unutularak.

Ama partide bazı çok üst düzeylerde görev almış olanlar arasında bile, farklı tutum içinde alanlar var… Telefon ediyorlar Yazdıklarımdan dolayı beni eleştireceklerini sanıyorum ve yanılıyorum.

– Yazdıklarınıza kelimesi kelimesine katılıyoruz.
Herkes gibi biz de bir çıkış yolu arıyoruz. Ne yapmalı?

CHP tabanındaki pırıl pırıl insanların nasıl ıstırap
içinde olduklarını biliyorum. Ama bu gerçeklere gözlerini kapatarak bir çıkış yolu bulmanın olanağı da, ne yazık ki yok!

CHP’nin önünde bugün sadece “onurlu” iki seçenek var.

Ya “Atatürk’ü aşma” savında olanları aşacak!
Ya da adını ve bayrağını değiştirecek!…

Elbette, eğer Atatürk’e gerçekten de saygısı varsa…

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz