Anasayfa » Danışman, Bakan ve Said-i Nursi

Yazı Hakkında

Başlık: Danışman, Bakan ve Said-i Nursi
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 11 Ağustos 1993, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Danışman, Bakan ve Said-i Nursi

Birinci perde..

Yer: Marmara Üniversitesi. Ders: Siyasal Tarih. Öğretim Üyesi: Kültür Bakanı’nın Başdanışmanı.

Sayın ‘Başdanışman’, her derste, dönüp dolaştırıp konuyu Atatürk’e ve ‘cumhuriyetine’ getiriyor. Sert bir biçimde eleştiriyor. Bazen ‘alay’ ediyor. Karşı çıkacak olanları azarlıyor:

“- Resmi tarihin irdelenmesine tahammül göstermek zorundasınız!..”

Saddam’ın ‘Kürt ulusu’na işkence yaptığını anlatırken bir öğrenci soruyor: “Kürt ulusu mu, Kürt halkı mı?”

‘Başdanışman’ köpürüyor. Öğrencisinin “Türkiye’deki yanlış eğitimin etkisi altında” kaldığını söylüyor.

Ama öğrenci, bir kez daha cesaretini toplayıp düzeltiyor: “Ben Almanya’da okudum Türkiye’ye üniversite için geldim..”

“- Öyleyse sen, Almanya’nın ırkçı eğitim sisteminin etkisi altında kalmışsın..”

Genç (kız) öğrenci, bu suçlamayı da içine sindiremiyor: “Hayır” diyor, “ben ırkçı falan değilim, Kemalistim!”

İşte ‘en büyük’ suç!..

“- Kemalistim demeden önce, tarihini bir irdele. Atatürk bilmem kim paşayı gönderip Kürtleri kestirdi..” Bunun üzerine sınıfta ‘itiraz’ sesleri yükseliyor. Ve Sayın Bakan’ın ‘düşünce özgürlüğünün kanıtı olarak’ başdanışmanlığa getirdiğini söylediği “2. Cumhuriyetçi” bağırmaya başlıyor:

“- Burada patronun kim olduğunu unutmayın!.. Atarım dışarı!..”

Bazı öğrenciler kalkıp, ‘atılmadan’ sınıfı terk ediyorlar..

Ve Bakan’ın ‘muteber’ adamının, o eğitim kurumu ile ilişkisi, yıl sonunda kesiliyor…

★★★

İkinci perde..

Yer: Gazete sayfaları. Konu: Kültür Bakanlığı’nın verdiği ilanlar. İnsanları okumaya özendirmek ve Halk Kitaplıkları’na çekmek için düşünülmüş -gerçekten de- ‘çok güzel’ ilanlar bunlar. İdeolojik bir ayrım gözetmeden tanınmış yazar ve ozanların resimleri ve yanında da sevimli bir tümce: “Falanca, sizi filanca kitaplıkta bekliyor…” O bekleyenlerden birisi de. Said-i Nursi. Hani ‘Risale-i Nur’un yazarı.

Üçüncü perde..

Yer Hürriyet gazetesinin sayfası Soran Dilek önder Yanıtlayan Aczmendi önderi Müslüm Gündüz:

– Sivas olayında sizin parmağınız olduğu söyleniyor?

– “Aziz Nesin eskiden beri bize kafayı taktı ne hikmettir bilemiyorum.”

– Geçen 10 Kasım da “Sabote etmek isteseydik, yapacak çok şey vardı” demiştiniz. Şiddet kullanan bir örgüt müsünüz?

– “Efendim yapılabilmesi mümkün.”

– “Tansu Hanım sizi çağırsa konuşur musunuz?”

– “Konuşmam. Haramdır”

–  “Amacınız Türkiye’ye şeriatı getirmek.”

– “Türkiye’de şeriat 2000 yılına varmaz.”

– “Türkiye’de toplam kaç Aczmendi var?”

– “Toplam ne kadar Risale-i Nur talebesi varsa, o kadar Aczmendi var..”

★★★

Dördüncü perde..

Yer: Münazara! ve Şualar’ adlı risale’ Yazarı Said-i Nursi Konu: Mustafa Kemal

Kültür Bakanlığı’nın gençleri okumaya çağırdığı ‘yapıtta. Birinci Cumhuriyetin kurucusu ile ilgili bazı sıfatlar şunlar:

‘Nefreti âmmeye lâyık adam .’, ‘Günahkâr..’

‘Seyyiesiz.’, ‘İslamın en büyük fitne-ı diniyelerinden biri..’, ‘Süfyan..’

‘Deccal.’ (Yani, ‘kıyamet e yakın ortaya çıkacağı söylenen ‘kötü’ adam.)

Başdanışman. Said-i Nursi. Aczmendi Tarihteki en büyük’ Kültür Devrimi’ni gerçekleştirmiş bir ülkenin Kültür Bakanlığı..

Elbette hep rastlantılar. Elbette amaç ‘düşünce özgürlüğü’ (!) Ve elbette amaç,
insanlarımızın ‘kulluktan bireyliğe terfi’ edecekleri ‘İkinci Cumhuriyet!..’ Elbette, hangi taşı kaldırsanız altından Atatürk düşmanlığı çıkmasında da bir ‘kasıt’ yok (!).. Kimsenin içinde kötülük yok ama ortada bir yanlıştık var.. Acaba nerede?!!.

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz