Anasayfa » ‘Din Eğitimi Bakanlığı…’

Yazı Hakkında

Başlık: ‘Din Eğitimi Bakanlığı…’
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 17 Ağustos 1994, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

‘Din Eğitimi Bakanlığı…’

Milli Eğitim Kurultay Salonu’nun duvarında Atatürk‘ün şu sözleri yer alır:

“Eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatır: ya da bir ulusu köleliğe, yoksulluğa tutsak eder.”

Atatürk dönemi eğitim atılımı umut ve heyecan vericiydi. Kendine, yurduna, ulusuna inanç doğuyor; “kulluk” yerini “yurttaşlık bilinci”ne bırakıyordu.. Ve Türkiye, dünyada hızla çok saygın bir yer edinmekteydi

Avrupa’daki baskı rejimlerinden kaçan yüzlerce bilim adamının önemli bir kesimi, yoksul Kemalist Türkiye’yi varlıklı ABD’ye tercih ediyordu. (İçlerinde uluslararası
düzeyde üne sahip olanlar vardı.)

Atatürk hiçbir yurtdışı geziye çıkmıyordu. Ama cumhurbaşkanları, krallar (İngiltere Kralı dahil!), veliahtlar, başbakanlar, prensler, şahlar, Türkiye’yi ziyaret için kuyruğa giriyorlardı..

Eğitimdeki yozlaşma ile Türkiye’nin dünyadaki saygınlığının azalması arasında “dolaylı” da olsa bir ilişkinin bulunmadığını kim söyleyebilir!

★★★

Bir tarihte yazdığım “Milli İhanet Eğitimi Bakanlığı” yazım çok gürültü koparmıştı.. Zamanın gerçeklerini görmeyen, duymayan, söylemeyen DYP’li eğitim bakanı dışında oldukça ilgi çekmişti.

Ama Dini Eğitim Bakanlığı” başlığı bana ait değil.. “Öğretmen Dünyası” dergisinin son sayısına ait. Konu ile ilgili “Özel dosya”nın çizdiği görünüm, başlıkta hiçbir
abartı olmadığını gözler önüne seriyor:

• Ülkemizde 66 bin okula karşılık 68 bin cami var. Okullar tıkabasa dolu, camiler için aynı şeyi söyleyebilmek olanaksız.. Üstelik okulların da önemli bir kesimi “imam-hatip” okulları.

• Kuran kurslarına devam edenlerin sayısı, 1092-93 öğretim yılında 172 bin 579.. Bu kurslar artık bir tur “resmi” eğitim kurumlan haline gelmiş. Hemen her köyün ilkokulu bitirmiş öğrencilerinden bir bölümü Kuran kurslarında “yeniden” eğitilip düzeltiliyorlar. Kursa gitmeyenlerin bir bölümü de zaten imam-hatip okuluna gidi-
yor.

• Öğretmen liseleri ile Anadolu liseleri başta olmak üzere, öğretim kurumlarının “büyük “çoğunluğu şeriatçıların yönetiminde. (Ayrı bir partinin önderi iken bu konuda mangalda kül bırakmayan Sayın Bedrettin Dalan‘ın kulakları çınlasın!) Öğrenciler toplu namazlara götürülüyor.

• Yatılı okullarda mescitler eğitimin bir parçası durumuna gelmiş. Öğrenci yurtlarında din eğitimi yapılıyor. “Mevlid-i Nebevi” törenleri, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliği ile bundan böyle başkent liselerinde de düzenlenecek. Bakanlık genelgesi ile bu uygulamanın tüm yurtta yaygınlaştırılması öngörülüyor.

• Geçtiğimiz Ramazan ayında şeriatçılar birçok öğrenci yurdunda tam bir egemenlik kurdular. Öğrenciler oruç tutmaya zorlandı. Tutmayanlar üzerinde, “manevi” baskı yanında zaman zaman dayak ve hakaret olayları da görüldü.

• Meclis’teki “kutsal ittifak”ın çabaları ile (RP ile NAP ve DYP içindeki uzantılarının) 8 yıllık zorunlu eğitim yasası çıkarılamadı. Çünkü 5 yıllık eğitimin üzerine 3 yıl daha zorunlu eğitim eklenirse. Kuran kursları ile imam-hatip liselerinin orta kısımları kalkmış olacaktı..

★★★

Bu “manzara-ı umumi”de sadece somut ve sayısal bilgiler var. Ama örneğin verilen eğitimin “çağdışı ” içeriği yok. Talim ve Terbiye Dairesi’nin okullara nasıl laiklik ve demokrasi karşıtı yayınlar “tavsiye” ettiği yok. Kemalist öğretmenler üzerindeki baskılar yok..

Yani eksik var, fazla yok!

Ama öğretmenlerin “imece” yöntemiyle çıkardıkları dergi, somut verilere bir yorum eklemeden edememiş:

“27 Mart yerel seçimlerinde dincilerin oylarının iki misline çıkması ve bazı büyük kentlerde belediye başkanlıklarını alıp taşkınlıklarını arttırmaları, Türkiye büyük burjuvazisini telaşlandırdı. Dinciler yoksa sömürünün bekçisi yedek bir güç olmaktan çıkıp doğrudan iktidarı mı devralacaklardı? Sivas’ta 35 aydının katledilmesi karşısında kılını kıpırdatmayanlar, Atatürk ve laiklik bayrağına sarıldılar. Okullarda Olağanüstü Atatürk Haftası ilan edildi. Anıtkabir’e öğrenciler taşındı.”

Ve sonra da “böyüklerimiz” huzur içinde uyudular!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz