Anasayfa » DSP Nereye Koşuyor?..

Yazı Hakkında

Başlık: DSP Nereye Koşuyor?..
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 05 Ekim 1994, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

DSP Nereye Koşuyor?..

Başlığı görünce gözlerime inanamadım:

“Ahmet Taner Kışlalı Ecevit Kemalizmi 21. Yüzyıla
Taşıyacak!..”

Tempo dergisinde yayımlanan uzun bir söyleşinin
başlığıydı bu… Acaba ben gerçekten böyle bir şey mi
söylemiştim? Yoksa sayın ve sevgili meslektaşlar, kısa
ve çarpıcı bir başlık arayışının çekiciliğine mi teslim olmuşlardı?

Savunduğum düşünce şuydu:

– Türkiye ‘nin bugünkü koşullarında, Kemalizmi dışlayan bir solun, ağırlıklı bir siyasal güç oluşturmasına olanak yoktur! Kemalizm ise Atatürk’ün sağlığında gerçekleştirdiklerinin bekçiliği değildir!.. Değişen koşullara ‘en ilerici’ çözümleri getirmek, Kemalizmin ‘sürekli devrimci’ özünün bir gereğidir. Ve Ecevit f 1960’lı, 70’li yıllarda,
Kemalizmi o günün koşullarına taşıyarak solu büyütmüştür… Şimdi yapılması gereken Kemalizmi 2000’ii yıllara taşımaktır!..

Peki Ecevit’in bugünkü söylemi ve ideolojik çizgisi,
buna uygun mudur?

Evet!

Ama Sayın Ecevit’in o çizgiyi yaşama geçirmek için
zorunlu olan ‘demokratik yapı’nın DSP’de oluşumuna
gerçekten de izin verip vermeyeceğini henüz kesinlikle
bilemiyoruz. Bu nedenle de ben, söyleşiye konulmuş
olan başlıktaki tümceyi şimdilik söyleyemiyorum!,.

★★★

Ortanın solu ile başlayıp demokratik sola varan hareketin toplumsal anlamı neydi?

‘Orta sınıflar ile emekçi sınıftan buluşturmak! ‘

Kemalizmin salt bir orta sınıf ideolojisi olduğu doğru
değil… Ama 1920 koşullarında Kemalizmin orta sınıflara
dayanarak yaşama geçirilebildiği bir gerçek..

Demokrasinin bütün toplumlarda, ancak orta sınıfların
yaygınlaşması ölçüsünde güçlenebildiğini bilmeyen var
mı? Orta sınıfların çözülmesi ölçüsünde toplumda kutuplaşmanın arttığını ve baskı rejimlerine ortam hazırlandığını tarih bize göstermedi mi? Ve 70 yıl öncesi Anadolusu ‘nda, orta sınıflardan daha ilerici toplum kesimlerinin var olduğunu kim öne sürebilir?

Eğer 1960 sonrasında, Ecevit orta sınıflar ile emekçi
sınıflar Altıoklu bayrak ‘altında bir araya getirebildiyse,
bunun nedeni açıktır: ‘Kemalist öz’emekçi sınıfların çıkarlarını ve dünya görüşlerini kapsamaya engel değildir!

Türk işçisi, oy hakkı’ için niçin Fransız işçisi gibi 59 yıl
kanlı bir savaşım vermek zorunda kalmadı? Batılı sosyalist partilerin, ancak uzun yıllar ve acılar sonucu gerçekleştirebildikleri sosyal hakları, Türkiyede hangi bayrağın gerisinde savaşanlar yaşama geçirdi? Toplu sözleşme ve grev hakkına ulaşırken bile tek bir Türk işçisinin burnu niçin kanamadı?..

Orta sınıflar ile emekçi sınıfları Kemalizmde buluşturmak bugün 20 yıl öncesinden çok daha kolay!

Çünkü -aradan geçen zamanda- tarih Lenin’e değil.
Atatürk’e hak verdi!.. Çünkü -aradan geçen zamanda gerek orta sınıfların gerekse emekçilerin toplumsal konumları göreceli olarak geriledi… Ve -yitirme tehlikesi somutlaşınca- Kemalizmin bu topluma kazandırdıklarının ne ölçüde yaşamsal olduğu çok daha iyi anlaşılmaya başlandı…

‘Din hepimiz için önemlidir.Ama bu dünyadan (yani
bu düzenden) umudunu kesmiş olanlar için daha’ da
önemlidir!,.

‘Milliyetçilik hepimiz için önemlidir (Çünkü, aynı topraklar üzerinde bazı koşulları ve dolayısıyla bazı sorunları paylaşan insanların ‘dayanışma’ gereksinmesini karşılar)… Ama ‘ezilmiş’ insanlar için daha’ da önemlidir (Çünkü onların, bir ulusla bütünleşerek kendini güçlü hissetme ve kişisel ezilmişlik duygusundan kurtulma gereksinmesi daha’çoktur)!..

Kemalizm dine değil, dinin siyasete alet edilmesine
karşıdır… Kemalizm ulusçuluğa değil, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin aynı ulustan sayılmamasına
karşıdır…

Sayın Ecevit “Allah’a sarıkla değil yürekle ulaşılır!”
derken Kemalizme ters mi düşmektedir? Sayın Ecevit
“Ulus sevilmeden, onun üzerinde yaşadığı yurdu sevmek
anlamsızdır!” derken Kemalizme ters mi düşmektedir?

Ve bu adaletsiz soygun düzenini değiştirmek, herkesten önce Kemalistlerin görevi değil midir?

Ecevit’in söylemi doğrudur!.. Cemal Şahin gibilerine
kapılarını kapatması da doğrudur!..

Ama Kemalizmi 21. yüzyıla taşıyabilmek için, o söylemi
yaşama geçirebilecek doğru yapı da bir örgüt de gerekir … “Hocanın söylediğini yap, yaptığını yapma!” özdeyişini de yanlış çıkarmak gerekir!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz