Anasayfa » Düşünce Fırtınası mı, Fırtına Düşüncesi mi?
Ahmet Taner Kışlalı Yazıları Cumhuriyet Gazetesi Haftaya Bakış Köşe Yazıları

Düşünce Fırtınası mı, Fırtına Düşüncesi mi?

Yazı Hakkında

Başlık: Düşünce Fırtınası mı, Fırtına Düşüncesi mi?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 21 Ekim 1998, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Düşünce Fırtınası mı, Fırtına Düşüncesi mi?

Düşüncelerin çatışması iyidir; doğruya ulaşmanın kaçınılmaz bir aşamasıdır.

Ama düşünce kulüpçülüğü kötüdür. Doğruya ulaşmayı kolaylaştırmaz, zorlaştırır…

Birincinin amacı, doğruyu yakalamaktır.

İkincinin amacı ise “kendi doğrusu’nu kabul ettirmektir.

Birincisi, Batılıların “düşünce fırtınası” dedikleri şeydir. Ve fırtına dindiğinde her şey daha berraklaşır… İkincisi ise “fırtına düşüncesi’dir. Ve berraklığı yaratmaz; bulanıklığı, katılaşmayı yaratır.
Durulmayı önler.

★★★

Bu köşede, belirli aralıklarla üç yazı yayımlandı: Tayyip, Perinçek ve Çalışlar olayları üzerine.

Sayın Tayyip Erdoğan beni mahkemeye verdi.

Sayın Doğu Perinçek yanlıları, beni Tayyip ve
Çalışlar’ı korumakla ve Perinçek düşmanlığı ile
suçladılar.

Sayın Oral Çalışlar ve sevenleri ise her üç konudaki tutumumun “kendi içinde tutarlı” ve yansız olduğunu söyledi.

Sayın Altemur Kılıç da, Türkiye gazetesindeki köşesinde beni eleştirdi. Perinçek’in bugün Kemalist bir çizgide olduğunu yazdığım ve genelde
savunduğum için…

Acaba hangisi doğru?

Sayın Gürbüz Çuhadar bana soruyor:

“Cumhuriyetin düşmanlarına özgürlük isteyen yazılarınızla birlikte, laikliği ve bağımsızlığı savunanlara karşı düşmanlık da başladı. Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklı olmasına üzülüyorsunuz. Doğu Perinçek’e niçin düşmansınız?”

Avukat Sayın Hasan Basri Özbey’in savı ise başka:

“Sayın Perinçek, Sevr’i uygulayarak Türkiye’yi bölmek ve bir ABD sömürgesi yapmak isteyen bir şer cephesinin tertibi sonucu cezaevindedir. Çalışların Cumhuriyet değerlerini savunmadığı ise ortadadır. Utangaç bir neoliberalı, bir Tayyip, türban ve RP avukatını, Türkiyeci bir devrimci ile aynı kabda değerlendirmek insafa sığmamaktadır.”

Ve sırada Bilim ve Ütopya Dergisi Yayın Yönetmeni Sayın Ender Helvacıoğlu var:

“Bir İşçi Partili ve Cumhuriyet devriminin tamamlanması için mücadele eden bir kişi olarak, Doğu Perinçek’in komplo sonucu tutuklanmasına karşı protestonuzu kutlarım. Buna karşın yazınızdaki Perinçek’e ilişkin bazı nitelemeleriniz, sanırım bilgi ve analiz eksikliğinden kaynaklanıyor.. Sayın Perinçek ve partili arkadaştan.. Tam da Mao Zedung’un katkılarını savunan birer bilimsel sosyalist oldukları için: Atatürk’ü, Cumhuriyet devrimlerini, Yeni Dünya Düzeni‘nin saldırılarına karşı savunmakta ve atılımın tamamlaması
gerektiğine işaret etmektedirler.”

Üç İşçi Partili!… Üç ayrı görüş!..

Acaba hangisi haklı?

Örneğin benim Perinçek düşmanı olduğum
mu? Yoksa Perinçek’i savunduğum mu?.. Cumhuriyet düşmanları için özgürlük istediğim, laiklik ve bağımsızlık isteyenlere karşı düşmanlık güttüğüm mü? Yoksa “Cumhuriyet Devrimi” için savaşım verenlere arka çıktığım mı?..

★★★

Bu köşede hep aydınlık savunulur.. Aydınlığın
yanında olanlar savunulur..

Ama aydınlığı savunanların yanlışları varsa, oda vurgulanır. Vurgulanır ki, karanlığa karşı savaşım daha da etkili olsun! Vurgulanır, çünkü hastalıklarından arındırılmayan bir yapının, gücünün azaldığına inanılır!

Perinçek’i genelde savunuyorum.. Çünkü oda, karanlığa karşı aydınlığı savunuyor. Çünkü o da, genelde Kemalizmi savunuyor.

Perinçek’in Güneydoğu’ya yaklaşımındaki bazı noktalar ile “Atatürk ve din” konusuna yaklaşımını ise savunmuyorum.. Çünkü o yaklaşımların
doğru olduğuna inanmıyorum.

Ve düşünce fırtınasından hoşlanıyorum.. Ama fırtına düşüncesinden hoşlanmıyorum..

Hele hele, tıpatıp aynı şeyleri söylemiyoruz diye, yazdıklarımı tersyüz edecek kadar kulüpçüleşmiş olanları çok yadırgıyorum!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz