Anasayfa » Ecevit Ne Söylüyor? Neyi Söylemiyor? 
Ahmet Taner Kışlalı Yazıları Cumhuriyet Gazetesi Haftaya Bakış Köşe Yazıları

Ecevit Ne Söylüyor? Neyi Söylemiyor? 

Yazı Hakkında

Başlık: Ecevit Ne Söylüyor? Neyi Söylemiyor?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih:  22 Temmuz 1994, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Ecevit Ne Söylüyor? Neyi Söylemiyor?

Türk solunun önündeki “akla en yakın” çıkış yolu bellidir.

Üçü teke indirmek -en azından kısa dönemde-olanaksızdır ve sağlıksızdır… Üç yanlışın aritmetik toplamından, tutarlı ve dolayısıyla güçlü ve kalıcı bir çözüm çıkamaz!

SHP’nin “marjina” toplum kesimlerini temsil eden bir “federasyon” olarak, bir süre daha devamı kaçınılmaz görünüyor… Ama SHP’nin önemli bir kesimi ile CHP ve
DSP’nin, büyük ve tutarlı bir güç oluşturmaları için koşullar hazırdır.

Yeni gücün çatısının Atatürk‘ün kurduğu parti, önderinin de Ecevit olması için yaygın bir eğilimin bulunduğu da açıktır.

Bu noktada ise Sayın Ecevit’in tutumu doğal olarak önem kazanıyor,

Ecevit ne söylüyor?

Neyi söylemiyor?

★★★

1) Sayın Ecevit “kurumsal” birleşmeye karşı.

Biz de kurumsal birleşmeye karşıyız!.. Çünkü kurumsal birleşme, yapısal yanlışlıkların korunarak üst üste eklenmesi anlamına gelir.

Önemli olan, “doğru” yapının ilkeleri üzerinde anlaşıp o “doğru”ya ters düşmeyenlerin, o yapı içinde bir araya gelmesidir..

2) Sayın Ecevit, “çatı”nın CHP olmasından yana değil.
Niçin?

“Yeni CHP, siyasal alanda bir varlık gösterememiştir. Bunda, CHP’de toplanan arkadaşlarımızın bir kusuru yoktur. Son 10 yılda dünyada, bölgemizde ve Türkiye ‘de
büyük değişiklikler olmuştur. ”

Bu düşünceye katılmak çok zor.

1960’lı, 70’li yıllarda da büyük değişiklikler yaşanıyordu… CHP “Kemalist devrimci” Özüne ters düşmeden o koşullara yanıtlar getirdi. “Umut” oldu, yüzde 42’lere
ulaştı.

“Yeni” CHP’nin güdük kalmasının nedeni konusunda da Sayın Ecevit’ten ayrılmak zorunluğu var.

CHP kapıların, yemden açarken, “numaracı cumhuriyetçi” ve “hizipçi” bir görünümle yola çıkmasaydı., yani bir anlamda kendi kendisini yadsımasaydı, ve de yaşayan tek simgesi durumundaki Ecevit, CHP’nin “yeniden” başına geçmek için olmadık koşullar öne sürmeseydi.. durum böyle mi olurdu?

Başka ne diyor Sayın Ecevit?

“Yılların deneyimlisi Demirel de AP’yi açmadı, DYP ile devam etti Erbakan da böyle yapıyor. ”

Ecevit’in -çok saygı duyduğumuz- mantık gücü ile bu söylediklerini bağdaştırmak da çok zor.

Sayın Demirel’in ilk partisi olan AP’nin kurucusunun kim olduğunu bugün kaç kişi anımsar? Sayın Erbakan’ın ilk kurduğu partinin adının ne olduğunu kaç kişi bilir?

Atatürk’ün kurduğu, cumhuriyeti kurmuş olan parti ile diğerleri nasıl karşılaştırılabilir?

Demirel, DYP ile de iktidara gelebildi Erbakan, RP ile de iktidar yolunda.. İkisinin de partilerinin eski isimlerini aramaları için hiçbir nedenleri yok.

Sol için durum aynı mı?

★★★

Demirel ve Erbakan, “eski” kadrolarını koruyup onlara yenilerini eklediler. Başarılarını sürdürdüler..

Sayın Türkeş’in yaptığı gibi eski partilerinin adlarını yeniden alsalardı da bir şey değişmezdi.

Ama eskiyi bir anlamda sıfırlayan Sayın Ecevit ve partisi, on yıldır yüzde 10’u aşamıyor. Ama hiçkimse, Sayın Baykal’ın CHP’sine “Atatürk’ün CHP’si”diye bakmıyor..

Elbette ki sorun CHP adını ve bayrağını almakla bitmez!

“Doğru” bayrağın altına, ancak doğru yapıyı ve doğru ideolojiyi koyarsanız bir anlam taşır.

Şimdi Ecevit bir şeyi çok açıklıkla söylemek zorundadır: “Bayrak ve çatı CHP değil de DSP olsun!” derken asıl amacı “tek adam”a dayalı parti yapısını sürdürmek midir?

Eğer öyle ise “eski çıkmaz” sokağı şimdi “çıkış yolu” gibi sunmak, sola ve Türkiye’ye ancak zaman kaybettirecektir.

CHP bugünkü görünümü ile CHP “değir.. DSP de bugünkü yapısı ile “parti” değil!..

CHP’nin katkısı, DSP’ye parti olma şansını; Ecevit in katkısı da CHP’ye, yeniden CHP olma şansını verebilir!..

Sevgili Uğur Mumcu‘nun arkasından ayakları ya da kafaları ile yürüyen milyonlarca kişi, bugün arkasında onurla ve inançla yürüyeceği bayrağı arıyor.

Açın o bayrağı ve ülkenin kararan geleceğini “ak “a çevirin!. Bu fırsatı kullanamayanları, önce toplum affetmez, sonra da tarih!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz