Anasayfa » Ecevit’in Çıkmazı!

Yazı Hakkında

Başlık: Ecevit’in Çıkmazı!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 01 Haziran 1994, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Ecevit’in Çıkmazı!

Sayın Ecevit’e kızmak kolay, anlamak zor.

Kızmak kolay.. Çünkü -bir kez daha- solda güçlü bir oluşumu engelleyen adam görünümünde.

Oysa şeriatçılar tırmanışta. Gaflet içindeki (‘aymazlık’ bana daha hafif bir sözcükmüş gibi geliyor) liberal (!) sağ, şeriatçıların kuyruğuna takılmış.. Sürüklenip gidiyor.

Sol toparlansa, demokrasi de kurtulacak, toplum da..

Ecevit’i anlamak ise.. Tüm anlatım ustalığına karşın, giderek daha zor.. Hem ‘ortam’ anlamayı zorlaştırıyor hem ‘kendi’ tutumu.

Ama “Ecevit’le de olmuyor. Ecevit’siz de” noktası henüz aşılamadığına göre.. “Ne hali varsa görsün!” deme lüksüne de sahip değiliz.

★★★

Ecevit niçin, bir kez daha katı bir tutum takındı? Niçin, bir kez daha kapıları kapattı?

Neden, bazılarının öne sürdükleri gibi, gerçekten de bir ‘intikam duygusu’ mudur? 12 Eylül yönetimine karşı savaşımında yalnız bırakılmışlığın, Atatürk’ün kurduğu partinin kapatılması karşısındaki sessizliğin ‘intikamını’ mı almaktadır şimdi?

Sanmıyorum.

Geçmişteki bazı tutumlara kırıldığı, belki de çok kızdığı kesin. Ama ülkenin içinde bulunduğu durumda, her şeyi unutup kişisel duyguları ön plana çıkardığını düşünmek, Sayın Ecevit’e yapılmış büyük bir haksızlık olur..

Neden, kendisinin son zamanlarda fazla yinelediği gibi ‘farklı’ olmak mıdır? DSP’den çok farklı bir SHP ile işbirliği yaparak, kitlelerin ‘farklılığı’ görmesini zorlaştırmak korkusu mudur?

Amaç, SHP’nin ‘soldaki ipoteği’ni yıkmak mıdır?

Eğer öyle ise niçin 1987 seçimlerinde DSP’nin kendisi SHP’ye seçim işbirliği önermişti? Erdal Bey’in SHP’si, Karayalçın’ın SHP’sinden çok mu farklıydı?

Eğer solun ‘esenliği’ SHP ‘ipoteği’nin sona ermesine bağlıysa.. SHP yüzde 30’lardan yüzde 13’lere inerken DSP, niçin yüzde 8-11 sınırlarını kıramadı?

★★★

Hitler “Zamanını aptal milletvekillerini ikna etmekle harcayan bir bakan iş yapamaz” diyordu.

Acaba Ecevit’in korkusu da ‘tek adam’ olmaktan çıkmak mı? Tek adam olmayı, eskisi gibi ‘hizip’lerle uğraşarak etrafına güçlü isimleri toplayarak ‘büyüme’ye tercih mi ediyor?

Diyelim ki seçim sistemi değişti ya da DSP’nin oyları biraz daha arttı ve Sayın Ecevit Meclis’e bir ‘grup’la girdi.. Ne olacak? 20-30 milletvekili ile dengeleri altüst mü edecek?

Gerçi geçmişte 15 milletvekilli bir TİP örneği var. 15 milletvekili ile ‘fırtına’ gibi esen bir TİP..

Ama o ağırlığın, on beş sayısından değil, on beşin her birinin isminin kamuoyu üzerindeki ağırlığından geldiğini unutabilir miyiz?

Çıkarın Sadun Aren’i, Behice Boran’ı, Çetin Altan’ı, Tarık Ziya Ekinci’yi ve diğerlerini.. Bir M. Ali Aybar, arkasında 30 milletvekili de olsa, ne yapabilirdi?

Ve bir de ‘Ecevit’ dışında hiçbir adın kitleler tarafından bilinmediği DSP’ye bakın! Yarın -şu ya da bu nedenle- Ecevit çekilse, geride DSP diye bir partinin kalabileceğine kaç kişi inanıyor?

★★★

Sayın Ecevit’in, SHP’nin ‘yapı’sıyla ve geçmişte kendisine yönelttiği ‘haksız’ suçlamalarıyla ilgili eleştirileri haklı olabilir. Ama bu haklılığın görülebilmesi ve kabul edilebilmesi için hiç değilse, SHP’ye kapattığı kapıyı CHP’ye açması gerekir!

Hizip görünümünden uzaklaşmış, ‘numaracı cumhuriyetçi’leri gerilere itmiş bir CHP’ye itirazı nedir?

Bir olasılık daha var.

Ecevit şöyle düşünüyor olabilir. “27 Mart tan sonra, sol tabanda bana eğilim arttı. Niçin birleşeyim ya da seçim işbirliği ile onların yaşamlarını uzatayım? Herkes bana gelirken istediğimi seçer alırım…”

Bu yanlış bir hesap!

Büyük parti olmak için ‘güven’ vermek gerekir. Güveni ise sadece önderin kişiliği vermez; etrafındaki ‘kadro’ ve arkasındaki ‘güç’ verir.

Sayın Ecevit, kuruluşundan bu yana gelip geçmiş değerli isimlerin -hiç değilse- bir bölümünü yanında tutabilseydi.. SHP’nin ‘ipoteği’ çoktan bitmiş olurdu zaten!..

Küçük bir partide ‘tek adam’, ama ülkede ‘güçsüz’ bir önder mi olacak?.. Yoksa büyük bir partide ‘ortak aklın temsilcisi’, ama ülkede ‘güçlü’ önder mi?

Ecevit’in çıkmazı burada!

Ne yazık ki içinde bulunduğumuz koşullarda, onun çıkmazı ülkede solun ve demokrasinin çıkmazı da oluyor!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz