Anasayfa » Ecevit’te Değişen ve Değişmeyin…
Ahmet Taner Kışlalı Yazıları Cumhuriyet Gazetesi Haftaya Bakış Köşe Yazıları

Ecevit’te Değişen ve Değişmeyin…

Yazı Hakkında

Başlık: Ecevit’te Değişen ve Değişmeyin…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 06 Eylül 1995, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Ecevit’te Değişen ve
Değişmeyen…

Ecevit değişti mi?

Bana en çok sorulan sorulardan birisi de bu… Soranların çoğunluğu, Altıok’lu bayraklar altında düş kırklığına uğrayanlar. Kimisinin, partisine bağladığı umudu azaldıkça. Ecevit’e kızgınlığı artıyor. Kimisi ise, yıllar sonra “yeniden” Ecevit’e dönmek istiyor, ama içi rahat değil!..

Ecevit’te değişen de var, değişmeyen de.

★★★

Ecevit’in ideolojik çizgisi değişmedi.

1930’ların ilkelerini “ortanın solu”na ve giderek “demokratik sol”a taşıyan Ecevit, bugün de 21. yüzyılın koşullarına taşımaya çalışıyor.

“Ecevit sağa kaydı” diyenler haksız!

1970’lerde “halklara özgürlük” diye bağıranları CHP binalarından atan, alanlarda kovalayan Ecevit ile bugünkü Ecevit farklı mı? O zaman, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesi -“ırk” ve “inanç” ayrımı yapmaksızın- “aynı ulusun bireyi” sayarken Atatürk’ün ulusçuluk anlayışını savunuyordu da, şimdi farklı bir şey mi yapıyor?

1970’lerde “dinle ilgili sözleri köy kahvelerinin duvarlarını süsleyen; ezan okunurken konuşmalarını kesen; Dr. Lütfü Doğan gibi, Gani Aşık gibi aydın din adamlarını partisine kazandırmaya çalışan; TBMM’deki odasında İslam Enstitülü gençlerle söyleşi toplantıları düzenleyen; toplumsal konumları sola gelmelerini gerektiren bazı kesimlerdeki, CHP’ye yönelik önyargıları yok edebilmek için, Erbakan ile ortak hükümeti bir fırsat sayan; “dindar” ile “dinci” ayrımını yapmaya özen gösteren Ecevit ile bugünkü Ecevit farklı mı?

Ecevit haşhaş tarlasında, Ege kıta sahanlığında, Kıbrıs’ta solcuydu da; bugün “ulusal ve ulusalcı sol”u savununca sağcı mı oldu?

“Yurt” bir topraktır, onu da daha çok sağcılar kutsaklaştırırlar. “Ulus” ise, o topraklar üzerinde yaşayan insanlardır. Ve sol için, insan topraktan önce gelir.

Atatürk‘ün ulusçuluk ilkesini atıp, yerine “yurtseverlik ” koymak isteyen Livaneli solcudur da; “Ulusu sevmeden yurdu sevmenin bir anlam yoktur” diyen Ecevit mi sağcıdır?..

Yeri geldikçe hep söylüyorum:

Din herkes için bir gereksinmedir; ama düzenden -yani bu dünyadan- umudunu kesmiş kitleler için daha büyük bir gereksinmedir… Ulusçuluk, aynı topraklar
üzerinde ortak koşulları paylaşan herkes için, bir “dayanışma” gereksinmesidir: ama kendini toplumda güçsüz ve yalnız hissedenler için, daha büyük bir gereksinmedir.

Peki, çoğu emekçi, işsiz ya da yan işsiz olan ve solun doğal tabanını oluşturması gereken bu kitleleri sağa terk etmek midir solculuk? Ulusçuluk bayrağını
MHP’ye, dine saygı bayrağını RP’ye terk etmek midir solculuk?

Solculuk toplum için midir, yoksa “entel” doyum için midir?

★★★

Ertuğrul Günay geçenlerde şöyle diyordu:

– Solu yeniden kitlelerle barıştırabilecek tek isim Ecevit’tir!

Evet, Ecevit’in ideolojik doğrultusu değişmedi. Ve doğrultusu da, söylemi de “doğru”, tutarlı… Ama Ecevit’te değişen bir şey var. Parti içi tutumu değişti ve
“yanlış”, tutarsız!

Sadece eşine ve eşinin güvendiklerine güveniyor.

CHP’de parti içi demokrasiyi işletirdi, şimdi işletmiyor… Kurullara saygısı vardı, şimdi yok… Her görevliye yetki ve sorumluluk alanı tanırdı, şimdi tanımıyor…

Yetenekli, dürüst insanlara destek olur, onları öne çıkarmaya çalışırdı; şimdi yapmıyor…

SHP aşırı çokseslilikten battı. DSP aşın teksesliliğin tehlikelerini geleceğe ertelemiş durumda.

Ecevit Van’a gidiyor, yanında tek bir milletvekili yok.

Cevdet Selvi, Uluç Gürken, Ertuğrul Günay, İstemihan Talay, Nami Çağan gibi tanıdığımız isimler ve Ecevit’in sözünü ettiği “tanımadığımız” değerler, niçin vitrine çıkarılmazlar? Bir genel sekreter, TV’de elindeki metni okumak zorundaki bir müsamere öğrencisi konumuna niçin zorlanır?

“DSP’nin de, Ecevit’in temsil ettiği doğrultuyu tutarlı bir biçimde savunacak yeterli ve yetenekli kadroları var” mesajının verilmesinden niçin kaçınılır?

Bosna’ya giden aydınların başında, “DSP’li Ertuğrul Günay”ın olduğunun söylenmesinin bile, partiye kamuoyunda puan kazandırdığı niçin görülmek istenmez?

CHP’den umutlarını kesenler, bu görünümdeki bir DSP’ye kolaylıkla gelebilirler mi?

★★★

Dost acı söyler!

Acı eleştirileri, SHP ve CHP için yaptım ve yapıyorum… Ama DSP için daha da özenle yapmak gerekiyor. Çünkü birinci parti ve iktidar olma şansı var.

Hemen her kesimde, “Gönül rahatlığı ile olmasa da, oyumu mecburen DSP’ye vereceğim” diyenlerin sayısı hızla artıyor…

Peki DSP bugünkü yapısı ile iktidara gelirse ne olur?

Her yönetim hata yapar, ama mutlak yönetim mutlaka hata yapar!.. Tutarlılık iyidir, ama tekseslilik kötüdür!

Seçkinciliğe karşı olmak iyidir, ama birikimlerden yararlanmamak kötüdür!

Güçlü önder iyidir, ama “tek adamlık” kötüdür!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz