Anasayfa » Eğri ile Doğruyu Ayırmak!

Yazı Hakkında

Başlık: Eğri ile Doğruyu Ayırmak!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 22 Ekim 1997, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Eğri ile Doğruyu Ayırmak!

Bir süre önce Almanya’dan bir TV ekibi gelmişti.

Yaşar Kemal ile ilgili bir saatlik bir izlence hazırlıyorlardı. Ünlü yazarın, Alman Kitapçılar ve Yazarlar Barış Ödülü’nü alması önemli bir olaydı. Benimle görüşme yapma nedenlerini şöyle açıkladılar.

– Bazıları Yaşar Kemal’i göklere çıkarıyor ve düşüncelerini tam tamına paylaşıyor. Bazıları ise Yaşar Kemal’e bir “hain’’ gözüyle bakıyor.. Siz ikisinin ortasında bir yerdesiniz. Yaşar Kemal’i hem seviyor hem de eleştiriyorsunuz.

Ünlü yazarın Almanya’daki görkemli ödül töreninde yaptığı konuşmayı okudum. Ve okurken de Alman TV’cileriyle yaptığımız söyleşiyi anımsadım.

Hangi tutum doğru?

Yaşar Kemal’deki eğrilere bakıp doğrularını yadsımak mı? Sadece doğrularının etkisinde kalıp içindeki eğrileri görmezden gelmek mi?

Yoksa…

★★★

Önce doğrulardan başlayalım.

Yaşar Kemal büyük romancı.. Nâzım Hikmet ve
Aziz Nesin’le birlikte. Türk yazınının “evrenselleşmiş” üç devinden biri…

Niçin?

Çünkü insanın -hangi toplumda olursa olsun-insan olarak ortak bir yanı vardır, 0 ortak yanı yakaladığınız ve buna bir de anlatım gücü kattığınız zaman, evrenselieşirsiniz. Yola Sibirya’dan da çıksanız. Çukurova’dan da çıksanız; giderek evrensele ulaşırsınız.

Bir Amerikalı gazeteci romancımıza sormuştu.

– Romanlarınızda hep Çukurova’yı anlatıyorsunuz. Ama sizi Fransız da seviyor, Alman’ı, Rus’u, Amerikalısı da.. Nasıl oluyordu?

– Ben Çukurova’yı anlatmıyorum ki., “insanı”
anlatıyorum!

İşte bu, Yaşar Kemal’in “en doğru “yanı!

★★★

Romancı Yaşar Kemal’de “eğri” bulmak çok
zor… Ama bir de “siyasal insan” Yaşar Kemal var;
eğrileri de doğruları da olan bir Yaşar Kemal.

Ödül töreninde şöyle diyor:

“Dünya bin kültürlü bir çiçek bahçesidir. Su çiçeklerden hiçbirini koparmayalım.. Anadolu bir mozaik kültürler ülkesidir. Türkiye’nin büyüklüğü de zenginliği de Anadolu’nun kültürler ve diller zenginliğinden dolayıdır.. Bugün Türkiye’nin hiçbir üniversitesinde Kürt dili ve folkloruyla ilgili bir enstitü yoktur.”

Ve ekliyor:

“Yönetim, sizin kültürünüze ve dilinize özgürlük
verirsek, siz bağımsızlık da istersiniz diyor.”

Bunların hepsi doğru!

Ama sevgili yazarımız bu doğrularla yetinmiyor
Devam ediyor:

“Çok kültürlü Anadolu’da üniter devlet yaratılamazdı… Üniter devlet sevdası Türk kültürünü, dilini egemen dil, tek egemen kültür yapmak istedi. Anadolu’da ünıter devlet kurmak zordur. Kurulsa bile, Türkiye’nin her türlü zenginliğinin aleyhinedir.”

İşte eğriler burada başlıyor.

★★★

Birincisi…

Yaşar Kemal “alt kültür – üst kültür” ayrımını
unutuyor. “Ulusal kültür” olarak adlandırdığımız
üst kültürün, alt kültürlerin “düşmanı“değil “birleşimi” olduğunu görmezden geliyor.

Bugün “Türk kültürü” dediğimiz şey nedir?

Orta Asya kültürü mü? Türkmen kültürü mü? Yoksa Anadolu’nun binlerce yıllık kültür birikimine, bugünkü yirmi kadar etnik “ait kültür”ün de eklenmesiyle ortaya çıkmış olan bir “kültür ortaklığı” mı?

Yemeğinden müziğine kadar.. Bunun içinde
Kürt’ün de Arap’ın da payı var.. Laz’ın, Gürcü’nün,
Çerkez’in, Boşnak’ın, Arnavut’un, Ermeni’nin,
Rum’un, Yahudi’nin de..

Ama Türk öğesinin ağır bastığı bir gerçek..Çünkü tek “ortak dil” Türkçe!

İkincisi..

Yaşar Kemal “uluslaşmamın, çağdaşlaşma ve
demokratikleşmenin ön koşulu olduğunu unutuyor.

Ne demek uluslaşmak? Aşiret düzenini aşmak;
etnik, yöresel, inançsal ayrımların ötesine geçmek
demek… Aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlar arasında bir paylaşma duygusunun, bir “biz” duygusunun doğması demek.

Yani bir “üst kültür” oluşması demek!

Yaşar Kemal üniter devletin, kültürel çeşitliliğin
engeli olmadığını unutuyor.

Fransa’da da üniter devlet var. Fransa’daki Bröton kültürü, Alzas kültürü, Korsika kültürü baskı altında eziliyor mu?

Üçüncüsü…

Yaşar Kemal “kültürel özgürlük” ile “kültürel
özerklik” arasındaki ayrımı unutuyor.

Kültürel özgürlük olmadan demokrasi olmaz!..
Elbette ki herkes kendi anadilini özgürce konuşabilmeli. Elbette ki bir ulusu -yani üst kültürü- oluşturan etnik kültürler yaşamalı, onlarla ilgili araştırma enstitüleri kurulabilmek…

Ama çok kültürlülüğü kurumlaştırmanın tarihsel
sonuçlan da unutulmamalı!

Yugoslavya’yı kan gölüne döndüren ayrılık tohumlarının başında “kültürel özerkliğin” geldiği
unutulmamalı.. Kuzey İrlanda’da Katolik ve Protestan okullarının ayrılmasının, bölünme eğilimlerini güçlendirdiği akıldan çıkmamalı.

★★★

Canlı yayında Ali Kırca “Türkiye sizinle gurur duyuyor” dediğinde.. Yaşar Kemal hattın öteki ucunda anında tepki verdi:

“Ben de Türkiye ile gurur duyuyorum!

Yaşar Kemal’in bu ülkeyi bölmek istediğini hiçbir zaman düşünmedim.. Yani yurdumuz aynı, bayrağımız aynı, “resmî” dilimiz aynı..

Yaşar Kemal’ler özgürce konuşabilmeli!

Konuşabilmeli ki ortak yaşamımızı kolaylaştırabilelim.. barışa ve demokrasiye daha çok yaklaşabilelim!

Konuşabilmeli ki “doğrusuna doğru eğrisine eğri” diyebilelim!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz