Anasayfa » Elbette Kızacaklar, Köpürecekler!

Yazı Hakkında

Başlık: Elbette Kızacaklar, Köpürecekler!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 05 Eylül 1997, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Elbette Kızacaklar, Köpürecekler!

Namaz çıkışı kışkırtma denemeler… Gazetecilere saldırılar.. Kırılıp dökülen TV binaları…

Bu amaçla kurulan gizli örgütler…

Niçin?

Çünkü imam okullarının orta kısımları kapanıyor.
Liseleri de, “laik devlete düşman’’ yetiştirir olmaktan çıkarılmak isteniyor.

Koparılan yaygaranın nedenim iyi anlayabilmek
için, imam okullarının içyüzünü iyi bilmek gerekir.

★ ★★

İşte sorular ve işte çeşitli kentlerdeki imam okullarında görev yapan bazı öğretmenlerin bunlara verdikleri yanıtlar.

Soru: İmam-hatip okullarında öğretmen eksiği
bulunmadığı, deneyimli öğretmenlerin buralara nakledildiği. ödenek bakımından beslendikleri doğru
mudur?

A.H.- Trabzon’un ilçe liselerinde tek İngilizce öğretmeni bulunmadığı dönemde. Trabzon imam-hatip lisesinde 6-7 İngilizce öğretmem çalışmaktaydı.

S.D.- İmam-hatip okulları her türlü konfora sahiptir. Yakacak ve yiyecek bakımından hiçbir sıkıntıları yoktur. Öncelikle bu okullardaki branş öğretmeni eksikliği tamamlanmaktadır.

H.D.- Öğretmen eksiği olmadığı gibi, bazı dallarda fazlalık vardır.

Soru: İmam-hatip okullarında bilimsel esaslara ve
Cumhuriyet devrimine aykırı bir eğitim öğretim yapıldığı ne derecede doğrudur?

A.Y.- Gelen bir telefona “merhaba” diye cevap
verdiğim için uyarıldım. “Allah’ın selamı üzerinizde
olsun” demeliymişim.

S.D.- Özellikle 10 Kasımlarda çirkin hareketler yapılmaktadır. Atatürk’e dinsiz,kafatasçı gibi yaklaşımlar, küfürler günlük konuşmalardandır.

M.T.- Polatlı İHL’de Atatürk için “malum şahıs”ya
da “MK“ deyimi kullanılıyor. Atatürk karşıtı yanlar
öğretmenler tarafından okunup, öğrencilere tavsiye
ediliyor.

E.G.- Öğrencilerin büyük çoğunluğu, Müslümanların bugün içinde bulundukları durumun nedeni olarak Atatürk devrimlerinin yaptığı tahribat ve özellikle de laiklik ilkesini göstermektedirler.

K.Ç.- Bartın İHL’de dönem açılışı dualarla, sürelerle yapılmaktadır. 15-20 kadar türbanlı, hatta siyah cüppeli, çarşaflı öğretmen çok rahat çalışmaktadır.
Kara çarşaflı bir resim öğretmeni, beden eğitimi dersine ücretli olarak girmektedir.

İmam okulları devre dışı kalırsa, bu durum RP’yi
ne kadar etkiler?. Bu soru biraz farklı biçimde sorulmuş.

Soru: İmam-hatip liselerinde öğrencilerin bir partinin militanı gibi yetiştirildikleri, tarikatların hizmetine sunuldukları doğru mudur?

H.K.- Bu liseler Türkiye Cumhuriyeti’ne, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, laikliğe, bilime, sanata, kadın haklarına düşman yetiştiriyor.

Ş.T.- Öğrencilerin yüzde 80’i parti militanı veya tarikat mensubu olarak yetiştirilmektedir.

M.T.- Polatlı İHL’de öğrenciler 24 Aralık seçimlerinde. aktif olarak RP’nin seçim çalışmalarına katıldılar. Öğretmenler, seçim çalışmalarına katılmayan
öğrencileri sınıfta bırakmakla tehdit etti. RP’nin poşetleri, anahtarlıkları okula dağıtıldı. RP’nin toplantı duyuruları okulda camlara asıldı.

H.D.- Bu liseler, devletin kendi koyduğu yasaları
uygulatamadığı, devlet güdümünde laik cumhuriyet
düşmanı tarikat yuvaları durumundadır.

T.G.- Bu liselerde, laik ve demokratik topluma
düşman bir eğitim verildiği açıktır.

A.T.- İmam-hatip mezunları arasında, “Ben laikim” diyenler yüzde 1 ‘i bulmaz.

E.B.- Zorla namaz, otoriter öğretmenlerin isteği dışında hareket edenlerin dayakla susturulması ve cinsiyet ayrımı yoğun olarak yaşanıyor.

★★★

Açın öğretmen Dünyası dergisinin “İmam-Hatipler İktidarda ” başlıklı özel sayısını okuyun. Somut verilere, sayılara bakın… Özellikle de imam okullarında görev yapan öğretmenlerin tanıklıklarına kulak
verin!

Tehlikerin  neresinden dönmekte olduğumuzu anlarsınız.

Ve de bazılarının, niçin bu konuyu bir “ölüm kalım sorunu” haline getirdiklerini de!

VEHBİ DİNÇERLER’İN AÇIKLAMASI – Petkim’deki durumla ilgili olarak bu köşede yayımlanmış olan yazıya, Sayın Dinçerler çok kısa bir yanıt
verdi. Milli Eğitim Bakanlığı döneminde, ders kitaplarından “evrim kuramı” çıkarmadığını söylüyor. Ama -dine aykırı olduğuna inandığı- bu kurama karşı açıktan verdiği savaşı unutuyor. “Özelleştirme Komisyonu “ndaki üyelerin, müdür düzeyinde olduklarını söylüyor. Ama -biri dışında- sağda solda “şeriat propagandası” yapan kişiler olduklarını söylemiyor. Söylemediği bir şeyi de geçenlerde Cumhuriyet açıkladı: MEB’e Sayın Dinçerler döneminde yerleştirilmiş olan şeriatçıların temizlenmesinde nasıl
zorluk çekildiğini…

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz