Anasayfa » Gerçekçi Olmaz…

Yazı Hakkında

Başlık: Gerçekçi Olmaz…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 22 Eylül 1993, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Gerçekçi Olmaz…

Üç yanlıştan bir doğru çıkmaz!
Solda bütünleşmenin hangi çatı altında olacağının tartışıldığı birçok düzeyde, bu yargımı vurgulamaya özen gösterdim. Ama bugün bulunduğumuz noktada, artık üç ‘model’deki doğruları öne çıkarmak gerekiyor.

SHP -yenilginin burukluğunu üzerlerinden atamayanlar dışında- bir balayı döneminde. Kitlede doğan ‘umut’ partiyi de canlandırmış. Bugün yapılsa, bu durum kamuoyu yoklamalarına da elbette yansır.

Ama yanıt bekleyen sorular da çok.

Partinin ‘bozuk’ yapısı, ne ölçüde ve ne hızda değiştirilebilecek? ‘Umut’ ne kadar kalıcı olabilecek? Parti, hükümet içindeki ‘sığıntı’ görünümünden kurtulabilecek mi?

DYP’li bir bakan çıkıp gene “Biz dinin emrinde devlet istiyoruz” diyebilecek mi? İmam-hatip okullarının sayısı artmaya devam edecek mi? Devlet içindeki ‘dinci’ kadrolaşma sürecek mi?

Şu birkaç ay içinde atılabilecek adımlar, SHP’nin mart seçimlerindeki ‘hezimet’ini ne ölçüde önleyebilecek?

SHP’nin içindeki yanlışları azaltma, doğruları arttırma umudu bir ölçüde var. Ama bunun yeterli olacağı çok kuşkulu!..

DSP’nin -bazı yörelerde- önemsenmesi gereken bir taban örgütlenmesini gerçekleştirdiği doğru. Yepyeni isimler inançla siyasete çekilmişler. Diğer iki sol partinin tersine DSP kırsal kesime daha çok seslenebiliyor.

Sayın Ecevit’in ‘sola farklı bir taban kazandırmak’ savları çok da abartılı değil.

Ama o tabanın gereksinmelerinin, diğer sol partilerin tabanlarının gereksinmeleri ile bağdaşmayacağını düşünmek yanlış. DSP’yi ‘tek adam partisi’ görünümünden kurtaramamak yanlış!..

Galiba yanlışlarını en çabuk görüp kabul eden parti CHP.

Haşan Pulur’un da altını çizdiği gibi, “CHP mazisine sahip çıkıyor.” Kemalizm’den koparsa ölü doğmuş olacağını anladı. Bunun gereklerini yerine getirdiği ölçüde de genç, dinamik, bilinçli bir kesimi kendisine çekmeye başladı.

SHP’nin yer yer kokuşmasına yol açmış bir ‘delege sistemi’ni geride bırakan önemli adımlar atıyor.

Ama, Hikmet Çetinkaya’nın ‘ayrık otları’ olarak nitelendirdiği ‘numaracı cumhuriyetçiler’den kendini tam olarak arındırma sürecine de henüz girmiş değil.

Parti içi demokrasinin ve partinin tüm potansiyelini harekete geçirmesinin de koşulu olan ‘karar organlarında orantılı temsil’ ilkesini de henüz içine sindirememiş.

İdeolojik doğrultusunda ve yapısındaki düzelmeleri, giderek ortaya çıkmaya başlayan ‘yapısal tutarlılığı’ kitlelere yansıtmakta zorlukları var!..

Üç partide de giderek artan doğrular güzel bir şey..

SHP, toplumda en ‘yaygın’ örgütlenmeye ve en geniş desteğe kendisinin sahip olduğunu söylerken haklı..

CHP, en ‘sağlıklı’ yapıyı kendisinin kurmakta olduğunu öne sürerken haklı.

DSP, çürümüşlüğe sosyal demokrasinin de bulaştırıldığı bir ortamda, ‘demokratik sol’u temiz tuttuğunu savunurken haklı.

Ama ne haklılıklar ne de giderek çoğaldığını memnunlukla belirttiğimiz doğrular, Türk solunu birkaç ay sonra beklediğini bildiğimiz ‘acı darbe’yi önleyemeyecektir! Demokratik toplumcular, kendi ideolojilerini yaşama geçirmeleri için sahip oldukları, çok önemli bir ‘yerel iktidar’ olanağını -büyük olasılıkla- tümden yitireceklerdir..

Öyleyse ne yapmalı?

Her parti içindeki doğrulara destek, yanlışlara karşı da savaşım vermeli.. DSP ile uğraşmayı bir yana bırakıp iki ‘altı ok’lu partinin doğru yapıda birleşmesini sağlamaya çalışmalı..

Ama bunları yaparken yerel seçimlere yönelik ivedi bir çözüm bulmayı da unutmamalı!..

Yerel seçimlerde ‘sol’u yok olmaktan nasıl kurtarırız? Bazı büyük kentlerin bile ‘Atatürk düşmanı’ kafalarca yönetilmesini nasıl önleriz?

İki sorunun da yanıtı ‘tek’tir. Ve oldukça da yalındır.

‘İki tur’lu seçim sistemi.

Altan Öymen’in de zaman zaman değindiği bu sistemin çıkış yeri Fransa’dır. Özellikle tek kişinin seçileceği seçimler için çok uygundur.

İlk turda oyları yarıdan çoğunu alan aday seçilmiş sayılır. Hiçbir aday bunu sağlayamazsa, ikinci tur seçimler, ilk turda en çok oy almış iki aday arasında yapılır.. (Ya da ancak birinci turda belirli oranda oy toplamış olan adaylar ikinci tura katılabilirler.)

Bu sistemin iki yararı var.

Birincisi, yakın eğilimli oyların ikinci turda bir araya gelmesini sağlamasıdır. İkincisi de oyların dağılması nedeniyle, (örneğin RP’li) bir adayın yüzde 23-24 oyla ‘yerel iktidar’a sahip olmasını önlemesidir..

Siyasette herkes gerçekçi olmalı.

Ama özellikle de ‘solcular’ gerçekçi olmak zorunda!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz