Anasayfa » İdeolojik Ayrım Artıyor!

Yazı Hakkında

Başlık: İdeolojik Ayrım Artıyor!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 08 Aralık 1993, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

İdeolojik Ayrım Artıyor!

Yıllardır edindiğim bir alışkanlık var.

10 Kasım’a rastlayan bir dersimi Kemalizm’e ayırırım, öğrenciler sessizce dinler. Bazen bir-iki soru çıkar…
Hepsi bu kadar.

Bu yıl değişik bir olay yaşadım.

2O0’ün üzerinde öğrencinin tıklım tıklım doldurduğu sınıfta sinek uçsa duyulabilirdi. Ben de kendimi o havaya kaptırmışım. Bir de baktım ki ders biteli on beş dakika olmuş.

Bu gecikmeden dolayı gençlerden özür diledim. Ders iki saat üst üste devam ediyordu. Ara verdikten sonra, asıl ders konumuza geçeceğimizi söyledim.

O ana kadar çıt çıkmayan sınıfta, büyük bir “protesto” dalgası yükseldi. Kimse çıkmak istemiyordu… Asıl ders konusunu da istemiyorlardı…

İkinci saatin sonunda, yemeğe gitmeden devam etmek isteyenler çoğunluktaydı… Kemalizm’i ertesi gün de konuşmak zorunda kaldım..

★★★

Tanınmış bir isim. Bir yazın adamı. Bu nedenle de, iznini almadan adını yazmak istemedim.. Değerli dostum Emin Özdemir’in eski bir öğrencisi…

İnançlı, bilinçli bir Marksist.

Son aylara gelinceye kadar her yerde şu düşünceyi savunuyor:

-Atatürk imgesini diri tuttukça, hep onun adına bağlı kaldıkça, Türkiye yeni bir yere ulaştırılamaz… Yazgısı değiştirilemez!..”

Ve aynı kişi, geçenlerde eski hocasına şöyle diyor.

“-Bunca yıldan sonra, Atatürk’ün ve sizin çizginize geldik. 2. Cumhuriyetçilere karşı, Atatürk’ü ve cumhuriyeti şimdi biz eski Marksistler savunuyoruz. Siz güçlüsünüz, ama Atatürk’ün gücü her şeyin üzerinde! Hepimizi aynı noktada birleştirdi…”

★★★

Prof. Dr. Türkan Saylan, laik-demokratik bir yaşam biçimini benimsemiş sessiz çoğunluğu seslendirmek, meydanı Atatürk düşmanlarına bırakmamak için çaba
gösterenlerden biri. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Mesleğinde de toplumsal yaşamda da çok saygın bir isim.

TBMM Adalet Komisyonu’nda Terör Yasası görüşülürken bırakıp Çorum’a İlahiyat Fakültesi açmaya giden, komisyonun SHP’li Başkanı Cemal Şahin’e bir mesaj yolluyor. Aymazlığı ile tasarıdan “laikliğe karşı” eylemlerin çıkarılmasına yardımcı olan bu “bilinçli sosyal demokrat” istifaya davet ediyor.

Atatürk’ün siyasal mirasına sahip çıkma savındaki bir partinin önemli bir konuma getirdiği bu kişiden aldığı yanıt ise aynen şöyle:

“Çok şükür sizler gibilerinin oylarıyla buralara gelmediğimden şanslı olduğum söylenebilir. Sataşmanızı ve sıkıntınızı anlıyorum. İşiniz yoksa size iş teklifi yapıyorum … Sizler gibi infaz mangalarından ülkemiz kurtulduğu gün, 60 milyon insanın rahat edeceğine inanıyorum…”

Ve son tümcesini ekliyor: “Allah mağdurların yardımcısıdır. “

★★★

‘İdeolojilerin sonu mu?’ diye kitaplar yazılmasının üzerinden uzun yıllar geçti. Komünist dünyanın çökmesi üzerine “İdeolojiler artık bitti!” diye çığlıklar atılmasının üzerinden ise sadece uzun aylar..

Toplumsal ayrıcalıklar sona mı erdi, varlıklı-yoksul ayrımı yok mu oldu, tüm insanlık “hakça” bir düzen içinde mi yaşıyor ki ideolojiler bitmiş olsun!?..

Hangi toplumda “huzursuzluk ” varsa nerede açık ya da örtülü bir savaş yaşanıyorsa bilin ki orada “ideolojiler”de vardır!

Fizikteki gibi toplumda da boşluk olmaz… Değişen koşullara yanıt veremediği için sönen bir ideolojinin yerini, yeni koşulların ürünü olan bir başka ideoloji alır…

Türkiye’de Kemalizm’den soyutlanmış sol, giderek toplumdan da soyutlandı. Boşlukta kalmanın verdiği umutsuzluk “şiddet”i doğurdu, şiddet de toplumdan soyutlanmayı hızlandırdı.

Komünizmin çöküşü ile birlikte, Kemalizm’den soyutlanmış Türk solu için “sol sapma” yolu da tıkanmış oldu. Kemalizm’e sığınmak ile “sağ sapma” içine girmek dışında bir seçenek kalmadı…

Numaracı cumhuriyetçi, holding solcusu bir “güruh” çıktı ortaya . Kimileri, sosyal demokratlar da kendileri ile birlikte Özalcı sağın kuyruğuna takmayı denediler, ama başaramadılar…

★★★

İdeolojiler sona ermedi, sadece biçim ve içerik değiştirdi. Türkiye gibi “geçiş” halindeki toplumlarda ise ekonomik önemleri azalırken toplumsal ve siyasal ağırlıkları arttı…

Zaman RP gibi, MHP gibi, hatta DSP gibi ‘İdeolojik çizgileri net’ partilerin lehine çalışıyor.

Bir yanda laikliğe bağlı toplum kesimlerine öte yanda laiklik karşıtlarına göz kırpmayı “kurnazlık “(l) sanan, herkesime mavi boncuk dağıtma sevdasındaki partilerin ise altlarındaki toprak ağır ağır kayıyor..

Şahinlerden, numaracı cumhuriyetçilerin kamburundan kendilerini tamamen kurtaramamış olan “sol”(!)un bugünkü acıklı hali, DYP ve ANAP’ın yarınki hali olacaktır!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz