Anasayfa » İkiyüzlülük mü? Saflık mı?

Yazı Hakkında

Başlık: İkiyüzlülük mü? Saflık mı?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 25 Mayıs 1997, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

İkiyüzlülük mü? Saflık mı?

RP kapatılsın mı kapatılmasın mı?

Soru öylesine yanlış ki!

Kendi kendimize sormamız gereken doğru soru şudur:

– Yasalar RP’ye ve sorumlularına da uygulansın mı, uygulanmasın mı? Eğer yasaların uygulanması durumunda RP kapatılırsa, bu hayırlı mı olur, yoksa hayırsız mı?

Olaya böyle yaklaşmak gerekir, tabii eğer “hukuk devleti”nde yaşıyorsak; ya da yaşamak istiyorsak…

Türkiye bugünkü bunalıma yasaları uyguladığı için
gelmedi, uygulamadığı için geldi!

Başta “öğretim birliği” olmak üzere; cumhuriyetin temelini oluşturan “devrim yasaları” çiğnendi.. Giderek ve açıktan, anayasa çiğnendi.

Şeriat düzeninin “zorla” da olsa getirileceği söylendi. Halka, laik cumhuriyete karşı “kin ve intikam” yeminleri ettirildi. Din inanılmaz bir açıklıkla siyasetin sacı yapıldı.

Sonuç?

Suç var, ama suçlu yok!

Olur mu böyle şey!

– Yasalar RP’ye de uygulansın mı, uygulanmasın mı?

Küçük hırsızların hapse tıkılıp devleti trilyonlarca lira soyanların baştacı edildiği bir çürümüşlüğün doğal sonucudur bu soru. Katillerin kahraman ilan edildiği bir düzenin ürünüdür bu çarpık mantık…

Siyasal düşünürlerin daha 16 yüzyılda gördükleri bir gerçek vardır:

– Bir toplum için en büyük tehlike, devletin kendi koyduğu yasalara saygı göstermemesidir!

Bu yargı doğrudur; çünkü en kötü kural bile kuralsızlıktan iyidir.

Gelelim ikinci soruya:

Yasaların uygulanması sonucunda RP kapatılırsa ne olur?

Mallarına el konur. Erbakan’dan başlayarak kapatılmaya neden olan “sivri” sorumlular beş yıl siyaset dışı kalır. Ve başka adla yeni bir parti kurulur.

Ne değişir?

Çok şey!

Yeni partinin “yeni” sorumluları, artık “eskiler” gibi yasalara aldırış etmezlik edemezler.. Yasaları çiğneyen, Humeyni rejimi getireceğini savunan belediye başkanlarına parti artık arka çıkamaz; o belediye başkanlarının aylığına “hodri meydan” demesine zam yapamaz; bakanlarını, onları ziyaret edip onurlandırmak ve yüreklendirmek için cezaevine yollayamaz.

Yeni partinin yandaşları, artık eskisi kadar “cüretli” olamazlar. Anadolu’da ikide bir yeşil bayrak açıp naralar atan gözü karaların cesaretleri kırılır.

Güçlüye eğilimli olan ortadaki kitlelere, yüzer gezer oylara, yeni parti eskisi kadar çekici gelmez.

Ve daha önemlisi… Gerçek bir “Müslüman demokrat” partinin ortaya çıkma şansı artar.

Devletin yasaları uygulamaması, RP içinde kimin işine yarıyordu? Şeriatı “kanlı ya da kansız” mutlaka getirmek isteyenlerin.. Dine dayalı bir düzeni “zorla şırınga etmek” kararlılığında olanların…

Ilımlılar ya susuyor ya da karga seslerinden bülbül sesleri duyulmaz oluyordu…

Yasaların, RP’ye de uygulanması, demokrasiyi zayıflatmaz, güçlendirir!

Bu köşede defalarca savunduk; Demokrasimizin HADEP türü bir partiye de gereksinmesi vardır, RP türü bir partiye de.. Ama toplumsal-siyasal yaşamı dine ya da etnik ayrıma dayandıracak partilere gereksinmesi yoktur!

Demokrasimizin, demokrasiyi yıkacak partilere gereksinmesi yoktur!

Bir hukuk devletinde; yasaları ya uygularsınız ya da değiştirirsiniz…

Başta “yargı” olmak üzere; görevini savsaklayan, yapmaktan kaçınan her sivil kurum ve kuruluş, darbeye çağrı çıkarıyor demektir.

Amaç RP’yi ehlileştirmek ve demokrasi ile bütünleştirmek ise bir gerçek unutulmamalıdır: At sizin kurallarınıza uyarak ehlileşir. Yoksa siz onun kurallarına uyarsanız, o sizi ehlileştirmiş olur…

Son günlerde -içlerinde saygı duyduğum isimlerin de bulunduğu- bazı köşe yazarlarını hayretle izliyorum. Refah’ın kapatılmaması gerektiğini “demokrasi adına” savunuyorlar.

Ve kendi kendime sormadan edemiyorum:

– Acaba niçin yapıyorlar bunu? İkiyüzlülükten mi? Yoksa saflıktan mı?

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz