Anasayfa » İngiltere’de sosyalist akım, aydınların faaliyeti ve işçi hareketlerinin gelişmesiyle doğdu
Ahmet Taner Kışlalı Yazıları BATI'DA DEMOKRATİK SOL Cumhuriyet Gazetesi Köşe Yazıları

İngiltere’de sosyalist akım, aydınların faaliyeti ve işçi hareketlerinin gelişmesiyle doğdu

Yazı Hakkında

Başlık: İngiltere’de sosyalist akım, aydınların faaliyeti ve işçi hareketlerinin gelişmesiyle doğdu
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4,7)
Tarih: 07 Temmuz 1974, Pazar

Yazı

BATI’DA DEMOKRATİK SOL

Doç. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI

İngiltere’de sosyalist akım, aydınların faaliyeti ve işçi hareketlerinin gelişmesiyle doğdu

BERNARD SHAW—1884’lerde İngiltere’de kurulan sosyalist eğilimli Fabien Derneğinin
üyeleri arasında Bernard Shaw da bulunuyordu. Dernek, Marksizme karşı olup, sosyalizme devrimle değil, evrimle ve barışçı yollardan geçileceğini savunuyordu.

Her yerde olduğu gibi, İngiltere’de de sosyalist bir akımın doğuşu iki şeye bağlı olmuştur:
Aydınların faaliyetleri ve işçi hareketlerinin gelişmesi.

Fakat isçi sınıfı, daha sonra anlatacağımız nedenlerle bir anlamda hareketsiz hale getirildiği için, ilk sosyalist topluluk aydınlar taralından kurulmuştur. 1881 yılında önce Demokratik Federasyon adı ile ortaya çıkan, sonra Demokratik Sosyal Federasyon adını alan bu kuruluşa
önayak olanlar arasında Birinci Erternasyonale bağlı bazı üyeler de vardır İşin ilginç yanı da, bu akımı düşünce yönünden etkileyen Hyndman adlı Marksistin  esir ticaretinden zengin olmuş büyükbabasından kalan servet sayesinde kendini bu işlere verebilmesidir.

Hyndman, işçilere dayanan büyük bir parti kurmağa çalışacak, fakat Marksizmin işçileri ürkütmesi nedeni ile başarıya ulaşamayacaktır.

Gene aşağı yukarı aynı yıllarda (1884), değişik yönde gelişen sosyalist eğilimli bir topluluğun
ortaya çıktığını görüyoruz Fabien Derneği. Kesinlikle Marksizme karşı olan derneğin üyeleri arasında, başta Bernard Shaw olmak üzere, Sidney ve Beatrice Webb, Wells gibi tanınmış aydınlar da var. Fabienciler toplumun kapitalizmden sosyalizme ağır ağır, barışçı yollardan, ihtilâlle değil, evrimle geçeceğine inanıyorlar.

«Sanayi demokrasisi», «İdarî sosyalizm» gibi deyimlere ilk kez onlarda rastlıyoruz. Su, havagazı, eğitim ve  ulaştırma gibi toplum hizmetlerinin belediyelere maledilmesi ile amaçlarına ulaşacaklarını sanıyorlar. Fakat geniş halk kitlelerinin, kendilerinin havada kalan sözleri ile etkilenmediklerini gördükçe, demokrasiye olan inançtan sarsılıyor. Hattâ Bernard Shaw, sosyalizmin kurulmasına en büyük engelin «işçi sınıfının aptallığı» olduğunu söylüyor.

Sanki, işçi simli kapitalist düzenden hoşnut edilsin de, ihtilâlci yollara gitmesin der gibi
bir tutum takınan Fabien Derneklerinin üyelerinin toplam sayısı, 1814 yılında bile ancak 3
bin civarındadır. (1893’de 640 üye). Aslında fabienciler kütlelerin desteğini de pek aramavıp
bir fikir kulübü gibi çalışmışlardır.

Siyaset dışı sendikacılık ve İşçi Partisi

Neden sosyalist düşüncelerin İngiliz işçi sınıfını etkilemesi çok ağır olmuştur? Buna neden olarak eski İngiliz sendikacılığını gösterenler çoktur. Sadece kalifiye işçilerden kurulu ve kendisini siyaset dışında tutmak isteyen bir sendikacılıktır bu.

Sendikalar sadece işçi sınıfının küçük bir bölümünün çıkarlarını savunmuşlardır. Kendi avantajlarını korumak için İşveren sınıfı ile anlaşmış, liberal kapitalizme rıza göstermişlerdir. Fakat 1873 — 1887 yılları arasındaki iktisadi bunalımlar yüzünden çıkan bir patlak, bu duruma son verecektir.

Keir Hardie, Tom Mann, John Burns gibi eski sendikacılarının yollarının çıkar olmadığını anlayan bir grup sınıf kavramı üzerine kurulmuş yeni bir işçi hareketine önayak oldular. Sekiz saat ilk iş günü ve iktisâdi dalgalanmalara bağlı olmayan yüksek ücret gibi istekleri kendilerine bayrak yaptılar. Kalifiye olmayan, geçici veya sürekli işsiz kütle üzerinde bu yeni sendikacılık akımı büyük bir etki yapıyordu. Nihayet 1889 yılında Londra da ortaya çıkan büyük bir grev başarıya ulaşınca, çok şey değişti, 1888’de 750 bin olan sendikalı işçi sayısı 1892’de iki misline çıkarak 1 milyon 500 bine ulaştı. İşçi sınıfı artık siyasal bir güç haline
geliyordu.

İşçi sınıfındaki bu uyanış siyaset sahnesinde değişiklikler yapmakta gecikmedi. Bir maden
işçisi olan Keir Hardie, 1858 yılında İskoçya İşçi Partisini (Scottish Labour Partv) kurdu ve 1892 seçimlerinde milletvekili seçildi. Partisi, Lordlar Kamarası’nın kaldırılmasını, eğitimin parasız olmasını, bankalar, ulaşım araçları ve toprağın millileştirilmesini, çalışma koşullarının düzeltilmesini savunmaktaydı.

Bağımsız İşçi Partisi

Keır Hardie ile birlikte diğer bazı sosyalistlerin de «bağımsız sosyalist» olarak seçimleri kazanmaları, bütün İngiltere’yi içine alan bir sosyalist partisi kurulması yolunda cesaretleri arttırmıştı.1893 yılında Bladford’da yapılan bir sendika kongresinde verilen karar üzerine Bağımsız İsçi Partisi onaya çıktı. Yeni parti hem Demokratik Sosyal Federasyon’un Marksizminden, hem de eski sendikacılıktan tamamen ayrı bir karakter taşıyordu. Fakat İskoçya ve Kuzey İngiltere’ye yayılmasına rağmen, Londra ve Galler ülkesinde tutunamadı.
Fabienciler ve federasyoncular birleşmeyi reddettiler. Keir Hardie ise, 1895 seçimlerinde kendi sandalyesini kaybetti. Bu başarısızlıklarda eski sendikacıların işçi adaylarını baltalamaları önemli bir rol oynuyordu.

Fakat işverenlerin işçi kuruluşlarına karşı şiddetle harekete geçmeleri üzerine, işçi önderleri de bir yandan kendi aralarında bir yandan da sol siyasal kuruluşarla dayanışman güçlendirmeye başlamışlardı. 1899 yılında Bağımsız İşçi Pari’M. Demokratik
Sosyal Federasyon, sendikacılar ve Fablen Demekleri temsilcilerinden kurulu Emek Temsil Komitesi (Labour Representation Committee) ortaya çıktı.

İşçiler iş yerinde ölsün, yasalar karşısında olsun zayıf durumdaydılar. Basın da zaten sermayedarların elindeydi. İşçi temsilcileri için tek çıkar yol, uğraşıp kendi temsilcilerini Meclise yollamaktan ibaretti.

Emek Temsil Komitesi’nin gücü artıyordu. 1901’de 376 bin olsa üye sayısı l902’de 469 bin, bir yıl sonra da 861 bine ulaştı. Gelişme baş döndürücü idi. 1903’de işçi adaylarının desteklenmesi için bir fon ayrıldı. 1906 yılında ise 53 sosyalist aday seçimi kazandı ve bu 53 milletvekili 1906 yılında İşçi Partisi’ni (Labour Party) kurdular.

Savaş öncesinde ve sonrasında durum

Meclise giren işçi milletvekilleri 1906’dan 1914’de savaş çıkana kadar, Liberal Parti ile işbirliği ederek, çalışanlar yararına birçok tasarıyı yasalaştırdılar. Fakat işçi sınıfı gene de durumdan hoşnut değildi. İktisadi hayatın kötüye gidişi sonucu işsizlik artmış, hayat pahalılığı almış yürümüştü. Halk kütleleri İşçi Parti’sinde aradığını bulamıyordu. 1910 seçimlerinde işçi milletvekili sayısı 42’ye düştü.

Bazı sendikacılar Marksizmin veya Fransız sendikacılığının etkisi altında ihtilâlci yolu benimsiyordu. Siyasal kanaldan sonuç alınamayacağını söylüyor, isyancı «genel grev»i en iyi çare olarak övüyorlardı. 1910-1913 yılları arasında birçok önemli grev İngiltere’yi sarstı. Bu olay isçiler arasındaki dayanışmayı ve bilinçlenmeyi hızlandırmakta gecikmedi. 1904’de iki milyon olan sendikalı isçi sayısı 1913’de 4 milyonu geçti.

Öte yanda ise İşçi Partisinin gelişimi aynı paralelde olmamaktadır. Belki bir sınıf partisidir ama, sosyalist bir parti olmaktan uzaktır. Meclisteki opportünist hava, Liberal Parti ile  işbirliği, onu asıl amaçlarından ve halktan koparmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’nın bitimine doğru, İşçi Partisinde gerçekten sosyalist bir programa
sahip olmak ve isçi sınıfını taşarak daha geniş kütlelere hitabetmek yolunda bir eğilim görülüyordu 1918 yılında kabul edilen ve «yeni toplumsal düzen» başlığını taşıyan programın ana çizgileri şöyleydi: 1 — Devletleştirilmiş sanayi kollarının demokratik yönetimi, 2— Asgari geçim sınırının üzerinde kalan ge

(Devamı 7. sayfada)

Sayfa : 7

Batı

 

(Baştarafı 4. tayfada) llrtn vergilendirilmesi, 3 — «Artıdeğer »e toplumca el konulmasıyla, Program reformcu bir nitelik taşıyor hemen gerçekleştirilebilecek reformlarla, uzun vadede gerçekleşebilecekleri ayırıyordu.

 

1918 yılında ani olarak öne alman seçimler İşçi Partisini hazırlıksız yakaladı Liberal Muhafazakâr ortaklığının 549 sandalyesine karşılık, ancak 72 milletvekili  elde edebildiler.

 

Savaş sonrasında tasa bir gelişme gösteren tngili2 ekonomisi. özellikle 1921 yılından itibaren gerilemeye başladı Llovd George hükümetinin aldığı tedbirler ise isçi sınıfının sırtına yükleniyordu Issızlık artmaktaydı İşçi kuruluşları ile sıkı bir işbirliği vanan isçi Partisi bir randan hükümetle mücadele ediyor, öte randan da Rusya’da gelişmekte olan sosyalist İhtilale

müdahale nlas>i’»’na şiddetle karsı koyuyordu Bu olasılık İsçi sendikalarını bir «genel grev» tehdidine kadar itmişti. Sert tepkiler üzerine, hükümet Rusya’ya karsı bir savasın düşünülmediğini açıklamak zorunda kaldı.

 

Fakat İngiliz solunun büyük bir kısmı komünistlerle anlaşmak düşüncesine karşıydı Nitekim 1920’de kurulan Komünist Partisi hiç bir varlık gösteremivecektir İngiliz sosyalistleri bir «sınıf çatışması» düşüncesinden çok kavnaStnt hıristiyanlıktan alan bir «insancıl kardeslik» anlayışına bağlıydılar

Kendilerini en cok etkileyen düşünür de Kari Manc’dan çok Robert Otven ıdı.

 

YARIN:

 

Sosvalizmsiz Sosyalist İktidar

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz