Anasayfa » Işık Karanlıkta Parlar!

Yazı Hakkında

Başlık: Işık Karanlıkta Parlar!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih:  29 Haziran 1997, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Işık Karanlıkta Parlar!

Soyadı Kahraman olan, ucuz kahraman bir bakan sayesinde, Kültür Bakanlığı şekil değiştirdi… Din Kültürü Bakanlığı oldu.

Tahribatın sının ve ulaşamadığı yer yok.

Bakanlık bürokrasisi darmadağınık… Müzeler cami olma yolunda… Kütüphaneler Genel Müdürlüğü bile imamlarla doldurulmuş durumda.

Bağnazlık, ilkellik ve kin her şeye egemen.

Ve bakan kendisini zaman zaman nasıl savunuyor biliyor musunuz:

– Yapılan suçlamaların bir bölümü benim dönemim değil. Agâh Oktay Güner dönemiyle ilgili!

Mesut Yılmaz‘ın bakanı başladı, Erbakan’ın bakanı sürdürdü!.. Alıp çok daha “ötelere” götürdü…

★★★

Özal‘ın kültür bakanlarını bir anımsayın: Mükerrem Taşçıoğlu, Tınaz Titiz, Mesut Yılmaz, Namık Kemal Zeybek.

Hepsi de birikimli, düzeyli, o görevin gereklerini yerine getirebilecek çapta insanlardı. Hiçbirisi de “militan” kafalı değildi.

Bir de Mesut Yılmaz’ın kültür bakanlarını düşünün… Gökhan Maraş’ı ve Agâh Oktay Güner’i…
Sonra da, bakanlıkları döneminde yaptıklarını bir anımsayın.

Televizyonlarda ne zaman Mesut Yılmaz’ı görüyorsanız, sağ yanında da mutlaka Agâh Oktay Güner’i görüyorsunuz.

Sayın Yılmaz ciddi, sorumlu, dürüst bir önder. Çiller‘le, Erbakan’la falan kıyaslamaya olanak yok. Ama geçmişte yaptığı hatalar da insanları korkutuyor.

Anayasa değişikliği gündemde iken, laiklik konusunda RP’ye en büyük destek ANAP’tan gelmişti. Yerel yönetimlerde ANAP’ın zaman zaman
RP’nin kuyruğu gibi davrandığı da henüz unutulmadı. O zamanlar sadece yüzde 1.5 oyu olan bir BBP’yi ANAP’ın sırtında Meclis’e taşıyıp büyütmek ise, tüm bunların tuzu biberiydi.

Yılmaz akıllı bir insan.

Milli Güvenlik Kurulu kararlarından sonra bazı gerçekleri anlamış göründü. TV ekranlarında kendisiyle yaptığımız bir tartışmada, ortak noktalar bulmamız çok zor olmamıştı.

Ama sağ yanında hâlâ, kendisinin son Kültür Bakanı… Ve savaş alanına dönmüş bakanlığın haline üzülen kültür ve sanat çevrelerinde hâlâ bir endişe…

Haksızlar mı?

★★★

Benim içinde bulunduğum hükümet. 2. MC’den sonra kurulmuştu.

Şeriatçı ve ırkçı kadrolaşma ileri düzeydeydi. Devleti yeniden rayına oturtabilmek için, son dönemde yapılan atamaların titiz bir biçimde gözden geçirilmesi gerekiyordu.

Sorumlu olduğum bakanlıkta bu araştırmayı -Teftiş Kurulu eliyle- yaptık. Ve ilginç bir durumla karşılaştık.

Bakanlığa son dönemde alınanların çoğu, Kırıkkale Belediyesinden “sınav kazandı” belgeleriyle başvurmuşlardı. Oysa böyle bir sınavın açılmamış bile olduğu anlaşılıyordu… MC’nin ırkçı-mukaddesatçı partisi, elindeki bir belediyeyi kullanarak, yandaşlarına “sahte belge” vermişti.

Hukukun gereği yerine getirildi… Üst düzey atamalarda da, idari yargının görüşleri alınarak hareket edildi. Ve bir dönemin “tahribatı” giderildi!..

Şimdi “ahlâksız ortaklık” artık son günlerini yaşarken, herkeste bir endişe var;

– Bir yıllık “musibet”in devlette bıraktığı kötü tortular nasıl temizlenecek?

Temizlenmesine temizlenir; yeter ki, Bakanlar Kurulu cumhuriyetin temel niteliklerine inanan ve de “kararlı” isimlerden oluşsun!.. Yani gelecek seçimlerden önce, çocuklarına ve torunlarına nasıl bir Türkiye bırakacaklarını düşünen isimlerden!

Ve bir de unutmasınlar ki RP’nin işe aldığı herkes şeriatçı değildir! Çoğu da iş ve aş isteyen garibanlardır…

★★★

Bu hükümet Ecevit için de çok önemli. Mesut Yılmaz için de.

Ecevit şansını iyi kullanırsa.. bakanlık koltuklarını “kendi adamları”na değil de, gerçekten de o işi en iyi yapabilecek olanlara verirse.. hükümetin diğer kanadından gelebilecek “çağdışı” eğilimlere karşı set çekebilirse…

Hem kendisi yitirdiği saygınlığını yeniden kazanır, hem de partisini yeniden büyüme yoluna sokabilir.

Yılmaz şansını iyi kullanırsa… bakanlık koltuklarına -geçmişte yaptığı gibi- militanları değil de cumhuriyetin değerlerine inançla sahip çıkanları getirirse.. “ne şiş yansın ne kebap” mantığı ile değil de “kararlı” davranırsa…

Hem kendisi sağın tartışılmaz önderi olur, hem de partisini sağdaki birleşmenin çatısı haline getirebilir.

İki önder, tek şans!

Koşullar zor, ufku bulutlar kaplamış… Ama karanlığın da bir yararı vardır. En ufak bir ışık bile, karanlıklar içinde hemen görülür. Ve de umut verir… Sizi kendine çeker!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz