Anasayfa » İşte Halep, İşte Arşın!

Yazı Hakkında

Başlık: İşte Halep, İşte Arşın!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 27 Mart 1998, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

İşte Halep, İşte Arşın!

Ecevit haklı!.. Demokrasilerde kestirme çözüm yoktur.

Demokrasilerde düğümler “kılıç”la çözülmez.. sabırla, bazen ikna ile ve çoğunlukta da uzlaşmayla çözülür.

Sağın yarım yüzyıllık aymazlığı ile Türkiye bir noktaya geldi, tıkandı. Deniz tükendi., dincilik devlet eliyle beslendi, devlet eliyle yeni kuşaklar kazandı. Ve toplum kendini bir yol ağzında buldu.

Ya ikiye bölünme ve iç savaş.. ya da bugüne gelirken atılan adımları teker teker geri almak!..

Yani?

Birbirine düşman İki kuşak yetiştirmekten vazgeçmek ve eğitimi yeniden laikleştirmek… Devleti, içinden fethetmek için yerleştirilmiş olanlardan arındırmak ve devleti yeniden laikleştirmek… Laik devleti yıkmak isteyenlerin iç ve dış parasal kaynaklarını denetim altına almak…

Eğer gerçekten niyetliyseniz, bu sorunlar “kılıçsız” da çözülebilir.

★ **

‘Türban” olayı, bazılarının göstermek istedikleri kadar yalın değil. Laik devleti yıkmak isteyenlerin elinde bir “bayrak” olmuş ve laik devletin gücünü “test” etmenin bir aracına dönüşmüş.

Ama ortada da bir terslik, hatta bir haksızlık var.

İmam ortaokuluna giden kızın başını zorla kapattırmışsınız. Oradan imam lisesine geçtiğinde de bu uygulamayı sürdürmüşsünüz. Ve onun beynine, “Başını açarsan günaha girersin ’ inancını yerleştirmişsiniz.. Arkasından, istediği dalda yükseköğrenim görme hakkı tanımışsınız.

Ama üniversiteye girerken de, “Başını aç da gel.” diyorsunuz.

İçlerinde bu işin militanları da var.. para için yapanlar da var.. ama bu sürecin doğal ürünleri olanlar da var.

Öyleyse ne yapmalı?

İmam ortaokullarının kapanması ilk adımdı. Şimdi sıra ikinci adımda.

İmam liselerini bitirenler, sadece ilahiyat fakültelerine devam edebilmeliler. Yani ya özel kesimde görev almalılar ya da ancak “din adamı” olabilmeliler.

Şu anda o okullarda okuyanlara “kazanılmış hak” tanınabilir. Ve bu yeni düzenleme, önümüzdeki öğrenim yılında imam liselerini seçmiş olanlardan başlayarak yürüdüğe girebilir.

Böylece “türban” sorunu da -yumuşak geçişle- çözülmüş olur.. valilerin, kaymakamların, yargıçlann. savcıların. polislerin, öğretmenlerin imamlaşması sorunu da…

Sorulabilir.. Öbür meslek liselerini bitirenlerle imam liselerini bitirenler arasında böyle bir ayrım yapmak haksızlık değil mi?

Hayır, değil!

Çünkü öbürlerinin hiçbirisi, bir “din ve devleti”nin gereklerine göre yetiştirilmiyor!

Hükümetin önünde iki somut sorun daha var.

Fethullah olayı” ve Genelkurmay’ın Batı Çalışma Grubu.. Birincisini korumak. ikincisini ise kapatmak istiyorlar.

Fethullah olayını ikiye ayırmak gerekir.

Yurtdışındaki okullar hakkında hemen tüm gözlemler olumlu. Arkasında ABD ve Türk devletinin desteğinin de olduğu anlaşılıyor… Özellikle Orta Asya’ya. İran ya da Suudi köklendiriciliğinin yerine “ılımlı İslam “ın girmesi, ortak çıkarlara da uygun.

Ama Fethullahçıların yurtiçindeki “ışık evleri’nde, yurtlarında, kamplarında, okullarında yetiştirmek için çaba gösterdikleri “altın nesil” için aynı şeyleri söylemek olanaksız.. orada amaç, şeriatın “kanlı” değil “kansız” gelmesi! Ağır ağır, çaktırmadan, uyuyan aslanı uyandırmadan!

Ya Fethullah Hoca ikili oynuyor.. ya da yurtiçindeki uygulamada sözünü geçiremiyor

Eğer Fethullah Hoca -Sayın Ecevıt’ın öne sürdüğü gibi- içtenlikli ise.. yurtiçindeki uygulamanın da yurtdışındakine benzetilmesinin çok daha kolay olması gerekmez mi?

Halep orada ise arşın burada!

İki önemli somut sorunun çözümü için, “hukuk devleti” ilkelerinden sapmaya hiç de gerek yok. “Kılıçsız” çözümler ortada..

Hükümet kendine düşeni yaptığında ise.. Batı Çalışma Grubu’na zaten gerek kalmaz.Varlığını sürdürse bile, kimse farkına bile varmaz.

Ama eğer hükümet.. Evren yönetiminin bir kararını geri alamıyorsa.. imam okullanra valilik, yargıçlık, öğretmenlik yolunu kapatacak kadar yürekli değilse..
Ve de Fethullah Hoca’nın önünde boynu bükükse..

Askere dönüp, “irtica bizim işimiz “demek hakkına da sahip değildir!

Evet.. Halep orada ise, arşın burada… Buyurun!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz