Anasayfa » Karadeniz… Karadeniz…

Yazı Hakkında

Başlık: Karadeniz… Karadeniz…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih:  15 Nisan 1998, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Karadeniz… Karadeniz…

İki yıl kadar önceydi.

Karadeniz Ereğlisi’nde düzenlenen bir ADD toplantısındaydık. Kalabalık salona sığmamıştı. Ve ön sırada oturmuş kır saçlı bir adamın gözleri yaşlıydı.

Akşam yemekte kendisini yanı başımda görünce, dayanamayıp nedenini sordum.

Hafifçe gülümsedi ve başını salladı:

– Ben Muammer Aksoy’larla birlikte ADD’yi kuranlardanım. Sabahtan akşama beklerdik.. Bir Allah’ın kulu da derneğin kapısını çalsın diye. Bir gelen olunca, hele o gelen de bir genç, ise, hepimiz etrafında pervane olurduk,.. Bugün o salondaki coşkuyu yaşadım. O coşkuyu yaşatanları çoğunluğunun gençler olduğunu gördüm.. Duygulanmamak olanaklı mı!

Bayram tatilinin sonlarında, Mustafa Balbay ile birlikte Bulancak’ta idik. Bu kez de Doğu Karadeniz’in şirin bir köşesinde.

Tatil henüz bitmemişti. Okullar kapalıydı. Kemalist kesimin paylaşmak durumunda olduğu bir ölüm olayı vardı. Dışardaki güzel hava insanları doğaya çekiyordu…

Ve tüm bunlara karşın., nüfusu 20 binin biraz üzerinde olan Bulancak’ta, ADD’nin toplantısı, 500 kişilik büyük salonu tamamen doldurmuştu.

★★★

Artık REFAHYOL hükümette yok… Hükümet “irtica” ile savaşmakta kararlı olduğunu göstermeye çalışıyor,.. Üstelik de Bulancak’ta CHP’li bir belediye var.

Yani Bulancaklı ‘dinci ‘baskı ortamını yaşamıyor.

Öyleyse o kadar insanı, saatler boyu bir kapalı salonda oturmaya iten etken ne olabilirdi? Sadece ülkenin genel durumundan kaynaklanan bir kaygı mı?

Toplantıyı Bulancak ADD ile Giresun ADD birlikte düzenlemişlerdi. Giresun ADD Başkanı Muhsin Top dert yanıyordu:

– Derneğimizin Ankara da “irtica”ya karşı düzenlediği büyük açık hava toplantısı için araç tuttuk. Ama gidecek genç bulamadık… Çünkü aileleri bırakmıyorlardı. “Mimlenirler” de başlarına bir şey gelir, diye…

Önce yanlış anladığımı sandım. Söz konusu toplantıyı düzenleyen Atatürkçü Düşünce Derneği değil miydi? Hükümet de zaten “irtica”ya karşı değil miydi?

Yanıt yerine, kısa bir bilgi verdiler… Yorumsuz!

Geçen günlerde, bir subay ile bir polis, okulları dolaşmışlar. “Terörle mücadele” konusunda konuşmalar yapmışlar. Ve Ticaret Meslek Lisesi’nde bir olay yaşanmış.

Toplantı sonrasında, müdürün odasında yapılan sohbet sırasında, sözü bir “sivilpolis” almış. Aynen şöyle demiş:

– Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman dernekler vardır. Bunlardan birisi de ADD’dir!..

Ve Giresun ADD Başkanı hakkında bir de soruşturma açılmış. ‘Tevhid-i Tedrisat” yasasının yıl dönümünde yaptığı basın açıklaması için… “Öğretimin Birliği “ne sahip çıktığı, “siyaset yaptığı” için!

Bulancak ADD kurulalı daha birkaç ay olmuş. Ama Osman Apaydın’ın başkanlığında şimdiden oldukça yol almışlar. Burslar veriyorlar. Parasız kurslar düzenliyorlar.

Derneğin tek odalı bir merkezi var. Küçük bir köy okulunun, daracık bir sınıfına girdiğiniz izlenimine kapılıyorsunuz… Etkileniyorsunuz.

Düzenli bir biçimde yerleştirilmiş eski sıralar. çepeçevre Atatürk fotoğrafları, ve karatahta.

Devletin okullarında artık Atatürk’ün düşüncesi egemen değil. Dinci demek ve vakıfların okulları lüks içinde. Ve çağdaş kafalar, ancak ÇYDD’nin, ADD’nin sınırlı olanakları içinde özgürler!

Cumhuriyetin temel değerlerine inanmış olan öğretmenler, para almıyorlar. Dinci kuruluşlara muhtaç olmamak isteyen gençlerde oralara koşuyorlar.

Giresun ADD, 200 adet Atatürk fotoğrafı çerçeveletmiş. Köy okullarına dağıtacaklar. “Üç hilal”li resimlerin yerini alması için!..

Ve 23 Nisan’da bir güzellik daha yaşanacak. Çevre köylerden geleceklerle birlikte, 500 öğrenci bir köyde Atatürk’ün bayramını kutlayacak. Kek yiyecek, meyve suyu içecek; Atatürk resimlerinden oluşan sergiyi gezecek…

Bir tersliği yaşıyoruz.

Cumhuriyet’ in yetkilerini ve olanaklarını kullananlar, yer yer Cumhuriyete karşılar. Cumhuriyeti savunanlar ise “sivil toplum” örgütlerindeler. Ve sivil toplum örgütleri, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti, yer yer devlete karşı, devletin tüm engellemelerine karşı savunuyorlar.

Bu çelişki giderilmeden, ne Cumhuriyet esenliğe çıkabilir ne de toplum!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz