Anasayfa » Kim Haklı?

Yazı Hakkında

Başlık: Kim Haklı?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 05 Temmuz 1998, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Kim Haklı?

Çevik Bir mi? Ecevit mi? Kutan mı?

Acaba kim haklı?

Orgeneral Çevik Bir “özetle” ne diyor:

– İrtica tehlikesi yok olmamış, tersine artmıştır Fazilet Partisi birinci parti durumundadır. Ama kimse kaygılanmasın; ordu Türkiye hin geriye götürülmesine izin vermez!

Sayın Bülent Ecevit “özetle” ne diyor:

– Laiklik “irtica kâbusu” yaratarak korunamaz. Hiçbir somut veriye dayanmayan bir “FP iktidara geliyor” havası, istenilen etkinin tersini yapar. Laiklik yanlılarının moralleri bozulur, karşıtlarında da çözülmeyi durdurur.

Sayın Recai Kutan özetle ne diyor:

– FP’nin en büyük parti olduğu doğru. Ama bizimle irtica arasında bir ilişki olduğu doğru değil. Biz artık “adil düzeni” de “çok hukukluluğu” da bir yana bıraktık. Uzlaşma istiyoruz. Demokrasiye, insan haklarına ve hukuk devletine sahip çıkıyoruz.

Evet!.. Acaba kim haklı?

★★★

Sayın Çevik Bir haklı.

Laiklik karşıtları devlet kurumlarındaki güçlerini koruyorlar. Dinci vakıflar, dernekler, yurtlar, dershaneler, okullar “devşirme” ve “yemden biçimlendirme” işlevlerini sürdürüyorlar. Dinci kuruluşları ve örgütleri besleyen kaynaklar eskisi gibi akıyor. RP’yi birinci parti yapan koşullarda bir değişiklik yok.

Sayın Ecevit haklı.

Yarım yüzyıllık aymazlıkların, yanlışlıkların ürünü olan bir birikimin, kısa sürede yok edilmesi olanaksız. Durumu abartmak, laiklik karşıtlarının gücünü yüksek göstermek hiçbir şeyi çözmez. Umutsuzluk iç çelişkileri körükler, umut ise katılımı özendirir Kapatılmış bir partiden uzaklaşabilecek “kararsız oylar”, gücün korunduğu izlenimi yerleşince, yeniden “güçlü”ye döner.

Sayın Kutan haklı.

RP’nin kapatılması, parti içindeki ılımlıları öne çıkardı. Sivriler ya yasa ve yargı zoru ile ya da gerçekçiliğin egemen olmasıyla uzaklaştırıldı. Az sivriler de daha ılımlı bir çizgi izlemek gerektiğini anladılar. FP’ye “muhafazakâr” bir kitle partisi olma yolu açıldı.

Peki herkes hakir da kim haksız?

★★★

Sayın Bir haksız

Çünkü bugünün sorumlusu sadece sivriler değil. Geçenlerde Melih Aşık yazdı: Cumhuriyetin temel değerlerini savunacak kadroları kamu kuruluşlarından kazıyan 12 Eylül yönetimi değil mi? Solu ezmek amacıyla, Türk-islam sentezini devletin resmi ideolojisi yapan 12 Eylül yönetimi değil mi? Atatürk‘ün en önem verdiği kurumlar bile kapatıp, çoğunu Atatürk düşmanlarına teslim edenler siviller miydi?

Sayın Ecevit haksız.

Çünkü kendi partisinin bazı bakanları bile, “ılımlı” dincilere ve ülkücülere şirin görünme çabası içindeler. Onlar genellikle devlet içindeki yerlerini koruyorlar, ama cumhuriyetçiler çoğu kez dışlanıyor. Ve kendisi, gücün bölünmesinin yarattığı sakıncaları giderebilecek tüm çözüm önerilerine karşı çıkarak dincilerin işini kolaylaştırıyor.

Sayın Kutan haksız.

Çünkü devlet içindeki “cumhuriyet karşıtı” kadrolaşmanın baş mimarlarından Abdülkadir Aksu şimdi kendisinin başyardımcısı, “İrtica ile mücadelenin gericilik olduğunu” söylüyor. Yani gericilik ile mücadelenin de gene gericilik olduğu cevherini yumurtluyor.

★★★

Peki haklılar ve haksızlar ne yapmalı?

Asker “laik demokratik cumhuriyet”in bekçiliği görevinden vazgeçmeye niyeti olmadığını elbette -gereken her vesile ile- vurgulamalı. Ama zorunluk olmadıkça, güncel tartışmalara girmemeli. Hele hele tartışmanın konusu olmamaya özen göstermeli.

Sivil, olumsuzluktan geriye dönülmesi için Türkiye’nin yitirecek tek bir günü bile bulunmadığını unutmamalı. Konuşması gerekenler sustuğu için konuşmaması gerekenlerin konuşmak zorunda kaldığını aklından çıkarmamalı. “Askeri demokrasi” sivil demokrasiye dönüştürme görevinin kendisine düştüğünün bilincinde olmalı.

Ve de külahlar önlere konmalı!. Bugüne gelinmesinde kendi günahının neler olduğunun değerlendirmesini, herkes -en azından- kendi içinde yapmalı.

Tarihte hata yapmamış kişi yoktur.

Ama sadece hatalarını anladıklarını ve düzeltecek güce ve istence sahip bulunduklarını kanıtlayanlar “büyük” olmuşlardır… Bugün Türkiye’yi bulunduğu yerden esenliğe çıkarmak büyük iştir. Ve büyük işler, ancak büyüyebilen. büyümesini bilen adamlarca başarılabilir!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz