Anasayfa » Lider Kimdir?

Yazı Hakkında

Başlık: Lider Kimdir?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 13 Nisan 1994, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Lider Kimdir?

12 Eylü’den bir ay kadar önceydi.

Rahmetli Mustafa Üstündağ ile baş başa bir öğle yemeğindeydik. Söz dönüp dolaşıp Sayın Ecevit’e geldi.

CHP Genel Sekreteri olarak Üstündağ’ın genel başkanına büyük saygısı vardı. Tıpkı rahmetli Orhan Eyüboğlu gibi; sadıktı, ama yeri geldiğinde düşüncelerini
-Ecevit’e ters de gelse- açıkça söylerdi

Amerika’da “liderlik” konusunda bir uzmanlık dersi
aldığını anlattı. Ders notlarındaki “liderin nitelikleri” ile
ilgili bölümü alıp Ecevit e götürmüş:

“- Sayın Genel Başkanım, bakın burada sıralanan niteliklerin biri dışında hepsi sizde var. Lider, aynı zamanda bir ekibi, bir kadroyu bir arada tutan adamdır. Siz ise bu konuya gereken özeni göstermiyorsunuz!..”

Bir gerçeğin çok yumuşatılmış bir aktarımıydı bu.

★★★

Lider kimdir?

Her isteğini “önderlik” ettiği kitlelere kabul ettirebilen kişi midir? Yoksa kitlelerin gereksinmelerine, eğilimlerine, hatta bilinçaltlarına en iyi “tanı”yı koyan ve onu dile getiren kişi midir?

Her isteğini kabul ettirebilen önder tarihte var olmadı.

Sadece kitlelerin sorunlarını iyi çözümleyenler ise lider değil “danışman” olurlar.

Lider danışmanları kullanır, katkıları bir araya getirip
bir “bütüne” yerleştirir ve kitleleri “olabildiğince ” yönlendirir.

Ne kitlelerin peşinden sürüklenerek ne de kitlelerin
gereksinmelerine ters düşülerek lider olunabilir!

İsmet Paşa, kitlelerdeki değişimi iyi yakalayamadığı
için yerini Ecevit’e terk etmek zorunda kalmıştı. Ecevit,
kitlelerdeki “temel” beklentinin “birlik ve güç” olduğunu kabule yanaşmadığı için giderek tabanını daralttı.

★★★

Sayın Ecevit, Turan Güneş’ten Deniz Baykal’a, Haluk Ülman’dan Besim Üstünel’e uzanan bir kadroyu etrafına toplayarak büyümeye başladı Ali Topu’dan Necdet Uğur’a, Erol Tuncer’den Uğur Alacakaptan’a Altan Öymen’e uzanan geniş birikimleri değerlendirerek kitlelere “güven” verdi.

“Ortak akıl’ın en görkemli sözcüsü olarak Atatürk’ün
kurduğu partiyi yüzde 42’lere kadar taşıdı.

Savaşı, ordu kazanır. Ama kurmay heyeti, komutanları olmayan ordu olur mu?

Bir başkomutan ve erler… Eğer arayı iyi dolduramamışsanız, orada bir ordu oluşmaz Başında “reis” bulunan bir çete oluşur!..

DSP’nin bugünkü görünümü işte bu.

CHP’de ise kurmay ve komutan çok, neredeyse “er” yok.

SHP’de ortak düşmana karşı “kerhen” bir araya gelmiş çeteler birliği gibi…

Demokratik toplumcular Türkiye’de ‘ordu’suz!

Demokrasinin tehlikeye düşmesi de bundan.. “Sağ” ın
gemi arıya alması da…

★★★

Artık geçmişin tartışmalarıyla zaman oldurup, bugüne
suçlu aramanın hiçbir yararı yok. Zararı var..

SHP’nin fazla çelişkili olan yapısı DSP’ye de CHP’ye de itici geliyor CHP DSP birleşmesi ise tamamen Ecevit’in kararına kalmış gibi görünüyor.

Ecevit bir Kez daha yol ayrımında.

Eski yolunda gitmeye karar verirse, ne olacağı belli.

Birleşilirse ne olacağı da!.

Baykal’ın önderliğindeki CHP seçmenin gözünde
Atatürk’ün kurduğu parti olamadı. Ama Ecevit’in önderliğindeki CHP -bayrağına birde kuş resmi eklese de-yeniden tarihteki yerini alacaktır.

Sol yeniden bir “ordu” ya kavuşacaktır!

SHP’deki bazı “çete”ler de hu orduya katılma yollarını
aramaya başlayacaklardır!

Ecevit şöyle demiş İsmet Solak’a:

“Kendi partimde nabız tutmaya çalışıyorum CHP ile
birleşmeyi isteyenler var istemeyenler var. Üstelik,
CHP bazı genç insanların ilgisini çekmeyebilir. Aradan
14 yıl geçti…”

“Nabız tutmak”elbette önemli. Ama uzağa gitmeye ne gerek var. Sayın Ecevit, Ankara’nın sokaklarında dolaşsa iki kahveye girip rastgele insanlarla konuşsa
nabzın nasıl attığını çok iyi görecektir!

“Genç insanlar ve 14 yıl” savına gelince…

Mesleğim gereği gençlikle iç içe olduğum için biliyorum. Şimdiki gençlik Atatürk’e Kemalizm’e, 14 yıl öncesinden çok daha yakın!. Çünkü içine onları yitirme korkusu girdi..

Gerçek liderleri “bunalım”lar yaratır.

Yasadığımız bunalım “lider”ini bekliyor!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz