Anasayfa » Mantığın Sustuğu Yer!

Yazı Hakkında

Başlık: Mantığın Sustuğu Yer!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.6)
Tarih:  18 Nisan 1999, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Mantığın Sustuğu Yer!

Bugün önemli bir gün…
Seçim sonuçlarının, geride bıraktığımız dönemden çok daha olumlu bir Meclis aritmetiği ortaya çıkaracağından kuşku yok. Bu aritmetiğin daha az ya da daha çok olumlu olması da bize bağlı.
Hacettepe’de hocalık yıllarımdaydı. Prof. Selahattin Ertürk rahmetli sık sık şöyle derdi:
– Gönlümün çektiğini değil, gücümün yettiğini yaparım!
Bu “malumu ilan”, yani bilineni söylemek değil… Aslında duyguların aklın önüne geçmesini önlemek… Yani mantığı tatile yollamamakta direnmek…
Kimi sevdiğim köşe yazarları “kimseye oy vermeyin, ben de öyle yapacağım” diye yazdı. Kimisi ise, oyunu siyasal dengeleri etkilemeyecek biçimde kullanacağını söyledi…
Oysa tek bir oyun bile boşa gitmemesi gerektiren bir ortamda Türkiye!
Ağaçlara bakmaktan ormanı görmeye hakkımız var mı? Mantığı tatile yollamaya hakkımız var mı?

★★★

Cumhuriyet’ten bir sevgili dostumuz bile inanılmaz şeyler yazdı geçen günlerde… İstemeden de olsa, bir olumlu gidişi önlemeyi dilercesine!
Bir partinin iki adayını çok yüzeysel olarak ele aldı. Ve o iki adaya dayanarak, o partinin “milliyetçi ve mukaddesatçı” bir parti haline geldiğini savundu…
Oysa söz konusu partinin yüzlerce adayı var. Onlarca bakanlık yapmış ismi var.
Hemen hepsi de söylediğinin tam tersi nitelikte…
Bir başka “iddialı” partinin önderinin de son günlerde gazetelerde bir resmi çıktı: Bir yanında azınlık mezhebinden bir aday, öteki yanında başı açık bir bayan aday.
Yüzlerce adayının çok farklı yapıda olduğunu bildiğimiz bu parti, şimdi bu resimle o mezhebin ve laiklik yanlılarının partisi mi oldu?
Genel doğrultuya ters düşen oluşumları yorumlamak, eleştirmek başka… İstisnalardan yola çıkarak, tüm görüntüyü ters-yüz etmeye çalışmak başka…
Mantığı tatile yollamaya karşı çıkmanın adını, eskiler “sağduyu” koymuşlar.
Sağduyu demek, duyguların aklın önüne geçmesine izin vermemek demektir!
Ölçüyü kaçırdınız mı, en haklı olduğunuz bir konuda bile haksız duruma düşersiniz…

★★★

Hürriyet’te Özdemir İnce ile bir söyleşi yayımlandı.
Berran Özer ünlü ozana soruyor:
– Ben sizi Marksist biliyordum. Oysa koyu bir Kemalistmişsiniz.
İnce çok açık konuşuyor:
– Kemalistim tabii. Demokrasiden bile önce gelir benim için. Cumhuriyet Türk ulusunun en anlamlı sanat yapıtıdır. Entelektüel olarak 1920’leri, 30’ları, 40’ları evrensel normlarda gözden geçirdiğiniz zaman, Batı’dan hiç geri olmadığını görürsünüz. Ayrıca Kemalizmin içinde sol bir ilerlemeci ideoloji vardır ve ben bunu gördüm. O zamandan bu yana ne Kemalizmden ne de Marksist sol düşünceden ayrıldım.
Ve ekliyor:
– Kemalizm alaya alınıyor, ben Kemalistim. Marksizm bitti deniyor, ben Marksistim. Şimdi tutturdular küreselleşme diye, emperyalizmin yeni adı küreselleşme. Benim bunun tuzaklarına düşmememe Kemalizm yardımcı oluyor…

★★★

Seçim günkü yazımda hem siyasetten uzaklaşmak içimden gelmiyordu… hem de seçim yasaklarına dikkat etmek zorundaydım. Sayın İnce’yi okurken tam aradığımı bulmuş oldum.
Gerçek bir aydın…
Kolaycılığa sapmayanlardan… “Entel” bireyciliğine kapılmayanlardan…
Kendini toplumdan sorumlu sayanlardan…
Yani mantığını tatile yollamayanlardan…
Bugün sandık başında öyleleri çoğaldığı ölçüde esenliğe çıkmamız kolaylaşacaktır!
Ağaçlarla uğraşmayı bırakıp da ormanı bir bütün olarak görürsek, sorun çözülmüş olur!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz