Anasayfa » Ne Bekliyordunuz!..

Yazı Hakkında

Başlık: Ne Bekliyordunuz!..
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 21 Haziran 1995, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Ne Bekliyordunuz!..

Herkes şaşkınlık içinde!

RP dışındaki partiler, hiç değilse bir kısım anayasa değişiklikleri üzerinde anlaşmışlar. Tutucu çevreleri memnun etmek için dünya kadar ödün verilmiş.
Ama, sulandırıla sulandırıla parmakların arasından kayan maddeler bile, Meclis bataklığından çıkamıyor.

Ve iktidarı da ana muhalefeti de basını da şaşkın ördek gibi…

Şaşanlara şaşmamak olanaksız!

★★★

Herkesin bildiği bazı gerçekleri, bu köşede alt alta sıralayalı daha birkaç hafta bile olmadı.

“Ulusal irade” hiçbir dönemde bugünkü kadar çarprtılmamıştır!

Araştırmalara göre; toplumun yüzde 89’u demokrasi, ancak yüzde 11’i ise din devleti istiyor. Ama “din devleti” yanlılarının oranı, Meclis’te toplumdakinin üç katı. Bir o kadarı da, çok küçük ve aptalca siyasal hesaplar uğruna, onların peşine takılmış..

Devletin doruğundakiler itiraf ediyor:

Şeriatçıların yargıdaki ağırlıktan üçte bir İçişleri’ndeki ağırlıkları yarı yarıya. “Milli” özelliğini yitirip “dini”olma yolundaki Eğitim Bakanlığı’ndaki ağırlığı
ise üçte iki oranında… Gelecek kuşaklara aydınlık bir eğitim vermek, giderek daha da zorlaşıyor.

Ve Türkiye’de “azınlık diktası”, ağır ağır, adım adım oluşuyor!

Henüz etkili olamadıkları tek kurum ordu mu? Ne zamana kadar?

Sivil kurumlar teker teker düştükçe, ordu sonsuza kadar dayanabilir mi?

Fırtınaların ortasında, birkaç metrekarelik dalgasız bir deniz parçası olanaklı mı?

★★★

İlhan Selçuk’un pazar günkü yazısı, kesip saklanacak türdendi, özellikle üç şeyin attı çiziliyordu:

1) 12 Eylül anayasası birkaç generalin marifeti değildir. İç ve dış sermaye çevrelerinin istek ve beklentilerinin ürünüdür.

2) “Ordu, laik cumhuriyetin güvencesidir” diye yan gelip yatmak aymazlıktır. Portekiz’de Salazar faşizminin ordusu, “Karanfil Devrimi“nden sonra demokrasinin ordusu olmuştur. İran’da Şah’ın ordusu Humeyni’nin ordusuna dönüşmüştür. Sovyetler’de komünizmin ideolojik eğitiminden geçen ordu, şimdi yeni Rusya’nın ordusudur.

3) 12 Eylül anayasasını, bugün askerler değil, siviller korumaktadır.

Bunların hangisi yanlış?

Demirel bile, 12 Eylül’ün yaptıklarına, ancak kendisinin de devre dışı kalacağını anladıktan sonra karşı çıkmadı mı? 27 Mayısçılar ile 12 Eylülcüler,
aynı çevrelerin etkisi altında mıydılar? İdeolojileri aynı mıydı?

Bugün anayasa, Türkiye’ye ayak bağı olan hükümlerinden niçin kurtulamıyor?

★★★

Bugüne nasıl gelindiği belli!

Sayın Demirel, uzun yıllar oy için dini kullandı. İktidar, MC’Ieri kurdu ve devletteki dinci kadrolaşmaya kapıları açtı. Ve dincileri kullanmak isterken dinciler tarafından kullanıldı.

Bugün DYP’deki RP dostları Demirel’in eseridir!

Marmaris’teki adam ve bir avuç arkadaşı, solun her türünü ve bu arada Kemalistleri susturdu, sindirdi, elinden geldiğince “temiz”ledi. Atatürk‘ün hemen tüm kurumlarını kapattı. “Türk-İslam sentezi“ni
resmi ideoloji yaptı.

Meydanın ırkçılara, dincilere ve para babalarına kalması, Marmaris’teki adam ve arkadaşlarının eseridir!

Rahmetli Özal – o sayede – Atatürk’ün bile yapamadığını ya da yapmak istemediğini yaptı; milletvekili olacakların isimlerini tek başına ve tek tek saptadı. ANAP örgütünün dinci ağırlıklı olmasını ve bunun Meclis’e yansımasını sağladı. Devletin ve özellikle eğitim sisteminin dincilere teslimini hızlandırdı.

“163 “ün kaldırılması ve yeni kurulan 16 üniversitenin başına “tarikatçı” rektörlerin getirilmesi Özal’ın eseridir!

Demirel, dincilere verdiği ödünleri “siyasal kurnazlık” ya da “siyasal gerçekçilik” adına yapmıştı. Marmaris’teki adam, nelere alet edildiğini hiçbir zaman anlayamadı, Özal ise, “inancının gereği”ni yerine getirdi

★★★

Bugüne nasıl gelindiği belli olduğu gibi, bugünden nasıl çıkılacağı da bellidir!

Geliş yolu iyi bilindiği ölçüde, çıkış yolunu bulmak da kolaylaşır.

Çıkış yolu, ulusal istenci çarpıtan çarpıklıkları düzeltmekten geçiyor. Ve öncelikle de işe Meclis’ten başlamaktan.

Bu Meclis – bir an önce – hakça bir seçim sistemi ile yenilenmelidir! Bunun yolunu açmak için de CHP bir an önce hükümetten çekilmelidir!

Tabii, eğer hâlâ “Atatürk’ün partisi” olduğu savını koruyorsa… Ve de eğer CHP’de öncelikle ülkeyi düşünenler, öncelikte kendilerini düşünenlerden daha
ağır basıyorsa!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz