Anasayfa » Öyküsüz Öykücü…

Yazı Hakkında

Başlık: Öyküsüz Öykücü…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 24 Ağustos 1997, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Öyküsüz Öykücü…

Öykümüz uzun yıllar önce bir orman köyünde geçer.

Köyde çok sevilen, ağzından bal damlayan bir öykücü varmış. Akşam olunca Köy kahvesinde gençler etrafına toplanırmış, Sorarlarmış:

– Bugün ne yaptın, ne gördün?

Öykücümüz anlatırmış:

– Sabahleyin ormanda yürüyüşe çıkmıştım. Bir de ne göreyim; pamuk prenses ile yedi cüceler halay çekip oynuyorlar… Irmağa doğru yöneldim; gözlerime inanamadım. Su perileri yeşil saçlarını altın taraklarla tarıyorlar…

Elbette bunları böyle kısacık değil, uzun uzun, ballandıra ballandıra anlatırmış.

Ve öykücü bir sabah evden çıkıp ormanda yürüyüşe başlamış… Aaaa! Gerçekten de pamuk prenses ile yedi cüceler. Gerçekten de ırmak kenarında su perileri…

Şaşkın, düşünceli köyüne dönmüş.

Akşam olmuş. Gençler gene köy kahvesinde etrafını atmışlar. Sormuşlar:

– Bugün ne gördün?

– Hiçbir şey!..

★★★

Okurlarım sık sık sorar oldular:

– Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim üzerinde artık hiçbir şey yazmıyorsunuz. Niçin?

Sayımız sadece birkaçtı… Ama yıllarca bıkmadan, usanmadan ve de umudumuzu yitirmeden yazdık.

“Milli İhanet Eğitimi Bakanlığı” dedik… “Devlet kendi eliyle birbirine düşman iki gençlik yetiştiriyor” dedik… ‘Bu aymazlıktan vazgeçilmezse, günün birinde iç savaş çıkması kaçınılmaz olur” dedik…

Sayısız, somut örnekler verdik…

Askerlikten gelip devletin en yüce makamına oturan kişiler bile, o zamanlar çok farklı düşünüyorlardı.

Cevdet Sunay ne diyordu:

– Okullarımız solcu yetiştiriyor. Devleti onlara teslim edemeyiz! Devleti teslim edeceğimiz kuşaklan imam-hatip okullarında yetiştireceğiz

Kenan Evren ne diyordu:

– İmam-hatip okullarında okuyan gençler iyi eğitim görüyorlar. Onlardan zarar gelmez!

Ve imam okulu mezunlarına polislik, kaymakamlık, savcılık, yargıçlık, valilik yolunu bu bakış açısı açıyordu…

Yaşandı, görüldü. Kör gözler, ancak Refah iktidar olunca açıldı.

İlk uyanan askerler oldu. Ordu bastırdı. İlk adım olarak kesintisiz sekiz yıl kabul edildi… Şimdi soruyorlar:

– Ne diyorsun?

– Hiçbir şey!..

★★★

Söylenecek bir şey kalmadı kalmasına da… Sarışın çirkin bayan ve benzerleri. “Tek tip insan yetiştireceksiniz; böyle demokrasi mi olur” demiyorlar mı; eliniz, diliniz, beyniniz karıncalanmaya başlıyor.

Sakalıyla, takkesi ile sarığı ile kılığı kıyafeti ile “İranlı” görünüşlülerin cirit attığı semtlerde görüyorsunuz “tek tip” insanı… Zerdüşt rahibelerinin üçgen başörtüsüne bürünmüş bazı hanım kızlarımızda görüyorsunuz “tek tip” insanı…

İmam okulu mezunları üzerinde yapıtmış kamuoyu araştırmalarında görüyorsunuz “tek tip” insanı…

O “tek tip” insanın, Arap- Acem kültürünü nasıl İslam diye benimsediğini görüyorsunuz… Kendileri gibi giyinip düşünmeyenlere, kendileri gibi yaşamayanlara nasıl “kâfir” diye baktığını görüyorsunuz…

Ve anlıyorsunuz ki… Asıl sarışın çirkin bayan ve benzerleri “tek tip”tir!

Her şeyi kişisel çıkartan açısından gören: dürüstlük. tutarlılık gibi kavramlara yabancı; kendilerini kurtarmak için tüm toplumu ateşe atmaya hazır;
yalancılığı kişiliklerinin bir parçası yapmış; dün söylediklerinin bugün tersini rahatlıkla söyleyebilen ‘tek tip”lerdir bunlar…

Tanrı toplumumuzu ve insanlığı, bu gibi “tek tip”lerden korusun!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz