Anasayfa » Refah’ın Düzeni…

Yazı Hakkında

Başlık: Refah’ın Düzeni…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 16 Şubat 1994, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI

Refah’ın Düzeni…

Toplumda büyük çoğunluğun değer yargılarına ters
düşenler için iki yol vardır.

Ya düşüncelerini ve niyetlerini apaçık ortaya koyarlar.
İnsanları şoke ederler. Toplumdan soyutlanırlar.
Umutsuzluğun verdiği saldırganlıkla ‘şiddet’e başvururlar.

Ve de yok olurlar. Tıpkı 12 Eylül öncesinin bazı sol
grupçukları gibi…

Ya da daha kurnazca davranırlar. Asıl niyetlerini gizlerler. Ilımlı ve hoşgörülü görünmeye çabalarlar. Kendilerini halkın kabul edebileceği bir kılığa sokmaya çalışırlar. Alıştıra alıştıra aşama aşama amaca ulaşmak ana yöntemleridir.

Ve de toplumu aldatırlar. Gerçek yüzleri ortaya çıktığında, çok kez iş işten geçmiş olur. Tıpkı Mussolini de, Hitler de olduğu gibi.

RP’ye en büyük desteğin Suudi Arabistan’dan geldiği,
artık saklanamayacak kadar ortada.

Öyleyse Sayın Erbakan ve arkadaşlarının kafalarındaki gerçek düzenin ipuçlarını da orada aramak pek yanlış olmaz. Oradaki uygulamaları ve sonuçlarını bilmek de elbette her Türk seçmeninin hakkı olur.

O seçmene “adildüzen”le ilgili somut örnekleri anlatmak da bizim hakkımız olur.

Tanığımız, Suudi Arabistan’da uzun süre çalışmış bir
arkadaş anlatıyor:

“- Arabamızı kaldırımın kenarına park etmiştik. Bir Suudi Arabistanlı’ya ait araba, yasak olduğu halde U dönüşü yaptı. Hızını alamayarak gelip bize çarptı. Kadının karşısına çıkarıldık. Suçun yarısının onda, yarısının da bizde olduğuna karar verdi. Onun suçu dikkatsizlik, bizim suçumuz ise orada bulunmuş olmaktı…”

Kadı kendilerine şöyle demişti:

“- Eğer memleketinizde kalıp buraya gelmemiş olsaydınız kaza da olmayacaktı. Öyleyse suçun yüzde 50 ‘si de size aittir.”

Suudi Arabistan’da içki yasak, uyuşturucu yasak, fuhuş yasak.

Her tezgahın altında viski var. 100 doları bastırınca şişeniz hazır.

Bütün ana yollarda “Uyuşturucu Kullanmayın!” yazılarının kocaman kocaman yer aldığı tek ülke Suudi Arabistan uyuşturucu kullanmanın cezası ölüm. Ama bütün gözlemler örneğin esrar kullanımının ABD’den daha yaygın olduğunu gösteriyor. Zengin şeyhlerin çocuktan uyuşturucu ile yakalandıklarında idare ediliyorlar.

Porno kasetler inanılmayacak kadar yaygın.. Fuhuş
Kabe’nin yanıbaşında ve açıktan yapılıyor. Endonezyalı,
Malezyalı, Mısırlı “hizmetçi”ler varlıklı kesimlerde elden ele devrediliyorlar.

Asyalı hizmetçi (işini bir haftalığına Türk arkadaşına ikram eden konuksever işadamları var)

Namaz dayakla, oruç dayakla. Sol el ile yemek yemek
yasak. Ama çatal yerine kullandığı sağ elini, yemek bitince üzerine sürerek temizlemek serbest. Çişini duvar kenarlarına yapmak serbest.

Namaz saatinde sokaklarda dolaşanları yakalayan
din polisi ‘döverek’ oracıkta namaz kıldırıyor. Namaz
saatlerinde bütün kepenkler iniyor. Ama kepengini indiren kimisi camiye giderken kimisi arkada uyuyor.

Ve kadınların hepsi çarşaflı.

Ancak gözlerim ellerini ve ayakkabılarını görebiliyorsunuz. Daha fazlasını görmek istiyorsanız yurtdışına çıkmalarını beklemek zorundasınız.

Yabancı havayollarının uçakları havalanır havalanmaz uçağın tuvaletinin önünde bir çarşaflı kadın kuyruğu Çarşaflı giren, başı açık ve kısa eteğe çıkıyor.

Bu mu “adil düzen?”

Refahlı dostlarımız bu sorunun yanıtını açıklıkla vermeliler … “Evet ise göğüslerim gererek söylesinler “Hayır” ise bunu lafı gevelemeden yapsınlar.

“İslamda baskı yoktur. Temizlik esastır. Yasakla değil, ikna ile sonuç almak gerekir. Bunlar yanlış şeylerdir!’ desinler.

Dürüst olsunlar ki kendilerine saygı duyalım.

Dürüst olsunlar ki demokrasi bir halkı “aldatma” oyununa dönüşmesin!.

DÜZELTME -Bir şanssızlık olsa gerek; son iki yazımın
ikisinde de önemli dizgi yanlışları vardı. Geçen yazımın
anlaşılmaz hale gelen bölümünün aslı şöyleydi:

O adamın profesörlüğünün iptali için Prof. Mümtaz Soysal’la birlikte Danıştay’da dava açtık. Üniversitenin avukatlarına güvenmeyen Sayın Doğramacı, kendi kesesinden “en iyi” avukatları tuttu. Avukatlar da işin özünü bir yana bırakıp Soysal ile benim “dava açma yetkimizin olmadığını” kanıtlama savaşı verdiler.

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz