Anasayfa » Sahip Çıkmak!

Yazı Hakkında

Başlık: Sahip Çıkmak!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 15 Eylül 1993, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Sahip Çıkmak!

Demokratik toplum, ‘kahraman’a gereksinmesi olmayan toplumdur.

Böyle bir toplumda, teker teker bireyler ‘dava’lara sahip çıkmaz. Benzer duygu ve düşünceler etrafında örgütlenmiş toplum kesimleri bu işi üstlenirler.

Böylece de kimsenin -her tehlikeyi göze alarak- bir ‘bayrak’ gibi ortaya atılmasına gerek kalmaz.

Ama ‘demokrasi savaşımı’ veren toplumlar, ne yazık ki ancak ‘kahramanlar’ının üzerine basa basa yükselirler. Öncü savaşmayınca ‘kitle’ savaşmaz.

Öncülerine sahip çıkan toplum, ‘yeni öncüler’in ortaya çıkmasını özendirir. Giderek öncüler ‘kitle’leşir ve ‘kahraman’lara gerek kalmaz!

Demokrasi yerleşir..

***

Bir ‘yürekli’ hukukçu çıkıyor.

Ödünsüz bir biçimde laikliği savunuyor. Kemalizmi savunuyor. 12 Eylül paşalarının anayasaya soktukları, Atatürk’ün miras haklarını çiğneyen maddeleri ‘hukuka aykırı’ olarak nitelendirmekten çekinmiyor.

‘Dinci’ ya da ‘ikinci cumhuriyetçi’ bütün ‘gerici’lerin ortak hedefi oluyor.

Ama ‘ilerici’ demokratik güçlerin ona her zaman ‘yeterince’ sahip çıkmadıklarını görüyorsunuz..

Bu adam, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden’dir.

HEP’in kapatılmasına ‘siyasal’ açıdan karşı olabilirsiniz. Fehmi Işıklar’ı -‘demokrasi’ açısından kazanılması gereken- sağduyusunu yitirmemiş bir Kürt kökenli aydınımız sayabilirsiniz.

Ama bunların hiçbirisi, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı eleştirmeyi, onun Kemalist başkanına yönelik, saldırılara karşı çıkmamayı haklı göstermez..

Her oyun ‘kural’ına göre oynanır.

HEP’li milletvekillerinin çoğunluğunun, daha adımlarını TBMM’ye attıkları ilk günden beri, kendi deyişleriyle TC’nin anayasası ve yasalarına, kürsüden ettikleri ‘yemin’e uygun davrandıklarını kim öne sürebilir?

İngiltere’de bile, IRA destekçisi bir milletvekili hapse atılmadı mı? Hangi toplum, bayrağına, ülkesine, devletine bu ölçüde düşmanca davrananlara ‘sınırsız’ bir hoşgörü gösterebilir?

Barolar Birliği Başkanı Önder Sav, “Siyasal partiler, ‘ne tür suç işlersek işleyelim partimiz kapatılmayacaktır. Bizi ancak seçmen tasfiye eder’ mantığından kurtulmalıdır” derken haksız mı?

“Kararı hukuka aykırı bulanlar mahkemeyi eleştireceklerine, davanın açılışı ve karar arasındaki bir yıllık süre içinde anayasayı değiştirselerdi” derken haksız mı?

“Anayasa Mahkemesi, ülkemizde demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin ve yargının temel dayanaklarının başında gelmektedir” derken haksız mı?..

Sayın Sav, doğru düşünceye, doğru kuruma, doğru kişiye ‘sahip çıkarken’ haklıydı!..

***

SHP’de bir Mümtaz Soysal var.

Kemalist devrimden gelip bugünün sosyal demokrasisine varmaya çalışan bir hareket içinde yer alıyor. ‘Sol’u da iyi biliyor, ‘Kemalizmi’ de.

“Geçmişin ilkeleri ile çağın gereklerini birleştiren” çok bilinçli bir kafa yapısına sahip.

Ne üç buçuk ‘ırkçı delege’ uğruna Kemalizmden vazgeçiyor.. Ne
-arkalarında hangi güçlerin olduğu bilinmeyen- bazı iletişim araçlarına sevimli görünebilmek için ‘2. cumhuriyetçiliğe’ ödün veriyor..

Türkiye’de Atatürk yadsınarak çağdaşlaşılamayacağının, solcu olunamayacağının ayrımında..

‘Yapı’sının bozukluğu nedeniyle ‘ideolojik’ görüntüsü de giderek bulanıklaşan bir SHP için, Prof. Soysal ‘bulunmaz’ bir nimettir. Sayın Karayalçın’ın yanıbaşından ayırmaması gereken bir ‘ideolog’dur..

Kurultayın çoğunluğu Soysal’a ‘sahip çıkarken’ haklıdır!..

Kahramanlara gerek duymayacak bir toplum için..

‘Örgütlü kitleler’in sırtında duracak bir demokrasi için..

Özgürce insanca, barış içinde yaşayabilmek için..

‘Doğru düşünce’yi savunan ‘öncü’lere sahip çıkalım!
Onlara ‘yalnız’ olmadıklarını duyuralım! Seslerinin -bizim seslerimizle birlikte- daha gür çıkmasını sağlayalım!..

Kemalistleri ‘oldukları her yerde’ destekleyelim!..

İster CHP’de, ister SHP’de, ister DSP’de., İster Anayasa Mahkemesi’nde.. İsterse Anadolu’nun bir küçük köy okulunda…

‘Onlar’ için değil, toplumun geleceği için, kendimiz için, çocuklarımız için yapalım bunu.. ‘Sol’a inanıyorsak, ‘solcu’ysak yapalım..

Ne güzel söylüyor İlhan Selçuk: “Anadolu’da Kemalizme söverek solcu olmaya yeltenmek, Allah’a küfrederek mümin olmaya kalkışmak gibi garip bir kişilik tutarsızlığının dışavurumudur.”

Geleceğimize ‘sahip’ çıkalım!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz