Anasayfa » Satın Alamadıklarımızdan mısınız?
Ahmet Taner Kışlalı Yazıları Cumhuriyet Gazetesi Haftaya Bakış Köşe Yazıları

Satın Alamadıklarımızdan mısınız?

Yazı Hakkında

Başlık: Satın Alamadıklarımızdan mısınız?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.11)
Tarih:  18 Temmuz 1997, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Satın Alamadıklarımızdan mısınız?

Adam cumhurbaşkanına çıkar. Bir punduna getirip önerir:
– Acaba bize mali danışmanlık yapar mısınız?
Ayda beş bin dolar veririz.
Cumhurbaşkanı pek nazik, terbiyeli bir insandır.
– Ben bu gibi işlerle uğraşmıyorum. Eğer gerekiyorsa
Maliye Bakanı ile görüşün…
Adam CIA’dan William Forster’dır. Cumhurbaşkanı
da Beni Sadr… Olay Humeyni’nin İran’da
iktidarı ele geçirmesinden bir süre sonra geçer.
Acaba fiyat mı yanlıştı, yoksa önerilen kişi mi?

★★★

Osmanlı’nın zekâsı ve nüktedanlığı ile ünlü Keçecizade
Fuat Paşa’sı Paris’e elçi olmuştur.
Bir yemekte imparatoriçe ile yan yana düşer. Ve
konuşmanın bir yerinde, her kadının bir fiyatı olduğunu
söyler… İmparatoriçe kızar:
– Ne yani, şimdi benim de mi bir fiyatım var?
Fuat Paşa ciddi bir tavırla özür diler:
– Sadece varsayımlar üzerinde konuşuyoruz.
Şimdi ben size, bir gece için bin altın önerseydim
ne yapardınız?
– Hakaret sayardım!
– Peki fiyatı on katına çıkarsaydım?
– Düşünmeden reddederdim!
– Ya yüz katına çıkarsaydım?
İmparatoriçe güler:
– Ben Osmanlı hazinesini tamtakır sanıyordum.
Nereden bulacaksınız o kadar altını?
Saygılı bir biçimde gülümseme sırası Fuat Paşa’dadır:
– Bakın haşmetmaab, der… Fiyatı saptadık, iş
kaldı parayı bulmaya!

★★★

CIA’nın bazı eski görevlilerinin, noter onaylı açıklamaları
önce Emin Çölaşan’ın köşesinde yer aldı:
“Kendi ülkesinde aylığa bağladığımız yabancı
ajanlarla ilgilendim ve bunları John McMahon’a
bildirdim. Bunlardan biri Tansu Çiller’di. Yılda
100 bin dolar aylık alırdı. Kod adı da Rose of İstanbul idi…”
Genelkurmay Batı Çalışma Grubu’nun hazırladığı
belgeli kalın dosya Yargıtay’a gitti. Oradan da
Anayasa Mahkemesi’ne.
Neler var bu dosyada?
Çok şey!.. Ve bu arada RP’ye Libya ve Suudi
Arabistan’dan yapılan yüklü para yardımları.
Oradaki bilgilere göre, Körfez bunalımı sırasında,
Irak’a savaş açılmasını desteklemek için Erbakan
“Suudi dostlar”ından 10 milyon dolar istemiş…
Almış da!
İlginç bir anımsatma da, Kaddafi’nin Libya’sının
başka kimlere yardım yaptığıyla ilgili: PKK,
Dev-Sol, IRA, ETA, Filistinli terörist örgütler…
Dolarlar önce Refah’a gidiyor. Türk parasına
çevrildikten sonra, yoksul ya da dar gelirli yurttaşların
oylarının satın alınmasında kullanılıyor.
Doların imanı mı var.. Kimisi Amerikalılardan gelir,
kimisi Araplardan. Kimisi Amerika’nın “laik”
emellerine hizmet eder, kimisi Arabistan’ın “şeriatçı”
emellerine…

★★★

Osmanlı’nın son döneminde devlet adamları
paylaşılmıştı.
Bazıları İngiliz yanlısı, bazıları Fransız, bazıları
Alman… Vahdettin bile, casuslarını Mustafa Kemal’in
Avrupa’ya yollayacağı heyetin evine sokuyordu.
Belgelerin kopyalarını alıp “düşman”a vermek için.
Sonra Kurtuluş Savaşı yaşandı.
Devlet adamlarımız da güçlerini yabancılardan
almaktan, onun bunun adamı olmaktan kurtuldular…
Başlar dikleşti.
Ne zamana kadar?
Menderes’ler, Bayar’lar, Türkiye’yi “Küçük
Amerika” yapacaklarını söyleyerek övününceye
kadar. Amerikan cumhurbaşkanlarıyla çekilmiş resimlerini,
partilere genel başkan olmak amacıyla
kullananlar türeyinceye kadar.
Fransa’nın önde gelen devlet ve siyaset adamlarından
Jacques Lang’ın milletvekilliği, geçen
dönem niçin düşmüştü? Seçim harcamalarında,
yasanın öngördüğü sınırı birazcık aştığı için!
Üstelik o paralar ne Amerika’dan gelmişti ne de
Arabistan’dan.
Fransa onun için güçlü, onun için saygın.
Ve Türkiye bugün, onun için yeni bir “Kuvayı
Milliye” gereksinmesi içinde!.. Kökü dışarda olanlardan
“yeniden kurtulmak” için!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz