Solcular, İstifa Edin!..

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Solcular, İstifa Edin!..

Daha birkaç yıl öncesinde ne diyordu Sayın Ecevit:

“- Birleşmeyi dine çıkardıkça, birleşme zorlaşıyor. Bu konudaki baskılardan vazgeçilse, soldaki partiler arasında yakınlaşmayı sağlamak için atılabilecek adımlar var!.”

İki de somut öneri yapıyordu.

Önce ‘ideolojik’ bir tartışma açılmalıydı. Uzlaşılan ve
uzlaşılamayan noktalar açığa kavuşmalıydı.

Farklı çözüm noktalarındaki diyalog sürerken de
üzerinde görüş birliği olan konularda, ortak girişimlerde bulunulmalıydı.

Örneğin, haksız ve çarpık ‘seçim yasası’nın değişmesi gibi..

Bu önerilerden ilkine Sayın Erdal İnönü karşıydı ..”Ecevit’in ağzı iyi laf yapar, biz altta kalırız!” gerekçesiyle..

İkincisine de ‘çevresi’ karşıydı.. “Ecevit’in peşine takıldılar” görüntüsü korkusuyla. Ve “İki ayrı partinin varlığını tescil etmiş oluruz” saçmalığıyla…

★

Sonuçları bugünü çok yakından ilgilendiren bir de olay yaşanmıştı.

Halk oylaması ile siyasal yasakların kalktığı günlerdeydi. 2. Cumhuriyetçi ‘demokrat’ Özal. siyasal rakiplerinin yasaklarının kalkmasına karşı verdiği ‘cansiperane’ savaşımı kaybetmiştir. Yenilgiyi en az zararla kapatmak için bulduğu yol da baskın biçiminde bir erken seçimdi. Yasakları kalkan
Ecevit, Demirel, Erbakan ve Türkeş’e ‘toparlanma ‘ zamanı tanımayan bir seçim..

SHP ile DSP arasında, bir ‘seçim işbirliği’nin bütün ön
hazırlıkları İstanbul’da -kapalı kapılar ardında- yapıldı.
Genel başkanlarından aldıkları yetki ile bu hazırlıkları
yürütenler de Sayın Hasan Fehmi Güneş ile Sayın Murtaza Çelikel idi.

O seçim işbirliğini son dakikada torpilleyen ise bir kez daha, Erdal Bey’in ‘çevre’si olmuştu. “İşbirliği” yapmazsak Ecevit seçilemez, siyasal yaşamı kapanır, biz de kurtuluruz!” gibi dahiyane bir gerekçe ile.

Ve o ‘çevre’ , bugün de Sayın Karayalçın’ın ‘yakın’ çevresindedir. Hem hükümette ve hem de partide..

★

Şimdi roller değişti..

Seçim işbirliği için adeta yalvaran. SHP, “Katiyen olma diye kesip atan da Sayın Ecevit.. Hukuk fakültesinden mezun olduğunu anımsamaya başlayan Sayın Baykal’a göre ise secim işbirliği ‘hukuki değil’ miş!

RP’si, MHP’si. DP’si 1991 seçimlerinde işbirliği yapıp
da Meclise gümbür ‘gümbür’ girdiklerinde bu ‘hukuki’..
Son yerel seçimlerde ‘fiili milliyetçi’ cepheler oluşturup
da büyük kentleri zaptettiklerinde, bu ‘hukuki’.. Radyo
TV Üst Kurulu için yapılan seçimlerde ANAYOL, yasaya
tekmeyi basıp da üyelikleri paylaşırken bu da ‘hukuki’..

Ama iki ay sonra yenilenecek bazı ilçe belediye seçimlerinde. ‘falanca yer desen adayını çek, filan cayerde de ben akılcılığını yaparsınız bu ‘hukuka aykırı’.

Karşındakiler birleşip de her defasında sana dayak
atarken göçerliğinden kaçmaya ‘hukukilik’ denmez,
‘aptallık’ denir!

Aptallık yapan, aptallığının cezasını görür. Ama bu üç
partinin o cezayı kendilerine oy verenlere de ödetmeye
ve seçmenlerini de ‘aptal’ yerine koymaya hakları yoktur.

★

SHP yapısal olarak perişan. ‘Numaracı Cumhuriyetçiler’le yola çıkan CHP, halkın gözünde bir türlü “Atatürk’ün kurduğu parti’ olamadı. Ecevit ise doğru şeyler söylüyor, yanlış şeyler yapıyor.

Üçü de halkın artık bıktığının farkında değiller.

ANAP ya da DYP yapısını düzeltse Laikliğe sahip çıktığı inancını verebilse.. ‘Sol’ un oylarının büyük bir kesimini alıp götürecek!..

Ne yapmalı?

İstifa etmeli!.. “Artık ben bu oyunda yokum! “demeli..

Üç ‘sol’(!) partinin üyeleri.. Örgüt görevlileri Belediye
başkanları, belediye ve il genel meclisi üyeleri. Ve hatta
milletvekilleri.. Hepsi.. Hepsi.. Partilerinden istifa etmeliler!. Onlara oy vermiş olanlar tarafından istifaya zorlanmaman.

Sol seçmenler parti binalarını işgal edip gerçekten
haykırmak . Tabelalar inmeli.

Parti önderlerine on binlerce mektup yazılmalı.. Duygular dile getirilmeli.. Onlar sokağa çıkamaz hale gelmeliler!..

Ya da, “Ben bunlara layığım diyerek susulmalı!..

Demokrasilerde ‘mucize’ yoktur!.. Kendi geleceklerine sahip çıkmayanların, kusuru başkalarında aramaya hakları olamaz!

Bizans’ın ‘sol’unda, kara cüppeliler meleklerin cinsiyetini tartışıyorlar!..