Anasayfa » Solda Yeni Bir Parti mi?!

Yazı Hakkında

Başlık: Solda Yeni Bir Parti mi?!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 06 Kasım 1994, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Solda Yeni Bir Parti mi?!

Öyle anlaşılıyor ki solda yeni bir parti gündemde.

Doğru mu? Yanlış mı?

Soldaki üç partide de aradığını bulamayanların “demokratik platform”lar ya da “taban hareketleri” oluşturmaları doğru… Kitle duyarlılığının örgütlenmeye dönüşmesi doğru… Benzer doğruları paylaşan hareketlerin bir araya gelmeleri de doğru.

Hatta Türkiye çapında bir şemsiye altında buluşmaları doğrunun da ötesinde- zorunlu! (Yoksa bölük pörçük çabaların beklenen sonucu veremeyeceği açık…) “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-1 Hukuk Cemiyeti’nin bir benzerinin doğması için tüm koşullar var.

Ama bu aşamada partileşme yanlış!

Olası bir partiye bir grubun oluşturmaya çalıştığı, “ideolojik çerçeve “nin çıkış noktası yanlış!

★★★

Önce “ideoloji”den başlayalım.

Saygı duyduğum iki isim… Prof, İlter Turan ile Dr. Mehmet Kabasakal. Ankara’ya gelerek, “yeni parti“nin programını anlattılar… Ve “sunuş “ şu savla başladı:

“Merkezden değişme modeli yanlıştır!”

Yani Mustafa Kemal, sanki başka türlü bir değişme
modeli 1920’lerde olanaklıymış da, isteyerek “tepeden inme”ciliği seçmiş… Savaşın başında yapılan “taktık”bir hata düzeltilebilir de, çıkıştaki “stratejik” bir hata düzeltilemez.

Gelişmiş ülke devrimler, ile geri kalmış ülke devrimleri
arasındaki temel ayrım nedir?

Fransa’da önce toplum değişmiştir Yeni bir sınıf (burjuvazi) doğmuştur. Bu yeni sınıfın güçlenmesini zorlaştırdığı için.. gelişen topluma dar gelmeye başladığı için, “eski düzenin değişmesi gerekmiştir.

1917 Rusyası’nda, 1920’lerin Türkiye’sinde durum aynı mıdır? Güçtü bir işçi sınıfı mı doğmuştur? Güçlü bir burjuvazi mi vardır? Toplumun “altyapı“sı değişmiştir de, bütün iş “üst yapı “yı ona uydurmaya mı katmıştır?

Mustafa Kemal halk örgütlenmelerim yasaklayıp, “sivil
toplum“u bastırıp, yani tabandan değişmeyi engelleyip..
tepeden değişmeyi mi dayatmıştır topluma?

Numaracı cumhuriyetçilerin “cehalet “ya da “ihanet”ten
kaynaklanan yanlışlarının, bazı iyi niyetli çevrelere de bulaşmış olmasını hoş görmek doğrusu çok zor!

Atatürk’ün bir ortaçağ toplumunda halkı harekete geçirebilmek için, geleceğin “sivil toplum “unun temellerini atabilmek için., ne büyük çabalar sarf ettiğini, köşe yazılarında, kitaplarda, TV ekranında en somut örnekleriyle anlatıyoruz… Ama bazıları, sadece “görmek istedikleri” şeyleri görüyorlar. Ön yargılarına ya da kendi dar çevrelerinin
eğilimlerine ters düşen gerçekleri -ne yazık ki-algılayamıyorlar…

★★★

İçerikte başka “önemli” yanlışlıklar yok mu?

Çok!

Örneğin şöyle deniyor “Özelleştirmenin amacı, devletin üretim ve dağıtımdaki payını asgariye indirmek ve piyasalarda rekabet sağlamaktır.”

Belli ki, “amaç” ile “araç” karıştırılmış… Özelleştirme, ancak kıt kaynakların daha akılcı kullanımına yaradığı ölçüde benimsetebilir… Devleti küçültmeyi amaç yaparsanız -programınıza koyduğunuz- “sosyal devlet”i nasıl gerçekleştireceksiniz? Bölgeler ve sınıflar arasında gelir dağılımı en bozuk on ülke olmaktan nasıl kurtulacaksınız?

Ve de.. Çiller’den, Boyner’den farkınız ne olacak?

★★★

Doğru çizgide buluşmak koşuluyla, bir araya gelmenin
yaran açık.

Yalnız “taban hareketleri” değil, çeşitli kitle örgütleri de
aynı çatı altında buluşmalı.. Temsilcilerini, ortak sözcülerini seçmeli… Sol’un doğru yönlendirilmesine, çok güçlü bir baskı grubu olarak katkı yapmalı…

Ve beklemeli.

Ecevit’e yönelişin sonuçlarını görmeli. DSP’nin “sağlıklı” kesimlerin “demokratik” katkısına gerçekten de açık hale gelip gelmediğini anlamalı… Soysalın “çıkış “ının nereye kadar gideceğini izlemeli…

Ancak tüm “umut”ların sönmesi durumunda, yeni bir sol
partiyi gündeme getirmeli: “Yeni” olmak koşuluyla ve “sol”
olmak koşuluyla!

Bu arada da… “Aman tren kaçıyor!” diye, fazlaca telaşa kapılmamalı!..

OKURLARIMLA BULUŞMA – 7 Kasım Pazartesi günü öğleden sonra, TÜYAP Kitap Fuarı’ndaki İmge Kitapevi bölümünde okurlarımla buluşup, kitaplarımı imzalayacağım.

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz