Anasayfa » Sözlerin Ardındaki Gerçek…!

Yazı Hakkında

Başlık: Sözlerin Ardındaki Gerçek…!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 14 Eylül 1994, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Sözlerin Ardındaki Gerçek…!

İstanbul Belediye Başkanı Sayın Tayyip Erdoğan, RP’nin vitrinindeki en önemli isimlerden birisiBu nedenle de yaptıkları ve söylediklerinin RP’yi bağladığını unutmamak ve ciddiye almak gerekir.

RP’li olmak SHP’li olmak değil ki, herkes aklına geleni söylesin.

Tayyip Bey, imam-hatip öğrencilerinin ‘haremlik selamlık’ uygulamasına göre yer aldıkları, bir Boğaziçi vapur gezisinde bulunmuş. Öğrencilere ve onlar aracılığıyla da kamuoyuna bir ‘müjde’vermiş:

“RP iktidara gelince, bütün okullar imam-hatipleşecek!”

RP’nin tek başına iktidarı olanaksız görünüyor.. Ama iktidar ortağı olabilir. Olunca da yukarıdaki müjdeyi gerçekleştirmek için çaba göstereceğine kuşku yok.

Öyleyse, seçmenin imam-hatip gerçeğini daha iyi bilmesinde yarar var.

★★★

Dosyalarımın birinde çoktandır bekleyen iki mektup bulunuyor.

Birincisi Karadeniz Ereğli’sinden 23 yıllık bir öğretmene ait. Bunun bir bölümü de imam-hatip okullarında geçmiş.

Sayın Cengiz Öksüz şöyle diyor:

“Bir zamanlar Köy Enstitüleri nasıl yoksul insanımızın umut kaynağı olmuşsa, şu anda da imam-hatip liseleri aynı durumda. Bakanlık, imam-hatip liseleri için hiçbir masraftan kaçınmıyor. Her şey gıcır gıcır. Yemekler güzel, parasız barınma olanağı var… Önceleri kız öğrencilerin sayıları oldukça azdı. Gün geçtikçe artıyor. Başları açık derse girerlerdi. Önce Kuran dersi için örtünme serbestliği tanındı. Daha sonra tüm dersler için aynı hak tanındı. Simdi artık öğretmenlerde başları kapalı bir şekilde derslere giriyorlar, törenlere katılıyorlar… Edebiyat öğretmenleri, inkılap tarihi ve vatandaşlık dersi öğretmenleri.. Ne hazin değil mi?”

İngilizce öğretmenlerinden biri, sınıfını Ankara’ya götürmek istemiş. Her şey hazırlanmış. Ama gezi programında Anıtkabir’in ziyaretinin de yer aldığı öğrenilince ortalık karışmış. Meslek dersi öğretmeninin öğrencilere
yönelik tehditleri sonucu, geziden vazgeçilmiş.

İşin asıl ilginç yanını olayın örtbas edilmesi oluşturuyor. Yerel basının otayın üzerine gitmesine ve tüm başvurulara karşın soruşturma bile açılmıyor. Donanma Komutanının bu yöndeki çabaları bile sonuçsuz kalıyor.

Ve işte Öksüz’ün son değerlendirmesi:

“Bu okullarda bir tane bile olsa, laik, Atatürk yanlısı insan yetişmediğini söylememe bilmem gerek var mı? Şu anda dört yüz bin çocuğumuz. Atatürk’e küfrederek eğitiliyor…”

İkinci tanığım, iç çocuk annesi bir İzmirli. Ticaretle uğraşıyor. İmam-hatip liseleri ile tanışıklığı Latif’e yanında iş vermesi ile başlamış.. Latif, 17 yaşında bir imam-hatip öğrencisi.

Sayın Hatice Gür Değirmenci, Latifte kendi çocuğu arasındaki sert tartışmaları anlatıyor. Latifle yaptığı uzun söyleşileri. Aziz Nesin’in Sivas konuşmasının Cumhuriyetle çıkan metnini ona nasıl okuttuğunu ve sorular sorduğunu yazıyor.

Gerisini kendisinden dinleyelim:

“Şimdi Latif Cumhuriyet okuyor, okudukça öğreniyor.
Öğrendiklerinden haz alıyor.. Tam başardım diyemem.
Zaten içinde bulunduğumuz ortam izin vermez buna.
Ama tazecik beynin nasıl yıkandığını iyice anladım.. Bir
yazınızda söz ettiğiniz imam-hatipli ile normal lisede
okuyan iki çocuğun birbirlerine olan düşmanlığı nasıl
yaşadığına tanık oldum..”

Ve Sayın Değirmenci ekliyor:

“üzerimize düşeni yapmaz isek, bu çocuklar tehlikede Laikliğimiz tehlikede, cumhuriyetimiz tehlikede, geleceğimiz kapkara.. Ben ana olarak üzerime düşenden fazlasını yapıyorum, ama yüreğim kanıyor. Gene de biliyorum ki, siz üzerinize düşeni yaptıkça, biz üzerimize
düşeni yaptıkça ne sol hareket çöker, ne de Türkiye de Kemalizm etkisini yitirir…”

Bir öğretmen.. Bir anne. Son satırlar, içişleri Bakanlığından genç bir Mülkiyeliye ait:

“Soruyorum; kaymakamların bugün yüzde kaçı
imam-hatip kökenli? Son yıllarda Mülkiye müfettişliğine
atananların temel niteliği neden ‘dinci’ eğilimli olmaları?”

İşte tanıklar ve işte sorular:

Benim ekleyecek bir şeyim yok!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz