Anasayfa » Suçlu Kim?

Yazı Hakkında

Başlık: Suçlu Kim?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.11)
Tarih:  17 Eylül 1997, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Suçlu Kim?

Olay Demirel’in evinin az ilerisinde geçti.
Tek yönlü sokağa, ters yönden bir araç girdi.
Normal yönden gelen araçlar durmak zorunda kaldılar.
Ve tam o sırada motosikletli bir trafik polisi
araçların arasından sıyrılıp olay yerine geldi.
İçimden “Oh dedim, kuralları ve diğer araçlardaki
insanları hiçe sayan bu saygısız şimdi cezasını
bulacak”.
Motosikletli polis de bizler gibi seyretti. Kuralları
altüst eden araç, hedeflediği sokağa sapıp gitti…
Diğer sürücüler gibi polis de olağan dışı hiçbir
şey olmamış gibi, “huzur içinde” yoluna devam etti…

Aynı sokak, aynı nokta.
Normal yönden gelen bir sürücü, kaldırımın kenarında
durdu. İşaretini vererek, karşı binadan inmekte
olan arkadaşını bir dakika kadar bekledi. Sokaktaki
trafik akışı sürüyordu.
Birden canhıraş düdük sesleri duyuldu. Trafik
arabasından inen bir polis sürücünün üzerine yürüdü:
– Hadi çek arabanı!.. Ne duruyorsun?
Oysa durulmaz işareti yoktu. Üstelik de sürücü
polise nazik bir biçimde “Siz” diye hitap ederek durumu
anlatmaya çalışıyordu. Ve polisin saygısız
“sen’li azarlamaları sürüyordu.
– Ben Size saygı gösteriyorum ve “Siz” diye hitabediyorum.
Daha nazik olamaz mısınız?
– Ne yani, senden bir de lütuf mu bekleyecektik?

★★★

İçkili, hatta ehliyetsiz sürücüler… Bir eliyle arabayı
yönlendirirken, öteki eliyle telefonu kulağında tutanlar…
Park yasağı levhasının hem de tam altında
parkedenler… Kentin ortasında, hız yasağını polisin
gözü önünde delenler…
Polisin burnunun dibinde kırmızı ışıkta geçenler…
Arabasıyla slalom yapanlar…
Ve bir çırpıda otuzu aşkın kişinin yaşamını yitirdiği,
yüze yakın kişinin yaralandığı kazalar…
Suçlu kim?
Emniyet yetkililerine sorarsanız, iki “baş suçlu”
var; Karayolları ve özellikle de halkın, sürücülerin
eğitimsizliği.
Eğer 24 saat içinde aynı noktada dört ölümcül
kaza olmuşsa.. elbette ki o noktada baş suçlu karayollarıdır.
Ama iş eğitimsizliğe gelince iş değişiyor.
Eğitim sadece kuralları okullarda öğretmekle,
radyo ve TV’lerde yinelemekle olmaz… Asıl ve özellikle,
polisin o kuralları hiçbir ayrım yapmadan, titizlikle
uygulamasıyla olur.
Yoksa kurallara uymayanlar, uyanları eğitirler…
Uymamanın kendisi kurallaşır.

★★★

Bütün uzmanlar söylüyor: Kazaların en başta gelen
nedeni, yük taşımacılığının karayolu ile yapılması!
Gelişmiş ülkelerde yük taşımacılığında karayolları
istisna; bizde ise demiryolları ve denizyolları…
Üç tarafımız deniz, kullanmıyoruz. Çumhuriyetin
tüm yokluklar içinde varettiği demiryollarını ise adeta
ölüme terketmişiz.
Otoyol yapımına, çift yol yapımına her yıl trilyonlar
gidiyor.. ve kazalar arttıkça artıyor, ölümler çoğaldıkça
çoğalıyor.
Yunanistan, içkili sürücünün aracına el koyma
uygulamasını başlatmış… Kazalarda azalma yarı
yarıya…
Çözüm yasa ise işte yasa!.. Ama uygulanmadıktan
sonra neye yarar!
Yok bizim sürücülerin eğitim noksanlığı varmış.
Peki yurttaşımız ta Almanya’dan Türkiye’ye kadar
kurallara uygun araç kullanırken eğitimli de…
Kapıkule’yi geçince niçin cıvıtıyor?
Yok polisin sayısı yetersizmiş.
Peki polisin bulunmadığı yerdeki kuralsızlıkları
kabul ettik de.. burnunun dibinde olanları görmezden
gelmesine ne demeli?
Eğitim elbette ki çok önemli!
Ama öncelikle de polisinki!..

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz